Ahmet Turan Alkan'dan mektup var
Alkan'ın oğlu geçtiğimiz günlerde babasının sosyal medya hesabından Silivri'de Cemaat soruşturması kapsamında tutuklananlara yönelik kitap yasağını anlatmıştı.
O açıklamaya Adalet Bakanlığı'ndan yalanlama geldi.
Ancak Alkan, yazdığı bir mektupla Silivri'deki kötü muamele ve kitap yasağını anlattı. İşte o mektup:
ADALET BAKANLIĞI CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN 03.12.2016 TARİHLİ BASIN AÇIKLAMASIYLA İLGİLİ KAMUOYUNA ZARURİ AÇIKLAMA
Tutuklu bulunduğum Silivri Cezaevinde karşılaştığım haksız ve hukuksuz muameleler ile ilgili basın yayın organlarında çeşitli haberler yapılmaktadır. Benim adıma açılan twitter hesabından yayınlanan bir tweette ‘Ahmet Turan Alkan 129 gündür tutuklu ve kitap okuması yasak’ şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Bu ‘tweet’ ile ilgili Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü 03.12.2016 tarihinde basın açıklaması yapmış ve açıklamada bu haberin ‘yalan’ olduğu ifade edilmiştir.
Böyle bir ‘tweet’ yazıldığını ve Bakanlığın basın açıklaması yaptığını cezaevi görüşünde oğlum ve avukatımın haber vermesi üzerine öğrendim.
Silivri Cezaevi’nde, yaklaşık üç ay öncesine kadar dışardan kitap temin edebiliyorduk. Adalet Bakanlığı’nın açıklamasında belirtilen kitaplar, oğlum Talat Alkan tarafından bu dönemde getirilen kitaplardır. Gelen ilk kitaplardan sonra dışardan kitap getirilmesi yasaklandı.
Dışardan kitap temini yasaklanınca adeta oksijenim kesildi. Bir tutukluyu, özellikle benim gibi hayatı kitaplar arasında geçmiş bir insanı arzu ettiği kitapları okumaktan alıkoymak büyük bir baskıdır. Dışardan kitap gelmesinin yasaklanması psikolojik dengemi alt üst etmek, ruhi çöküntüye sürüklemekten başka hiçbir anlama gelmiyor. Buna ragmen cezaevinde kitapla buluşabileceğimi düşünüyor ve psikiyatristten ilaç desteği almıyorum.
Cezaevine ilk geldiğimizde bize bir kitap listesi verildi. Listede yazılı kitapları kütüphaneden temin edebileceğimiz söylendi. Gerçi, bu liste beklentilerimizi karşılamaktan çok uzaktı. Buna rağmen bazı kitapları seçip görevliye verdim. Ama her defasında ‘bu kitaplar başkaları tarafından okunuyor’ denilerek seçtiğim kitaplar teslim edilmedi. Bu durum sürekli hale geldi. Ben de protesto etmek için kitap talep etmeyi bıraktım. Bu yüzden oğlum tarafından getirilen sınırlı sayıda kitabı tekrar tekrar okuyorum.
Kitaba ulaşmak için gösterilen diğer yol kitabın kantinden temin edilmesidir. Bu yol bugüne kadar kağıt üzerinde kalmış, fiilen işlemeyen bir uygulamadır.
Kitap yasağı, sadece fetö isnadıyla tutuklanan kişiler için uygulanmaktadır. Yani hırsızlık, cinayet, tecavüz gibi suçlardan tutuklu bulunanlar için böyle bir yasak geçerli değildir. Bakanlığı bu konuda duyarlı ve insaflı olmaya davet ediyorum.
Sen şunu yaptın, şu suçu işledin denilmeden bir yaftayla tutuklandım. Nerdeyse beş aydır her tutuklunun sahip olduğu asgari haklardan bile mahrumum. Ne isnat ederlerse etsinler, terörist muamelesi de yapsalar ben sadece bir tutukluyum. Hala kanuni bir merci önüne çıkarılmadım. Ne zaman çıkarılacağım da belli değildir.
63 yaşındayım. Bu yaşa kadar ülkemin birliği ve güzel günleri için çaba harcadım. Beni üzen ve ülkem adına endişelendiren şey maruz kaldığım muamele değil, bu üslubun ülke sathında yaygınlaşmasıdır.
Bu vesileyle bütün dostlarıma selam ediyorum.
Silivride Tutuklu Ahmet Turan Alkan