Hürriyet Yazarı Deniz Zeyrek AKP içindeki cami tartışmasını yazdı. Partiyi ikiye bölen tartışmaların merkezinde meclisin ödüllü mimarisi ile herkesin takdirini kanan camisinin yıkılıp yıkılmaması.
İşte Zeyrek'in yazısı
20 Ekim günü yayınlanan yazımın başlığı “Bugünleri de mi görecektik” idi.
CHP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun TBMM yerleşkesinde bulunan 30 yıllık mimari ödülü almış Çinici Camisi’ne ilişkin soru önergesiydi. Bekaroğlu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın söz konusu caminin ihtiyacı karşılayamadığı için yıkılacağına dair sözlerini hatırlatarak, “Hem mimari hem de manevi açıdan önemli bir kültürel miras ve milli varlık haline gelen bir eserin yıkılma gerekçesi nedir?” sorusunu yöneltmişti.
Ben de soru önergesinden yola çıkarak şu soruları yöneltmiştim:
“ ‘Yetersiz kalması’ söz konusu değilse bir caminin, hem de tescil edilmiş, mimari ödülü almış güzel bir caminin yıkılması için başka ne gerekçe olabilir?
Başbakan Binali Yıldırım’ın kamuya ‘israf’ uyarısı yaptığı bir dönemde TBMM Camisi’nin yıkılması ve yerine yeniden cami yapılması ‘israf’ olmayacak mı?”
Aynı gün, Başbakan Binali Yıldırım’a çok yakın bir yetkili aradı ve “yazını okudum, o cami yıkılmayacak” dedi. Ben, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın ısrarcı olduğunu söyleyince de kurduğu cümlenin arkasında durdu ve Başbakan Yıldırım’ın TBMM Camisi’nin yıkılmasını istemediğini aktardı.
Sonuçta parayı veren hükümetti ve Başbakan razı gelmezse Kahraman’ın amacına ulaşması zordu. O nedenle nerede bu konunun konuşulduğuna denk gelsem, “Cami yıkılmayacak” demeye başladım.
“YIKMAYALIM TAŞIYALIM” FORMÜLÜ
Çok iddialı konuşmuş olmalıyım ki TBMM Başkanı İsmail Kahraman, tam 11 gün sonra TBMM Bütçe Komisyonu’nda bir muhalefet milletvekilinin “Camiyi yıkacak mısınız” sorusuna şu yanıtı verdi:
"Camiyi herkes soruyor. Giden de soruyor, gitmeyen de soruyor, içini görmeyen de soruyor, gören de soruyor. Cami yıkılmaz. Cami niye yıkılsın? Eğer ihtiyaca cevap vermiyorsa, bulunduğu arsa lüzumluysa taşınabilir, yıkılmaz. Cami hakkında spekülasyona lüzum yok, endişe etmeye mahal yok. Bizler cami yıkmayız, cami yaparız."
Ben bu cümleyi şu şekilde anladım:
Kahraman, “mevcut caminin yetersiz ve ihtiyacı karşılayamaz halde olduğu” görüşünü muhafaza ediyor ve yeni cami yapmak üzere mevcut caminin arazisini istiyor. “Tescilli, mimarisi ödül almış” eleştirilerine karşı da “madem öyle başka bir yere taşırız” formülünü sunuyor.
Yani, sonuçta TBMM yerleşkesine, mevcut caminin arazisine yeni bir cami inşa ettirmekten vazgeçmediğini gösteriyor.
KALMAK İÇİN CUMHURBAŞKANI’NI İKNA ETTİ
AK Parti, TBMM Başkan adayını açıklamadan önce Bekir Bozdağ, Hayati Yazıcı, Burhan Kuzu gibi önemli isimler Başkan adayı olarak gündeme geldi.
Ben ısrarla “Başkan Kahraman kalmak isterse, Cumhurbaşkanı bu isteği reddetmez” diyordum. Başbakan Yıldırım’ın Hayati Yazıcı ile Partide çalışmaya devam etmek istediği de biliniyor. Bekir Bozdağ’ın TBMM Başkanlığı’na getirilmesi ise yeni bir kabine değişikliğini gündeme getirebilirdi.
Başbakan Binali Yıldırım, dün sabah Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilince doğrudan TBMM Başkan adayının belirlendiğini düşündüm. Öğlen saatlerinde de TBMM Başkan adayının Kahraman olduğu açıklandı. Yanılmamıştım.
Haber bültenlerinde Kahraman’ın yeniden aday olacağı haberi dönmeye başladığında benim aklıma yine TBMM Camisi geldi.
Bir dönem daha Başkan olması, Kahraman’ın Cami konusundaki planını gerçekleştirmesi için fırsat yarattı. Israrından vazgeçeceğini sanmıyorum.
Bakalım kimin istediği olacak?
Kamunun “İsraf”tan kaçınmasını isteyen Yıldırım’ın mı?
TBMM’de “daha büyük cami” isteyen Kahraman’ın mı?