Tolgay Demir, NASA tarafından çekilen fotoğrafların tamamının “photoshop ürünü” olduğu iddialarına yer verdiği yazısında, sözde iddiaları kanıtlamak uğraşıyla birtakım görüntüler paylaştı. Demir, farklı zamanlarda çekilmiş fotoğraflar arasındaki farkları ilginç bulurken, uzaydan atlayış gerçekleştiren Felix Baumgartner’ın kaydettiği görüntüleri de ‘optik yanılsama’ olarak gördü. Fotoğraf makineleri ve kamera mercekleri hakkında “engin bilgilere” sahip olduğu görülen Demir, fotoğraf makinası ve kameraların hem aydınlık, hem de karanlık alanları aynı anda eşit biçimde algılayamadığı gerçeğini de görmezden geldi.
Demir ayrıca, insanın Ay’a yolcuğununun da ‘komplo’ olduğunu, Ay’a yolculuk edilmediği, söz konusu yolculuk görüntülerinin de stüdyo ortamında gerçekleştirildiğini gösteren “birçok kanıtsal görüntü ve analiz bulunduğunu” yazdı.
AKP’li Demir, “Neden düz dünya, düz ise neden insanlara küre olarak sunulmaya çalışılıyor?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Dünyanın küre olması ve küre sistemde, trilyonlarca yıldız ve gezegen arasında bir toz zerresisin şeklinde sunularak insanın değersizleştirilmesi evrim teorileriyle süsleyerek yaşamın anlamsız kılınması bir tür bilim dini projesinin sistemak şekilde devam etmektedir ve dünya üzerinde yapılan ankette yaşamın anlamsızlığı yüzde 77 oranına ulaşmıştır. Buda insanları sadece tüketme ve çoğalma odaklı kapitalist sistemin köleleri olmaya dönüştürmüştür.”
Demir, ilkokul çağındaki çocukların dahi kolaylıkla karşılık verebileceği bilimdışı yazısına şöyle devam etti:
“EĞER DÜNYA DÜZSE GÜNEŞ NEREYE GİDİYOR?”
“Güneş ne doğar ne batar, ama saat yönünde doğudan batıya doğru seyahat eder. Perspektiften dolayı doğuyor ve batıyor gibi görünür. Güneş ufukta, insan perspektifinin ufuk noktasında, gökyüzünün yerle buluştuğu noktada gözden kaybolur. Bu tamamen persfektif ve havanın içerisinde bulunan su buharının mercek etkisi yaratmasından ötürü batıyor gibi gözükür. Ama yapılan gözlem ve deneylerde güneş uzaklaşarak yok olur. Bununla ilgili deneyler internette mevcuttur.”
Bahsettiği sözde kanıtların hiçbirine yer vermeyen Demir, yerçekimi hakkında yazdıkları ile de şaşırtmadı:
“Dönen küre modelinin işleyebilmesi için yerçekimi kavramı bir zorunluluktur. İnsanlar idrak bile edemeyecekleri bir hızla uzayda süratle ilerleyen bir kürenin üzerinden düşmeyeceklerine kolayca inanırken, hareketsiz düz bir düzlemde yaşamanın çok daha kolay olduğunu inkar ediyorlar. Yerçekimi bütün bu açıklanamayan olayların günah keçisidir ve hiçbir zaman kanıtlanamamıştır. Eşyaların düşmesinin ya da dalgalanmasının nedeni yoğunluk ve kaldırma kuvvetidir. Eğer bir şey havadan daha ağırsa düşer. Eğer havadan hafifse dalgalanır.
Örneğin bir kalemi yere bırakırsanız düşer çünkü kalemin yoğunluğu havanın yoğunluğundan fazladır. Ama helyum havadan hafiftir, bu sebeple helyum balonunu bırakırsanı düşmez yükselir.
Yerçekimi yani İngilizce olarak Gavity, Masonların küre dünya modelindeki insanlara sistematik şekilde sundukları sihirli sözcüktür, açıklanamaz herşey yer çekimine bağlanmaktadır. çünkü bu sayede küre dünyada nasıl ters duruyoruz sorusunun cevabı olarak yine bu söylenir ve soran kişi bir daha o soruyu sorgulama ihtiyacı hissetmez.”
Demir’in yazısı kısa sürede sosyal medyada alay konusu oldu.