"AKP iç tüzük değişikliğiyle muhalefetin sesini kesmeyi amaçlıyor"

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Mart 31 2016
CHP’li Atilla Kart, AKP’nin iç tüzük değişikliği ile muhalefetin tek konuşabildiği yer olan TBMM’de de sesini kesmeyi amaçladığını belirtti. Ülkenin yeni anayasa, iç tüzük ve dokunulmazlık konuları ile tek adam rejimine doğru sürüklenmek istendiğine dikkat çekti.
"AKP iç tüzük değişikliğiyle muhalefetin sesini kesmeyi amaçlıyor"

CHP eski Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Atilla Kart, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun liderler turu ile başlayıp kamuoyu önünde sıkça dile getirdiği üç önemli hususun tehlikelerini Özgür Düşünce'ye anlattı. Yeni anayasa, iç tüzük ve dokunulmazlık konularının birlikte ele alınması gerektiğini dile getirdi.

DİRENME ZEMİNİ KALDIRILACAK

Atilla Kart, AKP'nin iç tüzük değişikliği talebinin altında son dönemde sıkça başvurduğu torba ve temel kanun uygulamalarına dayanak oluşturma çabası olduğunu belirtti. “Bir an önce çıkarmak istediği yasaların görüşmeleri sırasında muhalefetin sesini kısmak ve yasaları kısa sürede geçirmek istiyorlar. Anayasa çalışmaları sırasında da muhalefetin direnme ve kendini ifade etme zeminini tümden yok etmeyi amaçlıyorlar. Muhalefetin konuşabileceği tek zemin TBMM kaldı. O zemini de yok etmeye yönelik bir girişimdir” dedi.

MAHKUMİYETLER GÖRECEĞİZ

Atilla Kart, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin ısrarla üzerinde durduğu dokunulmazlık konusunda oynanan oyuna da dikkat çekti.

“Dokunulmazlıkların mevcut yargı düzenine göre kaldırılması halinde Sulh Ceza Hakimlikleri ve anayasal düzeni koruma iddiasındaki savcılıklar üzerinden aslında eleştiri niteliğinde olan dosyaların hakaret olarak nitelendirilip mahkumiyetlerin başladığını göreceğiz. Böylece muhalefetin Meclis kürsüsünü kullanamaz hale geldiği bir başka boyutu yaşayacağız” ifadelerini kullandı.

ÜLKE TEK ADAM REJİMİNE SÜRÜKLENECEK

Atilla Kart, üçüncü aşamanın ise anayasa değişikliği ile gerçekleşeceğine işaret etti: “Anayasa düzenlemesi ile de yargıyı tümüyle yürütmenin ve başkanın hegemonyasına koyan, yasamayı başkana tabi kılan tek adam rejimine geçeceğiz. Bu üç konu Türkiye'de artık demokrasinin, hukukun o nisbi kırıntılarının da tümüyle yok edilmesi, tek adam rejiminin tüm dinamikleri ile kurumsal hale gelmesi demektir. Bu rejimin adı otori

Bu haberler de ilginizi çekebilir