Limak Holding ile IC Holding ortak iştiraki YK Enerji, Akbelen Ormanı'nda açık maden işletme iznini 28 Kasım 2020'de Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan aldı. Milas Orman İşletme Müdürlüğü de şirket için 21 Nisan 2021'de benzer bir karar verdi. Ardından YK Enerji'ye ait iki termik santrale yakıt sağlamak amacıyla kurulumu planlanan açık maden ocağı için tüm itirazlara rağmen binlerce ağaç kesildi. Aralarında Muğla Barosu ve Milas Belediye Başkanlığı'nın da bulunduğu tüzel kişilikler ile bölge sakinleri, söz konusu işlemin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, kararı yargıya taşıdı. Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ile Tarım ve Orman Bakanlığı aleyhine açılan davaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da müdahil oldu.
YK Enerji'den "Önlem aldık" savunması
Bakanlıkların yanında dosyaya müdahil olan YK Enerji, proje kapsamında çevre ve halk sagˆlığı açısından gerekli önlemlerin alındığını iddia etti. Ayrıca şirket, kamu kurumlarınca verilen 'açık işletme izni'ninde hukuka aykırı bir durum bulunmadığını öne sürdü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da "haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini" beyan etti.
Akbelen ilk değil | Ağaçlar kimin için kesildi?
Davaya müdahil olan kitle örgütleri ile davacı yurttaşlar, şirkete "dur" denilmezse, Akbelen Ormanı'nda geri dönüşü mümkün olmayan bir ekolojik tahribat yaşanacağını vurguladı. Şirkete verilen iznin de iptal edilmesi gerektiği dile getirildi.
Karar yeni açıklandı
Akbelen Ormanı'nda maden işletme izninin iptaline yönelik dava, 11 Ekim'de görüldü. Karar ise 12 Ekim'de alındı, avukatlara ise yeni tebliğ edildi.
Muğla 1. İdare Mahkemesi, verdiği kararda, davanın reddine hükmetti. Oybirliğiyle alınan kararda, YK Enerji'nin maden projesinin "kamu yararına aykırı olmadığı" sonucuna varıldı. Ormanlık alan için verilen izinde, mevzuata aykırı bir husus bulunmadığı kaydedilen kararda, "Uyuşmazlık konusu orman alanının mevcut durumda Milas Orman İşletme Müdürlüğü tarafından endüstriyel odun üretimi amaçlı olarak işletildiği, (…) kızılçam ağaçlarından kurulu, üretim amaçlı alanlardan olduğu, Orman Kanunu'nun 16. Maddesi'nde özel olarak belirtilen istisnai orman alanları arasında yer almadığı, ayrıca bu sahanın farklı özel yasalara istinaden özel koruma sahaları kapsamında yer aldığına dair bir bilgi-belge bulunmadığı, yine mevcut orman florası bakımından da orman izni verilmesine mani bir durumun tespit edilmediği…" ifadeleri yer aldı.
Mahkeme, hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda, maden ocağı açılmak istenen alanın yakınlarında zeytin ağaçlarının bulunduğunu ancak ocaktan çıkacak tozun zeytinliklerin gelişimini etki edecek düzeyde olmayacağı kanaatine vardı. Kararda, bu durumun tarım arazilerini de etkilemeyeceği aktarılarak, "Tarım arazilerine olası zararın madenin işletilmesi sürecinde kazı, patlatma, çıkarılan madenin taşınması gibi süreçlerde oluşan toz etkisi ile sınırlı olacağı (…) sulama gibi diğer teknikler kullanılarak yasal sınırlarda kalabileceğinin anlaşıldığı, işletmenin, yüzey sularına ve çevredeki ana akifere zarar vermeyeceği, bu yönüyle de uyuşmazlık konusu orman izninin verilmesine mani teşkil eden bir durumun bulunmadığı hususlarının tespit edildiği…" ifade edildi.
Rehabilitasyon projesinde eksik unsur tespit edilmedi
İdare mahkemesi, söz konusu alan için YK Enerji'ye verilen ruhsatın 2041'e kadar geçerli olduğu ve açık ocak kömür madencilik faaliyetinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), Yönetmeliği'nin kapsamının dışında olduğunu da kaydetti. ÇED süreci, bir projenin doğa üzerinde yaratacağı etkilerin masaya yatırılması anlamına geliyor.
Muğla 1. İdare Mahkemesi, Akbelen Ormanı'nda kömür çıkarımı sonrasında YK Enerji'nin gerekli rehabilitasyonunu yapmasının mecburi olduğunu, bu kapsamda şirketin hazırladığı rehabilitasyon projesinde de eksik unsur tespit etmediğini bildirdi. Kararda, "Dava konusu açık işletme (orman) izni verilmesine dair işlemde mevzuata ve kamu yararına aykırı bir durum bulunmadığı sonucuna varılmıştır" ifadeleri kullandı.
Ruhsat davasında da ret
Avukatlar İstinaf'a gidiyor
İkizköylülerin avukatlarından İsmail Hakkı Atal, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, İstinaf'a başvuracaklarını söyledi. "Bu davada kanunlar ve Anayasa görmezden gelindi" diyen Avukat Atal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Davanın bu şekilde sonuçlandırılacağını tahmin ediyordum, çünkü bağımlı yargıdan artık bir şey bekleyemiyoruz. Bu karara bir gerekçe bulunamadığı için 'kamu yararı var' dediler. Oysa burada kamu yararı söz konusu değil. Bu karar bir akıl tutulması niteliğindedir."
Ne olmuştu?