AKP hükümetinin Balyoz darbe planı ile devrilmek istenildiğini hatırlatan Ahmet Altan, hükümet kanadının öncelikle bu darbe hazırlığını yapanların üzerine gittiğini ancak daha sonra bundan vazgeçtiğini belirtti. Bu durumun en önemli sebebinin ise yolsuzluklar olduğunun altını çizen Altan, hükümetin yolsuzluk belgelerinin ortaya çıkmasından sonra ise AKP hükümetinin bu kez ordunun darbe yapma gibi bir amacı olmadığını dillendirmeye başladığını ifade etti.
AKP SEÇMENİ DE RAHATSIZ
"O zaman AKP'nın yaptığı mağdur edebiyatı yalan mıydı?" diye soran Altan, AKP seçmeninin de liderlerin dilindeki bu değişimden rahatsız olduğunu ifade etti. Mehemt Baransu'ya yapılanların da büyük bir haksızlık olduğunu dile getiren Altan, askeri vesayetin yerini bu kez AKP vesayetnin aldığını, o dönem paşalardan korkulurken şimdi ise aynı şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan korkulduğunu belirtti.
ERDOĞAN ATATÜRK'ÜN POLİTİKASINI İZLİYOR AMA...
Erdoğan'ın bir bakıma Atatürk'ün siyasi politikasını izlediğini de savunan Altan, "Eğer Erdoğan 7 Haziran seçimlerinden de zaferle çıkarsa 2015'in 1925'e benzeyeceğini düşünüyorum" dedi. Erdoğan'ın 400 vekil istemesinin cumhuriyet tarihindeki İkinci Meclis'e tekabül ettiğini ifade eden Altan, AKP'nin aslında 2007'ye kadar tam olarak iktidar olamadığını ancak askeri vesayetin kırılması sonrasında gerçek anlamıyla iktidar olduğunu hatırlattı. Anadolu'da aldığı destekle kendilerinin de beklemediği bir şekilde örgütlenerek oy aldıklarını ifade eden Altan, Erdoğan'ın Osmanlı vurgusu ile Atatürk'ün siyasi politikaları arasında da bağlantı kurdu.
Erdoğan'ın Osmalıca çıkışı ile cumhuriyet ile bağlantısını azaltmaya çalıştığının altını çizen Altan, Atatürk'ün de bunu Latin harflerine geçişle yaptığını ifade etti. Ancak Erdoğan'ın bir konuyu ıskaladığını ifade eden Altan, cumhuriyetin ilk yıllarındaki nüfus ile okuma-yazma oranlarının şimdi ile karşılaştırılmayacak boyutlarda farklı olduğunu ifade ederek, artık Türkiye'nin farklı bir yolu ve konumu olduğunu belirtti.
AKP GİTTİKTEN SONRA...
İşte Altan'ın açıklamalarından diğer satır başları:
Türkiye’de iktidarlar vahşidir. İktidarlar dövüşmek zordur. Herkes iktidarla dövüşmemek için çok güzel bütün akılları ve zekalarını dövüşmeden dövüşüyor gibi yapmak için harcıyor.
Askeri vesayet 2011’e kadar iktidardaydı. 2007’de çekişmeli bir dönem yaşandı. Ama hala iktidardaydı. İktidara karşı çıkıyorlardı. AKP diyordu ben AB’ye yürüyeceğim. Şimdi onlar diyordu bunları niyeti bozuk.
Peki onların niyeti bozuksa ne yapalım. Askeri vesayete karşı çıkmayalım mı? Böyle duralım mı? Peki Türkiye’nin başına Tayyip Erdoğan gelmesin diye vesayet içinde durmak zorunda mıyız? Tayyip Erdoğan iktidarı sallanıyor. AKP 4 sene daha gidemez. Askeri vesayet 90 Yıl sürdü.
Diyorlar ki bu AKP iktidarı gitmesin giderse çok daha kötü olacak. Çok büyük ihtimalle AKP iktidarı gittikten sonra yine kötü bir şey yaşayacağız. Peki bunu için AKP iktidarı gitmesin bunun iççin mücadele edilmesin mi? Bütün bu hırsızlıklara, bu baskıya, insanların evlerinin basılması, bir tweet yüzünden insanların cezalandırılmasına, karşı çıkmayalı mı? Bunları bir kenara itmeyelim mi?
Türkiye kolay temizlenecek bir ülke değil. Türkiye belalarla ilerleyecek. Bir tanesini temizleyince, arkası temizlenmeyecek. Havuzdan havuza geçerek ancak temizlenecek.