Başsavcılığın yürüttüğü soruşturma dosyasında PKK yöneticisi Duran Kalkan'ın "terör örgütü mensuplarına metropol belediyelerine sızdırılması talimatını" verdiği, bu talimat doğrultusunda kamuoyunda 'Kent Uzlaşısı' olarak bilinen sistemle Ahmet Özer'in Esenyurt Belediye Başkanlığı'na yerleştirildiği iddia edildi.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 6 kişinin; "PKK/KCK terör örgütünün yapılanması olarak kabul edilen Halkların Demokratik Kongresi’nde (HDK) yer aldığı", bu isimlerden birinin Akdeniz Belediye Meclisi'nin toplantısında, Belediye Başkanı Mustafa Gültak'ın, "PKK, YPG, PYD terör örgütü diyenler el kaldırsın" şeklindeki sözleri üzerine elini kaldırmadığının tespit edildiği, 5 kişinin ise "propaganda yaptığı" öne sürüldü.
4 günlük gözaltı sonrasında Çağlayan Adliyesi’ne sevk edilen 12 kişi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nda ifade verdi.
Gazete Duvar’ın ulaştığı ifade tutanaklarında, şüphelilere ilk olarak Ahmet Özer ile yaptıkları telefon görüşmelerinin sorulduğu görüldü. Özer ile 10 kez toplamda bin 841 saniye telefon ile görüşen M.Ç. 1997-2003 yılları arasında Süleyman Demirel Üniversitesi’nde öğrenciyken Özer’in hocası olduğunu belirtti. Üniversiteden mezun olduktan sonra Özer ile iletişiminin devam ettiğini anlatan M.Ç., memleketine döndükten sonra Özer’in kendisinden acı biber salçası sipariş ettiğini bu sebeple telefonda görüştüklerini anlattı. M.Ç., Ahmet Özer’i en son 2013-2014 yıllarında gördüğünü söyledi.
Ahmet Özer ile 4 bin 989 saniyelik telefon görüşmesi bulunan M.D. ise grafik tasarımcı olduğunu, yaptığı işlerin çoğunu Van'daki yayınevinde gerçekleştirdiğini söyledi. M.D. yayınevinde çalıştığı dönemde, Ahmet Özer’in “Kürtler ve Türkler” adlı kitabının kapağını ve iç mizanpajını hazırladığını, kendisiyle bu sebeple görüşmeler yaptığını belirtti.
Ahmet Özer ile 17 kez toplamda 2 bin 719 saniye telefon görüşmesi yaptığı tespit edilen F.D., İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği ifadede Özer’i profesör olarak 7 sene önce tanıdığını, yeğeninin Toros Üniversitesi’nde psikoloji bölümünü kazanmasından sonra durumu hakkında görüştüğünü söyledi. F.D., Özer ile en son 7-8 yıl önce telefonda görüştüğünü belirtti.
F.D., HDK’da herhangi bir görevi olmadığını ve hiçbir toplantısına katılmadığını ifade etti.
R.A. ve H.O., 800 saniyeyi geçmeyen telefon konuşmalarının Ahmet Özer ile hemşehrilikten kaynaklandığını, görüşmelerin “insani ve sosyal” bir zeminde gerçekleştiğini söyledi.
K.Ş., Ahmet Özer ile 7 kez toplamda 763 saniye yaptığı telefon görüşmelerinin sebebinin “Karınca” adlı haber sitesindeki editörlük görevi olduğunu anlattı. K.Ş., Özer’in sitede köşe yazarı olduğunu, yazılarının düzenlemesini editör olduğu için kendisinin yaptığını ve bu nedenle telefonda görüştüklerini ifade etti.
Ahmet Özer ile 76 defa toplamda 5 bin 909 saniye telefon görüşmesi yapan S.G. de Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde laboratuvar teknisyeni olarak görev yaptığını, 2012 yılında Sağlık Emekçileri Sendikası’nda (SES) Mersin şube başkanı olduğunu söyledi. S.G., sendikaya bağlı üyeler ve çocukları için Ahmet Özer’in o dönem rektör yardımcısı olduğu Toros Üniversitesi’yle protokol yaptığını, Özer ile bu sebeple tanıştığını söyledi.
A.E., Ahmet Özer ile 12 bin 220 saniyelik telefon görüşmelerinde Mersin belediye başkanı adaylığı süreçlerinde destek almak için konuştuğunu belirtti.
Yazar olduğunu söyleyen K.T. ise yazar olarak tanıdığı Ahmet Özer ile yaptığı 2018-2019 yıllarındaki telefon görüşmelerinde İhsan Aksoy hakkında yapmak istediği röportaj, belgesel ve sponsorluk konusunda destek istediğini ifade etti.
Ahmet Özer ile 130 defa ve toplam 281 saniye ile görüşen A.T. de Özer ile Toros Üniversitesi’nde çalıştığı dönemde bir konferansta tanıştığını, 2019 yılında Mersin Belediyesi Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olması nedeniyle belediyedeki siyasi işler hakkında konuştuklarını belirtti. A.T., Özer’in belediye meclis üyeliği hakkında sorular sorduğunu, siyasete girmek istediğini düşündüğünü bu sebeple görüştüklerini ifade etti.
Şüphelilerin ifadeleri sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Ahmet Ş., Ahmet Özer ile sadece telefon görüşme kayıtları olan şüphelilerin, "örgüt propagandası da yaptıklarını" bu sebeple örgüte üye oldukları kanıtları olduğunu iddia ederek tutuklama talebiyle İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti.
12 kişiden 11’i “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. 1 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.