Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Oktay Vural, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 12 Eylül'de yaptığı son kongresinin Türk siyasi hayatı ve tarihi açısından ders olarak okutulabilecek kongrelerinden biri olduğunu söyledi. 12 Eylül'de Cumhurbaşkanı'nın bir partinin MKYK'sına el koyduğuna şahitlik edildiğini kaydeden Vural, "Bir partinin MKYK üyelerinin parti genel başkanı değil de Saray'ın onayıyla atandığına ve buna da seçim denildiğine şahitlik edildi. Parti genel başkanı kendi MKYK'sının bile seçemedi, kongre delegeleri MKYK'yı bile seçememiş. İnanın MKYK listesinde Davutoğlu'nun dertleşebileceği kimse yoktur. AKP MKYK'sında bir oylama yapılsa Davutoğlu genel başkan olamaz." dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin son kongresinin Türk siyasi hayatı ve tarihi açısından ders olarak okutulabilecek kongrelerinden birine sahne olduğunu kaydeden Vural, şunları ifade etti: "12 Eylül'ün yıldönümünde 12 Eylül 1980 darbesinin yıldönümünde aslında verilmek istenen mesaj şudur. Yok aslında birbirimizden farkımız biz darbeciyiz. Aslında 12 Eylül'de millet egemenliğine el koyanlar ve bu süreç içerisinde kendi devlet başkanını önünü açanlar 12 Eylül'de bu defa Cumhurbaşkanı seçilmiş olanın bir partinin MKYK'sına el koyduğuna şahitlik etmiştir."
Bir partinin MKYK üyelerinin parti genel başkanının değil de Saray'ın onayıyla atandığına ve buna da seçim denildiğine şahitlik edildiğini kaydeden Vural, şöyle konuştu: "Parti genel başkanı kendi MKYK'sını bile seçemedi, kongre delegeleri MKYK'yı bile seçememiş sadece sarayın partisi olduğunu ve milletle irtibatının kesildiğini ortaya koymuştur. Adalet ve Kalkınma Partisi milletle irtibatını kesmiş bir saray partisi olduğunu ortaya koymuştur. Saraydaki zatın Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olamayacağı Anayasa'nın kendisine verdiği görevleri yapmaktan uzak olduğu daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu konuda medyanın bütün bu konuda sarayın bütün müdahaleleri ile ilgili yazmalarına karşılık Cumhurbaşkanı'nın bir tek yalanlama bile gelmemesi Türkiye'de kaosun bir numaralı sorumlusunun kim olduğunu açık ve net ortaya koymaktadır. Bugüne kadar vesayette başbakanlık yapan Davutoğlu bundan sonra da vekaleten başbakanlığı ve genel başkanlığı yürüteceği anlaşılmakta. Gerçekten 12 Eylül'de saray AKP yönetimine el koymuştur, Davutoğlu'nun etrafı sarayın adamları tarafından kuşatılmış durumdadır, bu itibarla bakıldığında saray partisi Davutoğlu, saray'ın başbakanın olduğunu tescillemiştir. Gerçekten acınacak bir durumdur kendi çalışma arkadaşlarını bile belirleyemeyen bir parti genel başkanı vardır karşımızda. İstemediği herkesin MKYK'ya alındığı istediği hiç kimseyi de MKYK'da çalışma arkadaşı olarak belirleyemeyerek bir iradenin Türkiye'ye vereceği bir şey yoktur."
ARINÇ GİBİ ABDULLAH GÜL GİBİ BİR KENARA ATILACAĞI GAYET AÇIK VE NET...
MHP'li Vural, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu iradesi ile milletle irtibatını kesip Türkiye'de kaos, karmaşa ve kanla belirlenmiş bir gündemden sıyrılarak siyaset yapmak istediğini açıkça ortaya koyduğuna işaret etti. Vural, "Kendisi bile sor seçilebilmiş anlaşılan o. İnanın MKYK listesinde Davutoğlu'nun dertleşebileceği kimse yoktur. AKP MKYK'sında bir oylama yapılsa Davutoğlu genel başkan olamaz. Gerçekten Davutoğlu'nun bu durumu bize saray sözcüsünün bir tanımını hatırlattı değerli yalnızlık. Yalnızlık bir vaka ama değerlilik ancak bir züğürt tesellisi olabilir. Zamanı ve mekanı geldiğinde onunda Arınç gibi Abdullah Gül gibi bir kenara atılacağı gayet açık ve net ortaya çıkmaktadır." görüşünü aktardı.
CİHAN