İnsan hakları ihlalleri konusunda Türkiye’nin karnesi tartışılırken insanlık onurunu hiçe sayan bir olay daha ortaya çıktı. Samsun Bafra’da hamile bir kadının ifadesini alan Başsavcı İbrahim Keskin, çocuğun başka bir erkekten olduğunu ileri sürüp, “Bana sıra ne zaman gelecek?” diye sordu.
Samsun’da tüp bebek tedavisi gören Nigar Kocabaş ve eşi Fatih Kocabaş 12 Ekim 2016 günü doktor randevuları için yola çıktı. Ancak yolda polisler Fatih Kocabaş’ı örgüt üyeliği suçlamasıyla gözaltına aldı. “Acı bir tebessümle vedalaştık.” diyen Nigar Kocabaş da eşinden bir buçuk ay sonra gözaltına alındı.
Savcı İbrahim Keskin, Bafra'dan Van Başsavcılığı'na atandı.
Emniyet'te ifadesi alınmayan Nigar Kocabaş, o dönem Bafra Başsavcısı olan Keskin’in talimatıyla doğrudan savcılığa götürüldü. Savcının bizzat ifade almak istediği hamile kadın 3 saat süren ifade boyunca ayakta bekletildi. Savcı, Nigar Kocabaş’ın avukatını ifade sırasında içeri almak istemedi. Avukat ısrar edince almak zorunda kaldı. İfade sırasında ise savcı çok ağır hakaretlerde bulundu.
Nigar Kocabaş’ın utanarak anlattığı o ifadede savcı şu cümleleri kurdu: “O masum günahsız çocuğun arkasına sığınma. Yaptıklarınızı o çocuk temizleyemez. Yine gündem mi aldınız da çocuk yaptınız. Sizin evlilikleriniz zaten düzmece, hepsi planlanmış, organize. İnanmıyorum, eşinden hamile olduğuna. Ne bileyim ben onun kocandan olduğunu. Bu düzmecede bana sıra ne zaman gelecek?”
Bold'un haberine göre Avukat, “Müvekkilime bel altı hakaret ediyorsunuz.” diyerek müdahale etmek istedi ama savcı insanlık onurunu zedeleyen sözlere devam etti.
O anlarda “Sesimi çıkaramadım.” diyen Kocabaş, “Savcı, seni kocanın gözünün önünde sorguya çekerim. Ne oldu sıçanlar gibi dağıldınız. Girdiğiniz deliklerden teker teker bulunacaksınız. Seni kodese, kocanın yanına tıkayım. Bir birinizi teselli edersiniz. Aşkımızın meyvesi diye hapiste doğurursun çocuğunu. Orada seversiniz” ifadesiyle yaşadıklarını hatırlattı.
DÜŞÜK ÖNLEYİCİ İLAÇLARI VERİLMEDİ
Nigar Kocabaş ifadesinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Savcının hakaretleriyle büyük şok yaşayan Nigar Hanım üzerine bir de cezaevinde çıplak aramaya maruz kaldı. Ayakkabısına, üzerinde metal süsleme olunca el konuldu ve cezaevindeki ilk gününde koridorlarda çıplak ayak ile yürütüldü.
Tüp bebek tedavisi ile hamile kalan Nigar Hanım’ın düşük tehlikesi de vardı. İlaç kullanamadığı için kanamaları artan Nigar Hanım “Düşüğü engellemek için düzenli ilaç kullanıyordum. Onları benden aldılar. Kullanma zamanı gelince getireceklerini söylediler ama hiç vermediler” dedi.
SAVCI İMZALARI BEĞENMEDİ EVRAKTA SAHTECİLİK DAVASI AÇTI
Cezaevi doktoru düşük tehlikesi olduğunu raporladıktan sonra Nigar Hanım adli kontrol şartıyla tahliye oldu. Kocabaş, 5 Mayıs 2017’de oğlu Mehmet Said’i kucağına aldı. Ama Nigar Hanım’ın sevinci yine yarım kaldı. Hakkında bu kez evrakta sahtecilikten dava açıldı.
İmza karşılığı tahliye olduğunu belirten Nigar Hanım, “Soruşturmayı açan savcı iki ayrı evraktaki imzalarımı karşılaştırmış, aynı kişi olmadığına karar vermiş. Benim bunu bilinçli yaptığımı düşünmüş. ‘O dönem yaşadığım şeyler kolay şeyler değildi. Elim kaymıştır.’ dedim. Savcı gönderilen ifadeyi beğenmedi ve kabul etmedi. Bu kez savcı imzaların bilişime gitmesi için benden imza örneklerinin alınmasını talep etti. 20 tane A-4 kağıdına sağ elimle oturarak, çömelerek, ayakta ve ayrıca sol elimle oturarak, çömelerek ve ayakta imza attım hem de kelime yazdım.” ifadelerini kullandı.
KÜÇÜK SAİD KUMANDALI ARABA BEKLİYOR
Örgüt üyeliği gerekçesi ile 7 yıl 1 ay ceza alan Nigar Hanım, “Eşim 8 yıl ceza aldı ve tutukluluğu devam ediyor. Ben de yeniden cezaevine girecektim. Oğlum için Türkiye’den ayrılmaya karar verdim.” sözlerini kullandı.
Eşinden istemeyerek ayrılmak zorunda kalan Nigar Hanım oğlunun babasından uzak büyümesine çok üzüldüğünü belirtti. Anne Nigar Kocabaş, oğlunun en büyük hayalinin babasının ona uzaktan kumandalı bir araba alması olduğunu söyledi.