(...)
Birkaç misalle hem hafızanızı tazelemeye yardım edeyim hem de ne demek istediğimi daha da belirginleştirmiş olayım. Ahizenin bir ucundaki zat, sihirli ‘montaj’ kelimesinin arkasına saklanıp ret ve inkar etse de diğerinin kabullendiği Kutsal Kitabımıza “Bakara-makara” denilerek yapılan hakaret karşısında hâlâ iki kelime açıklama yapmadınız.
TV ekranlarında fani bir beşer için söylenen “Allah’ın ezeli ve ebedi vasıflarını üzerinde taşıyan lider” türü her tarafından şirk kokan beyanlar karşısında suskun kaldınız.
Bir kudsi hadise gönderme yapılarak ‘Rahmetimiz gazabımızı geçmiştir.’ sözlerini duymadınız.
17 Aralık’tan bu yana başkanlığınızın imzasını taşıyan 150 hutbede ‘Devlet Sevgisi’ temasını ‘Allah sevgisi’ temasından daha fazla işlediniz.
Kur’an’ın seçim meydanlarında siyasete alet edilmesine karşı görmez bir tavır takındınız. Daha devam edebilirim ama tatvil-i kelamda bulunmak istemiyorum. Hatırlamak ve hatırlatmak kafi. Halbuki tabandaki beklentiler çok daha farklıydı.
(...)