Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir TV kanalında katıldığı programda soruları cevapladı. Davutoğlu, DEAŞ, PKK ve DHKP-C ayrı birer terör örgütü gibi göründüğünü ifade etti. Davutoğlu, bakıldığında her üçü de toplumun belli kesimlerini teröre sevk ederek, istismar edilmeye çalışıldığını söyledi. Görünüşte hedeflerinin ayrı gibi göründüğünü anlatan Davutoğlu, "7 Haziran sonrasında hepsinin hedefi Türkiye'yi kaosa sürüklemek. Bu tabloyu gördüğümüzde biz gereğini yapmazsak sonraki nesillere hesap veremeyiz. Biz de ne yaptık? Bu üç örgüte eş zamanlı operasyon başlattık. Bu üç terör örgütü eş zamanlı olarak durdurulmazsa, birine yaptığınız şey diğerleri tarafından istismar edilir. Birini vurup diğerini vurmazsanız, bunlara prim verirsiniz." açıklamasında bulundu.
Yapılan son eylemler neticesinde DEAŞ'a yönelik caydırıcı güçlerinin gösterilmesi ve onların cezalandırılmasının kendi görevleri olduğunu belirten Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "DEAŞ, bu eylemleri yaparken PKK da bu kaostan kendine prim çıkarmaya çalıştı. Adıyaman'da bir polisimizi şehit ettiler. Ceylanpınar özellikle önemli. Ne olursa olsun o iki polisimiz oradaki halkın güvenliği için canını ortaya koyuyordu. Bana ilk haber geldiğinde iyice tetkik ettirilmesini istedim. Önce PKK kaynaklı web sayfaları olayı sahiplendi. Ardından MİT Müsteşarı'mız bana PKK yöneticilerinin konuyla ilgili irtibatlarını sundu. Ve ondan sonra bu eylemin PKK'da alınan kararla yapıldığına emin olduk."
Yapılan operasyonların halkın demokrasisinin sesi olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Sesimizi çıkardık. Artık Türkiye bir hafta önceki Türkiye değildir. Herkes ayağını denk almalı. Eğer birileri Türkiye'nin bir kaosa gireceğini hesaplıyorsa, hiç heveslenmesinler. Telefonla yaptığımız bilgilendirmelerdeki tavırları için iki muhalefet liderine de teşekkür ediyorum. HDP neden dörtlü deklarasyonu istemedi. Onlar PKK'dan korkarlar. PKK'nın onayı olmadan bir şey yapamazlar." dedi.
Yapılan operasyonların boyutu ile ilgili bilgi veren Davutoğlu, "Sürpriz, şok ve çok etkin bir operasyon yaptık. Mükemmel operasyonlar yapıldı. Bu bir hafta çok önemliydi. Çarşamba günkü Türkiye'nin psikolojisiyle bugünkü Türkiye'nin psikolojisi çok farklı. Devlet yekvücut olmuştur." diye konuştu.
SİYASİ YÖNÜYLE PARTİLERİN KAPATILMASINA KARŞIYIM
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'HDP kapatılsın' çağrısı ile ilgili Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu: "İşin bir siyasi yönü var, bir de hukuki yönü var. Ben siyasi olarak, partilerin kapatılmasına ilkesel olarak karşıyım. Hukuki yönüne bakıldığında ise teröre destek gibi bir çerçeve de var. Seçimlerden yeni çıktık, temsili yüksek bir Meclis var. Siyasi olarak bunun bir çözüm olabileceği kanaatinde değilim. Hukuki olarak ise bizim yetkimiz dışında bir husustur. 80 milletvekiline sahip bir parti olarak HDP artık Türkiye'yi hedef alan bir terör örgütünün sözcülüğünü bırakmalı. Silahı değil, siyaseti savunmalı. 'Ben söyleyince bırakacaklar mı' diyor. Sen söyle. Senin söylediğinin bir hükmü yoksa neden İmralı'ya gitmek istiyorsun."
"2013 MAYIS'INDA VERİLEN SÖZ TUTULACAK"
Böyle bir teröre karşı mücadele yürütürken iki şey önemli birincisi kendi halkınızın desteği, yoğun bir halk desteğiyle muhatabız bundan çok büyük mutluluk duyuyorum. İkincisi uluslararası destek bu anlamda meşruiyetin kuvvetli olması. Bugün DAEŞ'e karşı da PKK'ya DHKP-C'ye karşı da yürüttüğümüz mücadelede hem halk hem de uluslararası bir destek var. Bu mücadeleyi kesin neticeler alınıncaya kadar sürdüreceğiz.
2013 Mayıs'ında verilen söz tutulacak. Bütün silahlı unsurlar Türkiye'yi terk edecek. Çatışmasızlık dediğiniz şey ancak bu yolla sağlanabilir. 2013 Mayıs'ında Türkiye sınırlarına çıkması gereken bütün silahlı unsurlar Türkiye'yi terk edecek.
"HDP NEDEN DEKLARASYONA EVET DEMEDİ"
4'lü deklarasyon için çağrıda bulundum. HDP neden deklarasyona evet demedi. Terörü kınamadı. PKK'ya karşı hiçbir şey söylemezler.
"ÇATIŞMASIZLIK NEDEN BİTİ DİYE SORANLAR VARSA..."
Çatışmasızlık neden bitti diye soranlar varsa 281 eylemi 7 Haziran'dan bu yana yapan PKK'lılara, TIR yakıp, hamileye yardım için giden ebeyi, sağlık personelini kaçıranlara sorsunlar. Her türlü tedbiri alırız.
Kimse artık Türkiye'de silahlı ve yüzünü kapatarak gösteri yapma hakkını bulamayacaktır.