CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP'nin soru önergelerini ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını haber yapan gazeteciler hakkında davalar açıldığını söyledi. Bu konunun çok önemli bir konu olduğunu belirten Ağbaba, "Milletvekilinin ve genel başkanımızın konuşmalarını, önergelerimizi haber yapan gazeteciler susturulmaya çalışılıyor. Bu, muhalefeti susturmanın başka yol ve yöntemi." dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle basın toplantısı düzenledi.

AKP iktidarın toplumun her kesimini mağdur ettiğini ve bu kesimleri cezaevlerinde sindirmeye çalıştığını söyleyen Ağbaba, "En çok üzerine gidilen ve baskı altına alınan çevre ise basın mensupları oldu. AKP en çok kağıttan ve kalemden, sözden, kendisi gibi düşünmeyen herkesten korkuyor. Daha önce Ahmet Şık'ın basılmamış kitaplarını yasaklayanlar bugün en çok okunan yazarlarından Hasan Cemal'ın ve Tuğçe Tatari'nin kitaplar toplatılıyor, toplatma yetmiyor dağıtımı engelleniyor. 12 Eylül döneminde bile bunları yaşamadık. Kitaptan 12 Eylül'de bile bu kadar korkulmadı. Kitapları yasaklamanın, toplatmanın bir adım sonrası yakmaktır. Hitler'i örnek alan, kendisine onun diktatörlüğünü model alan AKP'nin iktidarında kitapçı kundaklandı. Yakında Hitler gibi kütüphaneleri yakmaya çalışırlarsa hiç kimse şaşırmasın. Kütüphane yakanlar nasıl nefretle, lanetle anılıyorsa bugünün diktatör özentileri de yarın nefretle anılacak." diye konuştu.

Başkanlık sistemi ile Türkiye'ye adalet getireceğini söyleyenlerin göz göre göre gazetecileri cinayete kurban etmek istediklerini anlatan Ağbaba, şöyle konuştu: "12 Eylül Kenan Evren korkusu ile kitapları toprağa gömenler bugün maalesef muhalif kesimleri sindirmeye çalışıyorlar. CHP vekilleri olarak her kesimden gazetecileri ziyaret ediyoruz. Geçmişte düşüncesi ne olursa olsun haksızlığa uğrayan herkesin sesi olmaya çalışıyoruz. AKP her dönem kendi muhaliflerini susturmaya çalışıyor.bizler biliyoruz ki, gazetecilerden katil, terörist olmaz, birileri üzerine alınacaksa alınsın gazetecilerden hırsız olmaz. Özgür basın her zaman doğru bildiğini savunur ve yazar. Seçim döneminde 1990'ların Beyaz Toros tehdidi savunan Başbakan, 'Soru soran gazeteci evine gidebiliyorsa özgürdür' diye üstü kapalı tehdit savuruyor. Başbakan'a sesleniyorum sizin iktidarınızda soru soran, özgürce yazan gazeteciler gitse gitse cezaevine gidiyor."

CHP'nin soru önergelerini, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını haber yapan gazeteciler hakkında davalar açıldığını hatırlatan Ağbaba, "Bu çok önemli bir konu. Milletvekilinin ve genel başkanımızın konuşmalarını önergelerimizi haber yapan gazeteciler susturulmaya çalışılıyor. Bu muhalefeti susturmanın başka yol ve yöntemi." dedi.

33 tutuklu gazeteciyle 10 Ocak'ı karşıladıklarını, dışarıda ise özgürce yazamayan basın ordusu bulunduğunu savunan Ağbaba, "Devletin verilerine göre 7 binin üzerinde gazetecinin işsiz. Çalışamayan gazetecilerin sayısının çalışanlara yaklaştı. Bu durumda 10 Ocak artık çalışan gazeteciler değil çalışamayan gazeteciler günüdür. Türkiye'de yüzlerce ilçeden daha büyük nüfusa sahip bir gazeteci çalışamayan gazeteci ordumuz var bunun sebebi AKP'nin Türkiye'ye dayattığı sistemdir. Dünyada gazetecilerin kendilerine özgü günleri coşkuyla kutluyor. Türkiye'de de kutlayamıyor." ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa konusundaki çalışmalar nasıl yürütecek sorularına Ağbaba, "İlk 4 madde bizim kırmızı çizgimizdir. Değiştirilecekse 12 Eylül yasaları değiştirilmeli. Komisyonun ne kadar süre çalışacağı tartışılmalı. Umarız Cumhurbaşkanı'nın karışmadığı bir süreç yaşarız." cevabını verdi.
CİHAN