"Türk-İslam medeniyetinin temel taşlarından birisini oluşturan Vakıflarımız ne yazık ki AKP hükümetleri dönemindeki yozlaşmadan nasibini almıştır." diyen Büyükataman, "Çeşitli isimlerle hükümete yakın insanlar tarafından kurdurulan vakıf müesseselerimiz yolsuzluk için bir araç hâline getirilmiştir. Buna en güzel örnek Sayın Cumhurbaşkanımızın oğlu tarafından yönetilen TÜRGEV'dir. AKP tarihe, okul kapatan, cami yıkan, kilise açan bir iktidar olarak geçecektir." dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu 47'inci birleşimini TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı yönetiyor. 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısının TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesine devam ediliyor.
Bugün; Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Afet Ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu bütçeleri ele alınıyor.
MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, vakıfların genel anlamda toplumda yardımlaşmayı, dayanışmayı yeşertmek amacıyla kurulduğuna dikkat çekti. İçinde bulunulan dönemde AK Parti iktidarının tüm kavramların ve kurumların içini boşalttığı gibi vakıfların da içini boşalttığını dile getiren Büyükataman, şöyle devam etti: "Türk-İslam medeniyetinin temel taşlarından birisini oluşturan Vakıflarımız ne yazık ki AKP hükümetleri dönemindeki yozlaşmadan nasibini almıştır. Çeşitli isimlerle hükümete yakın insanlar tarafından kurdurulan vakıf müesseselerimiz yolsuzluk için bir araç hâline getirilmiştir. Buna en güzel örnek Sayın Cumhurbaşkanımızın oğlu tarafından yönetilen TÜRGEV’dir. Bu sözde vakıf belediyeleri ve bakanlıkları adeta emri altına almış, istediğini yaptırmakta, istediği kararları anında aldırmaktadır. Bu çürümüş kokuşmuş yapıları denetlemesi kontrol altında tutması gereken Vakıflar Genel Müdürlüğümüz ise ne yazık ki restorasyon skandallarıyla ismini gündeme getirmektedir. Hukuk devletlerinde, demokrasilerde idarenin iş ve işlemleri denetime tabiidir yani şeffaflık ve hesap verebilirlik demokrasinin olmazsa olmazlarından birisidir. Ancak AKP iktidarları döneminde bunlardan bahsetmek mümkün değildir."
AK Parti döneminde gayrimüslim cemaat vakıfları konusunda ilk defa 2003 yılında AB uyum yasaları çerçevesinde düzenleme yapıldığını hatırlatan Büyükataman, 2008 yılında çıkarılan 5737 sayılı Vakıflar Kanunu ile cemaat vakıfları istisnai statüden çıkarıldığını, Medeni Kanun’a göre kurulan diğer vakıfların statüsüne getirildiğini anlattı.
Anayasanın ve Türk Medeni Kanunun 'Belli bir cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz' dendiğini ifade eden Büyükataman, "Buna rağmen AKP’nin yaptığı düzenlemelerle Lozan Anlaşması’yla verilen sınırlı ve istisnai haklar bu anlaşmanın da hilafına genişletilerek ve mütekabiliyet şartı aranmaksızın gayrimüslim cemaat vakıfları diğer vakıflarla aynı statüye getirilmiştir. Dolayısıyla, ülkemizde çoğunluğu teşkil eden Müslüman kesimin dinî amaçlı, cemaat amaçlı vakfı yok iken gayrimüslim, Hıristiyan ve Yahudi vatandaşların cemaat amaçlı vakfı her türlü hakka sahip kılınmıştır. AKP Hükûmeti kilise vakıflarına, sinagog vakıflarına pozitif ayrımcılık getirmiştir. Bunu İslamî hoşgörü ile izah etmenin imkânı yoktur. Bu açık bir şekilde boyun eğmedir, Lozan’ı Türkiye zararına delmektir. 'Azınlıklara haklarını vermek boynumuzun borcudur.' diyorsunuz, olmayan hakları zorlama yorumlarla veriyorsunuz. Peki, Müslümanların haklarını aramak kimin boynunun borcudur? Kilise vakıfları için bu kadar düzenleme yapıyorsunuz da ceddimizin kurduğu vakıfların haklarını niye aramıyorsunuz? Neden Lozan Anlaşması’nın gereği olan mütekabiliyet şartını aramadan tek taraflı tasarrufta bulunuyorsunuz? Daha da önemlisi bu hakkı kendinizde nasıl buluyorsunuz? AKP tarihe, okul kapatan, cami yıkan, kilise açan bir iktidar olarak geçecektir. Kurduğunuzu iddia ettiğiniz Yeni Türkiye’nizde Cumhuriyet’in kazanımlarını; kurşunla, kanla kazandıklarımızı iade etme hakkını size kim vermektedir? Yeni bir ülke ancak ve ancak bir bağımsızlık savaşıyla kurulur. Yanlış dış politikanız yüzünüzden Türkiye böyle bir mücadeleyle muhatap olmaya doğru gitmektedir. Bu mücadelede havaalanında dantelli çarşaflarla liderlerini bekleyenler -geçmişte olduğu gibi- arazi olacak, Türk Milliyetçileri ise namusunu elbette ki koruyacak ve kefensiz kahramanların yanındaki yerini alacaktır." şeklinde konuştu.
CİHAN