Ağrı Dağı'nın, ekosistem özelliklerinin yanısıra barındırdığı biyolojik çeşitlilik de bu belgesel içinde yer alıyor.
Ağrı Dağı'nda belgesel çekimlerine başlayan
Ulusal Doğa ve
Kültür Belgeselleri Derneği (DoğaBel), ilk kez geçen yıl var olduğu belirtilen, anavatanı
Şili olan Koypu isimli canlı türünü de çekmeyi başardı. Su maymunu olarak nitelendirilen canlı türlerinin sayısının da oldukça fazla olduğu belirlendi. Ağır Dağı'nda, şimdiye kadar yapılan belgesel çekimlerinde kızıl akbabalar, kurt, boz ayı, sürüngenler ve floraya canlı türleri hem fotoğraflandırıldı, hem de görüntülenmeleri sağlandı.
Ulusal Doğa ve Kültür Belgeselleri Derneği (DoğaBel) Başkanı Dr. Serkan Yılmaz, DoğaBel'in
Türkiye'nin önemli
doğa alanlarının ve barındırdığı biyolojik çeşitliliğin korunması için belgesel film ve fotoğraf çalışmaları yapan ilk
sivil toplum kuruluşu olduğunu belirtti. Yılmaz,
derneklerinin hazırladığı bu belgesellerle, doğa alanlarının korunması, alanlarda iyileştirme yapılması, bu alanlarda yaşayan
hayvan türlerinin belirlenerek korunmaları adına yapılacak çalışmalara da ışık tuttuğunu ifade etti.
Türkiye'nin önemli doğa alanı olan Ağrı Dağı'nı da her yönüyle anlatmak için belgesel çekimleri yapmaya başladıklarını anlatan Yılmaz, dağın, ekosistem özelliklerinden barındırdığı biyolojik çeşitliliğe kadar birçok bilgiyi barındıracak belgesel çalışmasının devam ettiğini açıkladı. Çalışma tamamlandığından, ilk kez Ağrı Dağı ile ilgili geniş kapsamlı belgesel film ve fotoğraflarıyla birlikte kitabının da yayınlanacağına dikkat çekti.
Ağrı Dağı'nın üç ayrı dinde kutsal sayıldığını ifade eden Yılmaz, Nuh tufanından sonra Nuh'un Gemisinin Ağrı Dağı'nda karaya oturduğuna inanıldığını hatırlattı. Yılmaz, dünyanın en önemli destanlarından olan Gılgamış Destanı'nın da Ağrı Dağı'nda yaşandığına dikkat çekti. Dünya genelinde dağın çok iyi bilinmesine karşın Ağrı Dağı hakkında yapılmış kapsamlı bir belgesel film ve fotoğraf kitabı olmadığını anlatan Yılmaz, "Türkiye,
İran, Nahçıvan ve Ermenistan'dan görülebilen Ağrı Dağı'nın barındırdığı biyolojik çeşitlilik yeterince bilinmiyor. Bilinenin aksine Ağrı Dağı ismi tek bir dağı anlatmıyor. Birbirinden bir vadiyle ayrılan Büyük Ağrı Dağı (5 bin 137 metre) ve Küçük Ağrı Dağı'nı (3 bin 896 metre) anlatıyor. Bu anlamda DoğaBel'in belgesel film ve fotoğraf çalışmaları bir ilk olacak" diye konuştu.
Çevre ve
Orman Bakanlığı,
Iğdır Valiliği'nin desteği ile geçen yıl
Ekim ayında başladıkları çalışmanın sürdüğünü dile getiren Yılmaz, Temmuz 2009'da belgesel film ve kitabın hazırlanmış olacağını duyurdu. Belgesel çalışmalarında şimdiye kadar, büyük ve
küçük Ağrı Dağı'nda çengel boynuz, yaban koyunu, dağ keçisi, kurt,
vaşak ve boz ayı gibi bilinen türlerin çekimleri yapıldı.
Dernek Başkanı Yılmaz, bu türlerin dışında memeli hayvanların yanında daha önce hiç adı duyulmayan canlı türlerine de dağın ev sahipliği yaptığını anlattı. Geçen yıllarda Ağrı Dağı'nda yaşadığı belirtilen, anavatanı
Güney Amerika ülkelerinden Şili olan Koypu (Myocastor coypus) canlı türünün çekimleri yapıldı. Serkan Yılmaz, bu türün Türkiye'de
Edirne ve Iğdır'da göründüğünü ifade ederek, "Koypular, 1800'lü yıllarda Avrupa'ya kürk ticareti için getirilmiş ve kısa sürede Avrupa'da yayılmış bir canlı türüdür. Tatlı sığ sularda yaşayan bu canlı türüne yöre halkı,
su maymunu ismini vermiş" dedi.