Kongre öncesi, sözde
koalisyon turları sırasında son şeklini alan
rapor, AKSP'nin gerçek fotoğrafını ortaya koyar nitelikte. Bir çok itirafın yanında rapor, koalisyon görüşmelerinde AKSP'nin iki yüzlülüğünü ve kamuoyuna verdiği yalan bilgileri de belgeliyor. Ahmet Davutoğlu'nun "koalisyonu MHP istemedi" iddiası bakın raporda geçen şu ifade ile nasıl çürüyor;
"Çözüm sürecinin bitmesi riskine rağmen AKP-MHP koalisyonu öncelenmemeli, bu olursa
Güneydoğu kaybedilir."
YENİÇAĞ'ın tamamına ulaştığı, "AKP'nin
7 Haziran değerlendirme raporunu" Beşir
Atalay, "334'ü görevli 3 bin 574 kişinin katılımı ve 81 ilde düzenlenen toplantılar neticesinde" hazırladı.
İşte AKSP'nin itirafları niteliğinde şok rapordan önemli başlıklar;
"7 Haziran'da AKP oyları neden düştü?
--Seçim sonuçlarını neler etkiledi/sorun alanları;
* Cumhurbaşkanının miting düzenlemesinin toplumu kutuplaştırdığına yönelik
algının bertaraf edilememesi, Baş
bakanın baypas edildiği algısı ve Diyanetin
Mercedes olayı,
*Ak Parti'nin sadece dindarların partisi olduğu algısı ve
yaşam tarzına müdahale edeceği algısı,
*Atanan bürokratların liyakatsizliği, bunların parti
politikalarını uygulamada yetersizliği/isteksizliği,
* MEB politikalarının ihtiyaçları karşılamaması, eğitim çalışanlarının taleplerinin dikkate alınmaması,
* Vekil belirlemede parti politikalarına uygunluk/yerellik şartı yerine iş arkadaşlığı, popülerlik, parti üst yönetimi ile tanışıklık gibi ölçülerin etkili olması,
adaylık sürecinde küskünlerin oluşturulması,
* 4 Bakan ile ilgili iddiaların cevaplandırılamaması, gayrihukuki ve gayriahlaki ilişkilerin sahiplenilmesi,
* Dini değerlerle ilgili infial uyandıran beyanlara karşı tavır alınmaması,
*
Türkiye ve millet bize mecbur kanaatinin sürdürülmesi, Ak Parti
mağdurların partisi olurken HDP'nin mağdur parti olması,
* Ak Parti'nin muhalefetin toplumda benimsenen
vaatlerine karşılık vaat geliştirmemesi, mazot, asgari
ücret, emekliye
ikramiye gibi konularda tepkisel dilin benimsenmesi, inşa dilinin terk edilmesi, kalkınmanın tabana yayılamaması,
ekonomik sorunlara radikal çözümlerin bulunamaması,
* Belediye Başkanlarının tek adam olma isteği, bürokratların halktan kopuk olması,
* Ak Parti gençliğinin ideolojik yönü olmayan kafe gençliğinden oluşması,
* Ak Parti teşkilatlarının halktan ve tabandan uzaklaşıp elitist ve aristokrat bir görüntü çizmesi,
*
Bülent Arınç ve
Melih Gökçek gibi yöneticilerin kamuoyu önünde tartışmaya girmesi,
* Güneydoğu'da boşluk oluşmasına fırsat verilmesi, bu fırsatı KCK,
PKK ve HDP'nin doldurması, çözüm sürecinin doğru bir şekilde anlatılamaması, çözüm sürecinde sadece HDP'nin muhatap alınması, KCK örgütlenmesine hiç bir zaman olmadığı kadar meydan verilmesi...
Kobani olaylarının doğru okunamaması, IŞİD'e
destek veriyor algısının kırılamaması...
--Seçim sonucunda ortaya çıkan sorun alanları;
* Ranta dayalı kişi ve kurumların Ak Parti içindeki varlığını sürdürmesi,
* Parti yönetimi ve teşkilatların 'millet dersini almıştır' söylemine sığınması,
*
Erdem ve ahlak üzerine politika geliştirilememesi,
* Kamuoyunun tepkisine rağmen Reza'ya
ödül verilmesi,
* Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yakın çalışma ekibine yönelik olumsuz algı,
* Ak Parti'de Genel Başkanlık için çekişme var algısının oluşması,
* Birlikte yaşamaya yönelik riskler oluşması,
* Seçimlerdeki hataların kabullenilmemesi,
* Erdoğan ve Davutoğlu'nun konuşmalarının eskisi kadar etkili olmayışı,
* Ak Parti'ye oy kaybettiren kimselerin Erdoğan ve Davutoğlu'nun etrafında görülmeleri,
*
Dershanelerin kapatılması ile oluşan boşluğu MEB'in doldurmaması,
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ