Ahmed bin Hanbel, ilmin namusu ve sessizliğe bürünenler...
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Salı, Mart 26 2019
''Ahmed b. Hanbel ve onun gibi düşünen bir avuç bahtiyar ötekileştirilip adeta cadı avına maruz bırakılırken ve türlü işkencelerin cenderesinde ezilirken bir kısım âlimlerin çeşitli sebeplerle yaşanan haksızlıklar karşısında seslerini yükseltmedikleri, suskunluğu tercih ettikleri anlaşılıyor. ''

Ahmet Yılmaz / samanyoluhaber.com
İlmin Namusu ve Sessizliğe Bürünenler - 2
Deve sırtında, yaklaşık bir aylık bir yolculuktan sonra Bağdat’a getirilmişti Ahmed b. Hanbel. Ayakları zincirli, boynu prangalıydı. Me’mûn’un güdümlü emniyet âmiri İshak b. İbrahim tarafından şehir hapishanesine yerleştirilmişti. Yine böyle bir Receb ayı günüydü. Takip eden Şaban ve Ramazan aylarını da hücrede geçirecekti. Ramazan ayının bitimiyle beraber, pek bir şeyden haberi olmayan şehir ahalisi sevdikleriyle bayramı kutlarken, o hücresinde yapayalnızdı. Bir nevi kabir koridoruydu orası, hayatın donuklaştığı. Dünyaya kapalı, ahirete açık.
Günler, aylar birbirini kovalamış, o koca âlim ilim ve irfan sofralarından alabildiğine uzak o hücrede yalnızlığı iliklerine kadar tatmıştı. Bu acınası coğrafyada, aydınların kurbet içinde gurbet yaşamaları kadim bir olgudur gerçi… Bir fikir, ideal ve aksiyon sahibine verilebilecek en can alıcı ceza, ona yapılabilecek en büyük işkence onu halk nezdinde itibarsızlaştırmak ve insanlarla bağlarını kopartmak olsa gerek! Böyle bir durum o toplumun tükenmişliğinin de canlı resmidir âdeta! Çilekeş imam, hücrede bir yılını doldurmuş, yaklaşık on dört ay geçmiş ve yeni bir Ramazan ayı girmişti. Mahpus vaziyette ikinci Ramazan’ıydı. O mübarek İslam kahramanının, o çıldırtıcı günlerde azim ve kararlılığından zerre bir şey yitirmediğini ifade ediyor tarihi veriler. Bu arada, Me’mûn’un ölmesi (ö. 218/833) –tabiri caizse- imdadına yetişmiş, tek kişilik hücreden çıkarılmıştı. Hücrede unutulmak bizim saray tarihimizde bilinen bir vakıadır nitekim. O da bir hapishane yitiği olacaktı belki, bilinmez. Me’mûn’un ölümünün akabinde ahalinin, neden sonra kütle değil kitle olduğunu fark eder gibi olması, kamuoyunda cılız itiraz seslerinin yükselmeye başlaması, bu kadarcık bir şey bile sebepler açısından işe yarar gibi olmuştu. Ama bu, dertlerin bittiği anlamına gelmiyordu elbette.
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.Avustralya'daki terör saldırısında ilginç detaylar ortaya çıktı!2.F-16'ların vurduğu İHA hakkında şok bilgi: Ankara yakınlarına kadar ulaşmış3.KHK'lılar Ankara'da adeletsizliği haykırdı: Zeytinyağı almak bile terör suçu oldu...4.Esad ve eşi Esma Esad Rusya'da ne yapıyor? Ayrıntılar ortaya çıktı...5.Tayyar fitili ateşledi: Öyle biri var ki, iddialar Mehmet Akif Ersoy'unkinden daha ağır...
6.ABD'de kırmızı alarm: 'Bir dizi bombalı terör saldırısı önlendi'7.Teknik güncelleme duyurusu8.DDK'dan istifa eden Furkan Torlak Cem Küçük'ün iddialarına yanıt vermeye çalıştı9.Konut sahibi olanlar dikkat! TCMB araştırma sonucu şok sonuç!10.Fevzi Çakır da Habertürk'teki görevinden istifa ettiğini duyurdu

ERTUĞRUL İNCEKUL

ABDULLAH AYMAZ

ARİF ASALIOĞLU

ŞERİF ALİ TEKALAN

KADİR GÜRCAN
ÇOK OKUNAN HABERLER

Avustralya'daki terör saldırısında ilginç detaylar...

F-16'ların vurduğu İHA hakkında şok bilgi: Ankara ...

KHK'lılar Ankara'da adeletsizliği haykırdı: Zeytin...

Esad ve eşi Esma Esad Rusya'da ne yapıyor? Ayrıntı...

Tayyar fitili ateşledi: Öyle biri var ki, iddialar...


