AKP'deki çözülme dindarlıktan mı, yoksulluktan mı?

KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, son 10 yılda Türkiye'de kültürel kimlikler ve gerilimlerin öne çıktığını belirterek, “Ancak son 2 yıldır yaptığımız araştırmalarda, yeniden sınıfsal gerilimlerin yükseldiğini görüyoruz. Artık Türk-Kürt, Alevi-Sünni olmak ziyade, yoksulluk belirleyici oluyor” dedi.

SHABER3.COM

KONDA Araştırma, İsveç merkezli uluslararası insan hakları örgütü Civil Rights Defenders için yaptığı “Türkiye Toplumunda İnsan Hakları Algısı ve Farkındalığı” araştırmanın sonuçlarını paylaştı. KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın yaptığı sunumla, araştırma raporunun sonuçları paylaşılırken, araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’de en fazla siyasetçilerin ve medyanın insan haklarını ihlal ettiği görüldü.

Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın haberine göre; Araştırmada toplumun yüzde 56’sının siyasetçiler, yüzde 32’sinin ise medya tarafından haklarının ihlal edildiği sonucu elde edildiğini söyleyen Ağırdır, “Toplumun bilgisi az olsa bile sezgisiyle ihlali tespit ediyor. Bu da problemin çözümü konusunda beklentinin kimden olduğunu gösteriyor” dedi.

YÜZDE 39 BİBER GAZI KULLANIMINI DOĞRU BULUYOR

“İfade özgürlüğü için yeterli ortam vardır” diyenlerin toplumun yüzde 32’sini oluşturduğuna dikkati çeken Ağırdır, toplumsal olaylarda biber gazı kullanılmasının doğru olduğunu düşünenlerin oranının ise yüzde 39 olduğuna değindi.

EN ÖNEMLİ GÖRÜLEN YAŞAMA, EN ÖNEMSİZİ ÖRGÜTLENME HAKKI

Raporda yer alan verilere göre, Türkiye’de en önemli görülen üç insan hakkı şöyle: Yaşama hakkı, ifade ve düşünce özgürlüğü, kadınların eşitlik hakkı. Katılımcılara verilen seçenekler arasında en az tercih edilen üç hak ise şöyle: Örgütlenme hakkı, protesto hakkı, toplantı ve gösteri hakkı.

Raporda dikkat çeken sonuçlardan biri ise, Türkiye’de her 10 kişiden 4’ü en çok din veya mezhebinden dolayı ayrımcılığa uğrattığını belirtmesi. Cinsiyetinden ve siyasi tercihinden, etnik kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğradığını düşünenlerin sayısı da din veya mezhebinden dolayı ayrımcılığa uğradığını düşünenlere yakın.

‘ARTIK KİMLİK GERİLİMİ DEĞİL SINIFSAL GERİLİM VAR, YOKSULLUK BELİRLEYİCİ’

Rapora ilişkin bilgi veren Ağırdır, yaptıkları çalışmayla ilgili değerlendirmesinde, siyasetin ve medyanın gerilim peşinde olan dilinin sonuçlara etki ettiğini belirtti ve şunları söyledi: “Son 10 yılda Türkiye’de kültürel kimlikler ve gerilimler çok öne çıkmıştı. 2010’dan 2019’a kadar 10 kez sandığı gidildi. Kanaatimiz odur ki, 9 yılda biz sandığa siyasi tercihlerimizle değil, kimliklerimizle gittik. Ancak son 2 yıldır yaptığımız araştırmalarda, yeniden sınıfsal gerilimlerin yükseldiğini görüyoruz. Artık Türk-Kürt, Alevi-Sünni olmak ziyade, yoksulluk belirleyici oluyor.”

‘ÇÖZÜLME DİNDARLIKTAN DEĞİL’

AKP’de çözülmenin dindarlık üzerinden değil, yoksulluk üzerinden olduğuna dikkati çeken Bekir Ağırdır, İYİ Parti’nin son kampanyasına atıf yaparak “Çözülme dindarlık üzerinden olmadığı için siz ‘Ömer’in Adaleti’ derseniz bir şey elde edemezsiniz” yorumunu yaptı.
<< Önceki Haber AKP'deki çözülme dindarlıktan mı, yoksulluktan mı? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER