CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçim öncesi CHP'ye oy vermeyen seçmenin hassasiyetlerini anlamak ve buna göre söylem geliştirmek için araştırma yapılması talimatını verdi.

Bunun üzerine, kendisini “milliyetçi, muhafazakar" olarak tanımlayan seçmenler üzerinde çalışma başlatıldı ve belirli aralıklarla hazırlanan raporlar Kılıçdaroğlu'na sunuldu.

Milliyet gazetesinden Şevket Yaman'ın haberine göre raporlarda, “kutuplaştırıcı açıklamalardan kaçınılmasının”, “ekonomik gelişmelere vurgu yapılmasının", "iktidarın 'kibir' ve 'israf ifadeleriyle eleştirilmesinin” milliyetçi-muhafazakar kesim üzerinde etkili olacağı tespitleri yer aldı.

Kılıçdaroğlu da seçim stratejisini bu öneriler ekseninde, CHP'ye oy vermeyen kesimlerin desteğini alabilmek üzerine şekillendirdi. 

Edinilen bilgilere göre Kılıçdaroğlu, CHP'ye oy vermeyen kesimlerin oy verme hassasiyetlerinin saptanmasını istedi. Daha önce de CHP için kamuoyu araştırmaları yapan özel bir şirket bu konuda çalışmalarını yoğunlaştırdı. Söz konusu şirket, kendisini "milliyetçi-muhafazakar" olarak tanımlayan yaklaşık 40 seçmen ile psikologlar eşliğinde "derinlemesine mülakat" yöntemiyle "odak grup" olarak adlandırılan bir çalışma başlattı. Kapsamı daha sonra genişletilen çalışmada seçmenlere, "sorunlarının", "beklentilerinin" ve "CHP'de görmek istediği politikaların ve belediye başkan adaylarının" sorulduğu, böylece oy verme davranışlarının mercek altına alındığı öğrenildi. Bu konuda 4-5 ayrı rapor hazırlanarak Kılıçdaroğlu'na sunuldu.

SÖYLEM ÖNERİLERİ

Araştırma raporlarına dikkat çeken söylem önerileri yansıdı. CHP'nin doğru söylemlerde bulunması halinde, Cumhur İttifakı seçmeninin bir bölümünün oy tercihini değiştirebileceği belirtildi.

Raporlarda, CHP'nin "kutuplaştırıcı, sert açıklamalardan kaçınmasının", "ekonomik gelişmelere vurgu yapmasının", "iktidarı kibir ve israf ifadeleriyle eleştirmesinin", "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsının hedef alınmamasının" milliyetçi-muhafazakar kesim üzerinde etkili olacağı vurgulandı. Raporlarda Tank ve Palet Fabrikası'nın devri ile papaz Brunson'ın tahliyesiyle ilgili tartışmaların üzerine gitmenin bu kesimin oy tercihlerini değiştirmekte fayda sağlayacağı belirtildi. Kampanyadaki "yerel seçim algısının" korunmasının ve ekonomide "üretim" vadeden söylemlerde bulunulmasının önerildiği raporlarda, "yeneceğiz, alt edeceğiz, zafer kazanacağız" gibi kutuplaştırıcı ifadelerden kaçınılması gerektiği vurgulandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti örgütüne yönelik hitabında "Özellikle küçük ve orta boy belediyelerin kadrolarında zayıflıklar var biliyorum. Örneğin bir AB projesini İngilizce olarak hazırlayacak elemanları yok. Bu onun suçu değil. Biz size elemanlar göndereceğiz. Oturacak, projeyi hazırlayacak. Siz sadece başkan olarak imza atacaksınız" ifadesini kullanmıştı.

Kılıçdaroğlu şunları kaydetmişti:

"Genel Merkez’de böyle bir birim oluşturacağız. Bakanlıklarla yazışmalarınızda sorun olursa Genel Merkez olarak biz takip edeceğiz. Sorun olursa milletvekillerini görevlendireceğiz. Her başkanı yakından izleyeceğiz. Artısını eksisini izleyeceğiz. Bunun için de bir ekip kurduk. Başkanları ziyaret edecekler, performanslarını ölçecekler.”

Bize oy vermeyenler bizi nasıl biliyor? Bizi düşman görmemeleri lazım. Bir araştırma yaptırdık. Bunlar AK Parti’ye oy verenler. Bir psikolog eşliğinde araştırma yaptırdık. Biz ne söylersek bizi dinlerler diye. Bu çalışmayı yaptık. Söylemlerimizi buna göre değiştirdik. Ve şimdi onlar bizi dinliyorlar. Bizi dinledikleri için onların tepesindeki yöneticiler rahatsız."