İşte Osman Özsoy'un o yazısı:
Bugün Türkiye’nin dünyada İTİBARI dibe vurmuşsa, hiç kuşkusuz bunun mimarları (!) vardır.
Dün akşam haberleri izleyenler görmüşlerdir.
Yakın zamana kadar Gaziantep’ten Halep, Şam’a gitmek, Gaziantep’ten Adana Mersin’e gitmekten daha kolay, hatta ticari açıdan daha kârlıydı.
Nasıl oldu da, araya beton duvar örülecek hale geldi?
Sadece AK Parti Hükümetlerinin değil, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bugüne kadar gördüğü enbaşarısız bakanı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olmuştur.
Hatta bugüne kadar göreve gelmiş tüm bakanlıklar arasında en başarısızı olduğu bile hiç tereddütsüz söylenebilir.
Nedeni belli.
Cumhuriyet Tarihimiz boyunca göreve gelmiş hiçbir bakan, uyguladığı politika ile bir başka ülkenin kan gölüne dönmesine zemin hazırlayacak bir etki oluşturmamıştır. Bugün dünyada, Suriye’nin bu hale gelmesinde Türkiye’nin etkisini inkar eden var mı?
Bugüne kadar görev yapmış 47Dışişleri Bakanı arasında en uzun görevde kalan üçüncü dışişleri bakanı olan Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 90 yılda biriktirdiği İTİBARI görevde kaldığı 5 yıl içinde SIFIRLAMIŞTIR.
1 Mayıs 2009’dan,Başbakan olarak atandığı 29 Ağustos 2014 tarihine kadar 5 yıl 3 ay 29 gün dışişleri bakanı olarak görevde kalan Davutoğlu, Ortadoğu’nun 4 büyük ülkesinden büyükelçilerimizin kovulmasına neden olan dış politikanın da mimarıdır.
Eğer bugün Erdoğan, dün miting yaptığı Ortadoğu’daki ülkelere bugün gidemiyorsa, sebebi Davutoğlu’dur.
Üstelik Türkiye’nin SIFIRLANAN dış itibarı nedeniyle, çok sayıda ülke, Ermeni Soykırım İddialarını Parlamentolarından hızlı bir şekilde geçirme cür’eti göstermiştir. Türkiye güya buna tepki olarak bu ülkelerden büyükelçisini geri çağırmış, konu kamuoyu gündeminden düşünce de sessizce geri göndermiştir.
Dün gazetelerde vardı.
Cumhuriyet Tarihi boyunca Türk devlet yetkililerinin diğer ülkeler tarafından en çok yalanlandığı dönem, Davutoğlu’nun başbakan olarak görev yaptığı son bir yıllık dönem olarak tarihe geçti.
Ankara’dan yapılan açıklamalarla, muhatap ülkelerin açıklamalarının çeliştiği, neticede işin doğrusunun diğer ülkelerin dediğinin olduğu böyle bir dönem hiç olmamıştı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenirliği hiç bu kadar sorgulanmamıştı.
Bugün telefonlarına çıkılmayan, dünyanın saygın ülkelerinin liderlerinin randevu vermek istemediği, aynı fotoğraf karesinden görünmekten çekindiği bir Türkiye gerçeği var.
Ne komiktir ki, Cumhuriyet Tarihinin en başarısız Dışişleri Öakanı başbakan yapılarak ödüllendirilmiştir. O kadar başarısız ki, 2 defa hükümet kurmasına rağmen, ikisi de atama ile olmuş, yüzde 41 oy almasına rağmen, en azından bir koalisyon hükümeti kurmayı başaramamış dünyanın tek genel başkanı olmuştur.
AKP’nin başarısız olduğu konulara ilişkin eleştirilerimiz yeni değil.
AKP Hükümetlerinin en BAŞARISIZ diğer bakanı hangisi biliyor musunuz?
Tam beş yıl önce, yine böyle bir kurban bayramı öncesinde, “Başbakan Erdoğan’ın çözemediği 2 konu” başlıklı yazı kaleme almıştım. Yazının son cümlesi; “Yazı başlığında 2 kelimesine yer verdiğim için şimdilik burada kesiyorum. Bir çırpıda 20 başlık da sırayalabilirim” şeklinde bitiyordu.
Yazıda ele alınan ve Erdoğan’ın başaramadığı iki konudan biri olarak, Hükümetin Tarım ve Hayvancılık Politikası ele alınıyordu.
Dünyanın en verimli ve bereketli coğrafyasında yaşamamıza rağmen, dünyanın en pahalı ekmeğini ve etini yiyoruz.
Buğday deposu olmakla övünen ülkemiz, AKP iktidarları döneminde vatandaşını doyurabilmek için buğday ithal etmek zorunda kaldı.
Bu ülke tarihinde ilk defa, kurban bayramı öncesi kurbanlık hayvan ithal etti.
Bu tablo karşısında haklı olarak; “Erdoğan Tarım Bakanı mı ki, dağda bayırda dolaşsın, halkın ucuz et ve ekmek yemesinin önünü açsın. Olsa olsa bu işten tarım bakanını sorumlu tutabilirsiniz” diyenler olacaktır.
Hiç unutmuyorum, 21 yıl önce televizyon programcılığına başladığımda, ilk konuğum bir belediye başkanı olmuştu.
Yanılmıyorsam tam tarihi 28 Ağustos 1994’tü.
Kendisine;“Meslek olarak doktorsunuz ama belediye başkanlığında da çok başarılısınız... Aslında birbirinden ne kadar farklı görevler gibi duruyor...” diye sorduğumda, verdiği cevabı hiç unutmadım.
“Yöneticinin her işten anlaması gerekmez. İşten anlayanları işin başına getirir, kendisi orkestra şefi gibi işleri uyum içinde idare eder” demişti.
Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde Tarım Bakanlığı görevinde uzun kalan isim olan Mehdi Eker, nasıl bir başarı gösterdi ki bu rekoru kırdı bilemiyorum..