Erdoğan, "ABD'nin elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone'u varsa öbür tarafta Samsung var, Venüs var Vestel var” derken bu ürünlerin de Amerikan teknolojileri ile donatıldığını unuttu.
Para Analiz'den Çetin Ünsalan, "Bence şayet bir mücadele verilecekse bu tip yaklaşımlar, kuru gürültüden daha etkilidir" diyor.
Rakamlara göre Türkiye'nin yıllık ortalama 12 milyon cep telefonu ithal ettiğini belirten Ünsalan, son 10 yılda 24 milyar dolar ödendiğini, bunun sadece 7 milyar dolarının Amerika’nın bilinen markasına gittiğini ifade ediyor.
Adı yerli, kendi büyük ölçüde montaj olan Türk ürünü diyerek Vestel'i kasteden yazar, "Bunu bir kenara koyarsak, pazarın yüzde 52,7 ile Güney Kore markasının elinde olduğu gözleniyor" ifadesini kullanıyor. Güney Kore'den kastı ise Samsung...
Akıllı telefonlara ödenen rakamları hatırlatarak "Bu telefonlarla ne yapıyoruz?" sorusuna cevap arayan Ünsalan, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Lakin büyük bir çoğunluk sağa sola hava atmanın ötesinde aramak, aranmak, mesaj atmak, oyun oynamak, fotoğraf çekmek ve sosyal medyaya girmek adına bu ürünleri kullanıyor. Oysa akıllı yaşam içerisinde, yazılımında fonksiyonel uygulamalar var. Peki herkes bu fonksiyonları kullanmadığına göre ödediğimiz para daha pahalıya gelmiyor mu? Fonksiyonlarıyla 5 birimlik mal alıp, belki de 2 birim ödeyerek yapacağımız bir kullanımda 3 birimi sokağa atıyoruz. Yani kullanmadığımız hizmetin parasını ödüyoruz. Üstelik yeni ekonominin sermayesi olan veri yaratımını da ücretsiz olarak yaparak."
Otomobilden cep telefonuna, konuttan ev aletlerine kadar ihtiyaç / fonksiyon / fiyat üçgenine yönelik bir hamle yapılması gerektiğini söyleyen Ünsalan, "Çünkü dünyanın en pahalı ürünü kullanmadığınız üründür. Hazır cep telefonu tartışması ortaya çıkmış, dolar krizi üzerinden de yerli üretim aklımıza gelmişken, tüketim bilincini de içine dahil ederek yeni bir ders çalışalım derim" görüşünü dile getiriyor.