Konuyla ilgili AİHM internet sitesinde yer alan açıklama özetle şöyle:
Yasak v. Türkiye Davası (Başvuru No. 17389/20)
Başvurucu Saban Yasak, 1987 doğumlu bir Türk vatandaşı olup, Almanya’nın Stockhausen-Illfurth şehrinde ikamet etmektedir. Dava, başvurucunun Türk makamları tarafından “F… olarak tanımlanan silahlı bir terör örgütüne üyelik suçlamasıyla mahkûm edilmesiyle ilgilidir.
Başvuru, 2 Nisan 2020 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılmıştır. Başvurucu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesine (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak, gözaltında tutulduğu ve ardından Çorum Cezaevi’nde kaldığı koşullardan şikâyet etmiştir. Ayrıca, AİHS’in 7. maddesine (kanunsuz ceza olmaz) atıfta bulunarak, mahkûmiyetine dayanak oluşturan fiillerin ilgili dönemde hukuka uygun olduğunu ve yetkililerin, bu eylemleri cezai sorumluluk kapsamına almak için yasal düzenlemeleri keyfi ve geniş bir şekilde yorumladığını ileri sürmüştür.
27 Ağustos 2024 tarihinde AİHM, oybirliğiyle, AİHS’in 3. maddesi (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) ile 7. maddesinin (kanunsuz ceza olmaz) ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Ancak, başvurucunun talebi üzerine dava 16 Aralık 2024 tarihinde Büyük Daire’ye sevk edilmiştir.
YASAK KARARININ BÜYÜK DAİREYE SEVKİ NE ANLAMA GELMEKTEDİR?
İnsan hakları aktivisti Dr. Gökhan Güneş, sosyal medya hesabından yayınladığı mesajda verilen yasak kararının Büyük Daire'ye sevkinin ne anlama geldiğini açıkladı.
İnsan hakları aktivisti Dr. Gökhan Güneş, sosyal medya hesabından yayınladığı mesajda verilen yasak kararının Büyük Daire'ye sevkinin ne anlama geldiğini açıkladı.
Mesaj şu şekilde:
''AİHM 2. Dairesinin 27/8/2024'te verdiği Yasak/Türkiye kararının başvurucu tarafından Büyük Daire’ye götürülme talebi, bugün beş kişilik Panel tarafından kabul edilmiştir. Panel, aldığı kararla AIHM’i düşürülmeye çalışıldığı hukuksuzluk uçurumundan kurtarmıştır.
Daire tarafından verilen kararlar Büyük Daire’ye ancak istisnai hallerde götürülmektedir ve bunun için kararın AİHM’in mevcut içtihadı ile çelişki arz ettiği ve kararın büyük öneme sahip olduğu gibi bir takım istisnai koşulların varlığı konusunda Panelin ikna olması gerekmektedir.
Yasak kararı özellikle daha önce Büyük Daire tarafından verilmiş Yüksel Yalçınkaya kararı ile büyük çelişkiler arz etmiş ve Türkiye’de devam eden yargılamalar ya da kesinleşmiş kararlarda insan hakları standartlarına yönelik sonuçlar alınmasının önüne en büyük engel olarak çıkarılmıştı. Bu kararın verilmesiyle birlikte Türk Hükümeti, yargıya Yalçınkaya kararını bir tarafa bırakmalarını ve ellerindeki dosyaları henüz kesinleşmemiş Yasak kararına uygun olarak sonuçlandırmaları telkininde bulunmuştu.
Yeniden yargılandığı davada Yüksel Yalçınkaya’nın kendisi dahi AİHM Büyük Dairesinin ortaya koyduğu güvencelerden faydalanamamış ve Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi Yalçınkaya kararını bir tarafa bırakarak Yasak kararında ortaya konan argümanlara dayanarak ilk yargılamadaki aynı delillerle Yalçınkaya hakkında tekrar mahkumiyet kararı vermişti. Türk Hükümeti, BM mekanizmaları önündeki derdest dosyalara ek savunma göndererek Yasak kararı ile AİHM’in Türk mahkemelerinin uygulamalarını nasıl da yerinde (!) bulduğunu anlatmaya başlamış ve ilave görüşler sunmuştu.
Bugün alınan karar tarihi önemdedir. Yasak kararının hukuki anlamda varlığı sona ermiştir. O kararda yazılan hiçbir cümlenin Mahkeme nezdinde bir anlamı kalmamıştır. Bundan sonra, Yasak kararı 17 kişilik Büyük Daire tarafından sil baştan görülecek ve bu kapsamda; Büyük Daire taraflara dosyayı yeniden tebliğ edecek ve başvuranın cezaevi koşulları ve suç ve cezaların kanuniliği hakkının ihlali iddiaları yeniden ele alınacaktır. Tarafların karşılıklı görüşleri alındıktan sonra Büyük Daire duruşma yapacak ve yeniden bir karar verecektir. Ortalama 1 yıl içerisinde duruşma yapılması ve müteakip 1 yıl içerisinde de karar yazılması beklenmektedir. Bu arada Büyük Dairenin Yalçınkaya kararı tek otorite karar olarak var olmaya ve mahkemenin kararını şekillendirmeye devam edecektir!''
Daire tarafından verilen kararlar Büyük Daire’ye ancak istisnai hallerde götürülmektedir ve bunun için kararın AİHM’in mevcut içtihadı ile çelişki arz ettiği ve kararın büyük öneme sahip olduğu gibi bir takım istisnai koşulların varlığı konusunda Panelin ikna olması gerekmektedir.
Yasak kararı özellikle daha önce Büyük Daire tarafından verilmiş Yüksel Yalçınkaya kararı ile büyük çelişkiler arz etmiş ve Türkiye’de devam eden yargılamalar ya da kesinleşmiş kararlarda insan hakları standartlarına yönelik sonuçlar alınmasının önüne en büyük engel olarak çıkarılmıştı. Bu kararın verilmesiyle birlikte Türk Hükümeti, yargıya Yalçınkaya kararını bir tarafa bırakmalarını ve ellerindeki dosyaları henüz kesinleşmemiş Yasak kararına uygun olarak sonuçlandırmaları telkininde bulunmuştu.
Yeniden yargılandığı davada Yüksel Yalçınkaya’nın kendisi dahi AİHM Büyük Dairesinin ortaya koyduğu güvencelerden faydalanamamış ve Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi Yalçınkaya kararını bir tarafa bırakarak Yasak kararında ortaya konan argümanlara dayanarak ilk yargılamadaki aynı delillerle Yalçınkaya hakkında tekrar mahkumiyet kararı vermişti. Türk Hükümeti, BM mekanizmaları önündeki derdest dosyalara ek savunma göndererek Yasak kararı ile AİHM’in Türk mahkemelerinin uygulamalarını nasıl da yerinde (!) bulduğunu anlatmaya başlamış ve ilave görüşler sunmuştu.
Bugün alınan karar tarihi önemdedir. Yasak kararının hukuki anlamda varlığı sona ermiştir. O kararda yazılan hiçbir cümlenin Mahkeme nezdinde bir anlamı kalmamıştır. Bundan sonra, Yasak kararı 17 kişilik Büyük Daire tarafından sil baştan görülecek ve bu kapsamda; Büyük Daire taraflara dosyayı yeniden tebliğ edecek ve başvuranın cezaevi koşulları ve suç ve cezaların kanuniliği hakkının ihlali iddiaları yeniden ele alınacaktır. Tarafların karşılıklı görüşleri alındıktan sonra Büyük Daire duruşma yapacak ve yeniden bir karar verecektir. Ortalama 1 yıl içerisinde duruşma yapılması ve müteakip 1 yıl içerisinde de karar yazılması beklenmektedir. Bu arada Büyük Dairenin Yalçınkaya kararı tek otorite karar olarak var olmaya ve mahkemenin kararını şekillendirmeye devam edecektir!''