Millet Gazetesi'nde yer alan haberdeki iddialara göre AKP, kurulduğu 2000 yılından bu yana en kritik ve sancılı günlerini yaşıyor. Habere göre ayrıca, ''Hükümet, genel merkez ve teşkilat ‘Saraycılar, Gülcüler ve Hocacılar’ diye bölündü. Arınç-Gökçek kavgası ve son olarak Diyanet’in hutbeli mesajı da Gül kanadının bir çıkışı olarak yorumlanıyor.'' 

2002’de iktidara gelen parti, özellikle 17- 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonları sonrasında girdiği girdaptan bir türlü kurtulamadı. Parti içindeki ayrılıklar da iyiden iyiye su üstüne çıktı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasında yaşanan istifa polemiği bu çatlağın en bariz göstergesi oldu. Her ne kadar Başbakan Ahmet Davutoğlu, iki isim arasında yaşanan kriz için “bu konu kapandı” dese de artçı sarsıntıları hala sürüyor. Kulislerdeki iddialara göre AKP’de üç grup arasında ciddi bir kavga yaşanıyor. Hükümet ve AKP, Saraycılar, Gülcüler ve Davutoğlu Hocacılar diye bölündü. Yaşananlara gelirsek...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “izleme komitesi” çıkışı ile başlayan ve Başbakan Yardımcısı Arınç’ın karşılık vermesi AKP içindeki en büyük kavgayı ortaya çıkardı. Arınç ve Gökçek’in birbirlerine söyledikleri ortada. Başbakan Davutoğlu “konu kapandı” dese de hem Arınç hem de Gökçek’in bu tartışmayı sürdürdü.

Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü İbrahim Kalın, kavgayı “Cumhurbaşkanlığını ilgilendiren bir konu değil” dese de kulislerde farklı bilgiler dolaşıyor. İddiaya göre Arınç’ın kendisine cevap vermesine kızan Erdoğan, hemen danışmanlarına “Arınç’a cevap verilsin” emrini veriyor. Danışmanlar da Gökçek’i arıyor ve talebi iletiyor. Burada cevaplanması gereken soru ise şu: “Arınç’a neden bir bakan değil de bir belediye başkanı cevap verdi ve kim istedi?”

Bu sorunun cevabına geçmeden önce bir başka iddiayı paylaşalım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Mart tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Davutoğlu’nu ve kabine üyelerini sert bir şekilde eleştirdiği artık gizlenmiyor. İddia o ki Erdoğan, Davutoğlu’nu bu göreve getirmekten oldukça pişman. Ve yine iddia o ki Erdoğan, 7 Haziran sonrası eğer AKP iktidar olursa Davutoğlu’na Hükümeti kurma görevini vermeyecek.

“Neden Gökçek cevap verdi? “sorusuna gelince. Milli Görüş geleneğinin önemli isimlerinden birisi olan Gökçek, Gül’ün siyaset teklifini şimdilik “hayır” dediği bir dönemde AKP içinde etkin olmak istiyor. Bunun yolunun da Erdoğan’a yakın olmaktan geçtiğini biliyor. Nitekim Arınç, Gökçek ile yaptığı açıklamada “Arkasında kim olduğunu biliyorum” diyerek bir mesaj vermişti. Gökçek’in safında ise partiye daha sonra monte edilen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu yer alıyor. Saraycılar olarak tanımlanan bu ekibin en güçlü diğer isimleri ise Erdoğan’ın danışmanları.

Şimdi makarayı yine geri sararak konuya devam edelim. Başbakan Davutoğlu, Arınç ve Gökçek arasında yaşanan tartışma sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 21 Mart Cumartesi akşamı görüştüğünü söyledi. Ancak Davutoğlu’nun açıklamadığı ve derin kulislerde dolaşan bilgiye göre “Erdoğan o akşam Davutoğlu’ndan Arınç’ın azlini” istedi. Davutoğlu ise buna direndi.

Peki Erdoğan’a Arınç konusunda direnen Başbakan Davutoğlu AKP içinde nasıl bir güç dengesi içinde bulunuyor? Davutoğlu aslında Erdoğan’ın baskılarından bunalmış durumda ve çıkış yolu arıyor. Ancak Erdoğan’ın gücünü de biliyor. Açıktan tavrın kendisini seçim meydanlarında zorda bıkacağının çok farkında. Şimdilik beklemede. Peki ne zamana kadar? İddia o ki “Davutoğlu, Erdoğan’a tepkisini 7 Nisan’da milletvekili listelerindeki tavrı ile gösterecek.” Bunu çok yakında öğreneceğiz. Peki ikinci bir soru “Davutoğlu, Gül’e mi yakın?” Cevap ise “Erdoğan’dan ziyade Gül’ü tercih eder ancak Davutoğlu’nun asıl istediği kendi başbakanlığının devam etmesi.” Bu açıdan dengeleri gözetiyor.

AKP içinde en hareketli ekiplerin başında Abdullah Gül ekibi geliyor. Bu ekibin ağırlığını Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan, Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Çalışma Bakanı Faruk Çelik, eski bakanlardan Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç oluşturuyor. Gülcüler AKP’nin 7 Haziran seçimleri sonrası koalisyon oluşacağını ve bu nedenle 2016’da erken seçim olacağına inanıyor.

Yazıyı çok flaş bir ayrıntı ile noktalamak istiyorum. 27 Mart Cuma günü Diyanet camilerde çok ilginç bir hutbe okuttu. "Kamu ve Kul Hakkı" konulu hutbede kamu malı yemenin büyük günah olduğu anlatıldı. Aslında bu çok flaş bir gelişmeydi. Zira Diyanet, 17 - 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonları sonrasında Erdoğan’ın tepkisini çekmemek için hiçbir şekilde yolsuzluk içeren bir hutbe okutmadı. Bir hatırlamada daha. Bülent Arınç, 16 Mart Bakanlar Kurulu sonrasındaki açıklamada şöyle bir cümle kurmuştu : “Ben siyasi hayatımın sonunda iki ay sonra başım dik alnım ak olarak gezeceğim. Hiçbir akçeli işte benim ismim geçmez. “ Ve noktayı koyalım. Arınç gibi Diyanet’in mesajının hedefin de Tayyip Erdoğan vardı.