Aralık ayında 1000 kişilik ilk grubu tebliğ eden AİHM, ByLock kullandıkları gerekçesiyle "terör örgütü üyeliği" suçundan yargılanıp çeşitli cezalara mahkum edilmiş bin kişinin daha "hak ihlali" temelinde yaptığı başvuruları bilgi ve görüş için Türk hükümetine iletti.
Yine toplam beş dosya halinde tebliğ edilen dava başvuruları, 2019-2023 yılları arasında AİHM gündemine taşınmış şikayetlerden oluşuyor. Başvurucular, haklarındaki mahkumiyet kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) kanunsuz ceza olamayacağını düzenleyen 7'nci maddesi ve adil yargılanma hakkıyla ilgili 6'ncı maddesini ihlal ettiğini savunuyor.
Yalçınkaya kararı emsal teşkil ediyor
17 Mart 2020 yılında yapılan başvuruyu karara bağlayan AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “kanunsuz ceza olamayacağını” öngören 7. maddesinin, örgütlenme ve toplanma hakkıyla ilgili 11. maddesi ve adil yargılanma hakkıyla ilgili 6. maddenin 1. fıkrasının ihlal edildiğine hükmetti.
AİHM'in Büyük Dairesi, 7. maddenin ihlali için 11'e karşı 6 oyla, 6. maddenin 1. fıkrası için 11'e karşı 1 oyla ve 11. madde için oy birliğiyle ihlal kararı verdi.
Eylül 2016'da tutuklandıktan sonra yargılanan eski öğretmen Yüksel Yalçınkaya, ByLock uygulaması kullandığı gerekçesiyle "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edilmişti. AİHM, Yalçınkaya kararında, Türk hükümetinin yargılanma haklarına getirilen kısıtlamaları yeterince gerekçelendirmediği ve yargılamanın adil şekilde yürütülmediği sonuçlarına varmıştı.
Mahkeme, "suçun maddi ve manevi unsurları ortaya konulmadan, ByLock şifreli mesajlaşma uygulamasının kullanımına dayalı olarak silahlı bir terör örgütüne üyelikten mahkum edilmeyi" de "işlenmesinden önce unsurları yasayla belirlenmiş olmayan bir fiil suç sayılmaz" şeklinde değerlendirmişti.
AİHM, bu bağlamda "Türk yargısının ByLock deliline yönelik tekdüze ve genel yaklaşım benimsemesinin, bu suça dair ulusal hukukta yer alan gerekliliklerle bağdaşmadığını ve keyfi kovuşturma, mahkumiyet ve cezalara karşı etkili güvenceler öngören AİHS 7’nci maddenin konu ve amacına aykırı olduğunu" vurgulamıştı.
Ankara'ya yeni sorular yöneltilmedi
Buna karşılık Türk hükümetinin, Yalçınkaya davasında ele alınmış ve karara bağlanmış konular dışında yeni başvurular hakkında görüş belirtebileceği vurgulandı.
AİHM aralık ayındaki açıklamadıns Türk hükümetinin ikna edici yeni tezlerle gelmemesi ya da iç hukukta bu tip davalara ilişkin bir formül üretmemesi halinde, tebliğ edilen davalar ve henüz işleme konulmamış benzer davalarda ihlal kararları çıkacağının altını çizmişti.
AİHM'de bekleyen davaların yüzde 34'ü Türkiye'den
AİHM verilerine göre mahkemenin 68 bin 450 davalık toplam dava yükünün 23 bin 397'sini yani yüzde 34,2'sini Türkiye menşeli davalar oluşturdu. Bu davaların büyük çoğunluğunu 2016 yılındaki darbe girişimi sonrası yapılan başvurular oluşturuyor.
Sadece ByLock kullanımına ilişkin AİHM gündemindeki mecvut başvuru sayısı ise 8 binin üstünde. Potansiyel başvuru sayısı ise 100 bin olarak tahmin ediliyor.