Referanduma 40 gün kala AKP, anketlerde aradığı iyi haberi henüz alamamanın sıkıntısını yaşıyor. Kendi içindeki hayırcı ve kararsızlarla MHP seçmeninin hayırda direnişinin yanı sıra CHP seçmeninin neredeyse tamamının hayırcı oluşu AKP’yi zorluyor.
AKP, başkanlık referandumunda ilk kez zamanlamayı kendisi belirlemedi. Zamanlamaya MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli karar verdi. AKP, Bahçeli’nin sürpriz desteğini reddedemeyeceği için ilk kez takvimini kendisinin kurgulamadığı bir referandum sürecinin içine girdi. Zamanlamayı MHP’nin belirlemesi, kampanyanın başlamasıyla AKP içinde bazı zaafların görülmesine neden oldu. Bu zaaflar, 16 Nisan’a 40 gün kala anketlerde kendini gösterdi.
Tek sorun MHP değil
Referandumda evetçi cephe için en büyük baş ağrısının MHP seçmenindeki hayırcılık olduğunda yaygın bir görüş birliği bulunuyor. Şu ana kadar tüm gözlemciler, MHP seçmeninin büyük bölümünün hayır eğiliminde olduğunu kabul ediyor. Ancak son anketler, AKP’nin 16 Nisan referandumundaki tek sorununun MHP seçmenindeki hayır eğilimi olmadığını ortaya koydu. Anketlere göre AKP’nin önünde çözüm bulamadığı takdirde referandumu kaybetmesine neden olacak üç sorun bulunuyor.
İtaatsiz AKP’liler: AKP yönetimi ve anketçi kuruluşlar, AKP’nin oy oranını 1 Kasım’daki yüzde 50 çıtasına uygun belirleyerek hesap yapıyor. Buna göre AKP’nin tamamının evet demesi durumunda neredeyse MHP’den alınacak küçük bir destekle referandumun şimdiden garantilenmesi gerekiyor. Ancak ölçümler bunu göstermiyor. Anketler ve araştırmalar, AKP seçmeninden gelecek evet oranının 7 Haziran’a çok benzer şekilde yüzde 40’larda kaldığını gösteriyor. Seçimde AKP’ye oy verenler içinde en az yüzde 5’lik bir kesimin referandum için evet demeyeceği ölçülüyor. Kararsız ve sandığa gitmeyeceklerle “gizli hayırcı”lar dikkate alındığında, hayır oyu verenlerin de çıkması durumunda evet demeyeceklerin yüzde 10’u bulmasından kaygı duyuluyor.
CHP tam hayırcı: AKP’de, ortağı MHP ve kendi içindeki oy firelerini CHP’den gelebilecek evet oylarıyla telafi edilebileceği görüşleri de ifade ediliyor. Ancak bu beklenti, kampanyanın başlamasıyla yapılan ilk anketlerde karşılık bulamadı. Anketler, tercihinde en net tutumda olan seçmenin CHP’liler olduğunu gösteriyor. CHP seçmeninin neredeyse tamamına yakını hayırda netleşmiş görünüyor. Kararsızlar içinde de en düşük seçmen grubunu CHP’liler oluşturuyor. Referandumun sonucunu etkileyemeyecek çok küçük bir azınlık dışında CHP seçmeninin sandığa giderek hayır diyeceği tüm anketlerde ölçülüyor. CHP’nin kampanyada çok görünür olmaması, yaygın mitingler yapmaması da seçmeninin netleşmesi nedeniyle taktik açıdan doğru bulunuyor.
MHP seçmeni geri gelmiyor: Kampanyanın başlamasıyla birlikte AKP açısından anketlerde aranan sonuç, MHP seçmeninin tercihinin ölçülmesi değil, hayıra yakın seçmenin geri döndürülüp döndürülemediği oldu. Ancak tahmin ve ölçümler MHP seçmeninin başkanlığa direnişinin sürdüğünü gösterdi. MHP seçmeninin yüzde 60’ların üzerinde hayır ve kararsız olduğu tespit edildi. Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleriyle mitinglerle ilgili girilen sert polemiklerin de MHP seçmeninin ikna edilememesiyle bağlantısı olduğu belirtiliyor.
Kürtler mi ülkücüler mi belirleyecek
En son 1 Kasım’da aldığı yüzde 10’lar dolayındaki oy dikkate alındığında HDP ve Kürt oylarının tercihi de referandumun en çok tartışılan konularının başında geliyor. HDP, hayırdan yana olduğunu resmen açıkladı. Ancak eşbaşkanlar başta olmak üzere çok sayıda milletvekilinin tutuklu olması nedeniyle aktif bir kampanya yürütmeleri beklenmiyor. AKP, HDP seçmeni olmasa da muhafazakâr Kürtlerden yüksek bir evet desteği almayı amaçlıyor. Bu nedenle gözler MHP seçmeni ile HDP ve Kürt tabanına çevrilmiş durumda. Siyasi kulislerde her iki tabandan gelecek oyların etkisi dikkate alınarak, “Referandumda sonucu ya ülkücüler ya Kürtler, ya da her ikisi birden belirleyecek” tespitleri de yapılıyor.
Cumhuriyet