Afrika'da susuzluk yaşayan bölgelerin ihtiyacını karşılamak amacıyla Türkiye'den yardımseverlerin açtırdığı su kuyuları her gün kilometrelerce uzaktan su taşımak zorunda kalan kadınların yüzünü güldürüyor. İnsan ve Hayat Dergisi, yardımseverlerin Afrika'da açtırdığı su kuyularının halk üzerinde oluşturduğu tesirleri yerinde inceleyerek geniş bir dosya hazırladı.
Ocak sayısında 'Afrika'da Bir Damla İnsan' başlığıyla kapaktan verilen haberde çok önemli tespitlere yer veriliyor. Gazeteci yazar Ömer Demir ve Ekrem Zor'un kaleme aldığı Metin Alkış'ın fotoğrafladığı dosyada, bir su kuyusunun Afrikalı için taşıdığı değerin bilinenin çok ötesinde olduğu anlatılıyor.
SU KUYUSU HAYATA TUTUNMANIN ADI
Türkiye insanı için çok basit bir yatırım olan su kuyusunun Afrika'da bir köyün bir kasaba halkının hayatını ve geleceğe bakışını değiştirdiğini anlatan Ömer Demir, "Nijer'in bir şehri olan Dosso'dan yaklaşık 100 kilometre toprak yoldan giderek ulaştığımız Angodoka köylüleri kuyuları açıldığı için o kadar mutlular ki anlatmak mümkün değil." dedi.
Köye su gelmesine en çok kadınların sevindiğini anlatan Demir, "Kuyu açılmadan önce kadınlar başlarının üzerine koydukları en az 25 litrelik kovalarla 3 kilometre uzaklıktan su taşıyorlarmış. Şimdi ise rahatlıkla temizlik yapabilecek, yemeklerini pişirebilecek, abdest alabilecekleri için çok memnunlar. Özellikle yaşlı kadınların yerlere eğilerek kuyuları açanlara, vesile olanlara dua etmelerinin asıl sebebi bu zorluktan kurtulmaları. Kuyu, orada hayata tutunmak demek…" şeklinde konuştu.
BİR SU KUYUSU GÖÇÜ DURDURABİLİYOR
Diversity Derneği Afrika şubesi Nijer temsilcisi İsmail Büyükbaş, "Afrika halkı yüzyıllardır Batılı beyaz adamın sömürüsü altında yaşadığı için Türklere de şüpheyle yaklaşıyor. Afrika'nın köylerine açılan su kuyuları şüpheleri yavaş yavaş bertaraf ediyor. Şayet kuyu açılan bir köye ikinci defa gelmişsek, insanlar bizi kendi komşularından daha muhabbetle kucaklıyor." diye konuştu.
Su kuyularının toplumun sosyal dokusunu yeniden işlediğini ifade eden Nijer İktisat Bakanlığı bürokratı Hüseyin Namey şu çarpıcı açıklamayı yaptı:
"Bir bölgede su yoksa insanlar göç etmek zorunda kalıyor. Bölgelerinden göç etmeye başlayan insanlar Niamey'de tutunamazlarsa Avrupa ülkelerine doğru bir yolculuk başlıyor. Asıl problem bölgelerinden uzaklaştıkça dinlerinden ve ahlaklarından yavaş yavaş kopuyor olmaları."
BİR PET ŞİŞE SU 1 DOLAR
Nijer'e gerçekleştirdikleri seyahatte pazar izlenimlerine de yer veren gazeteci yazar Demir, "Eline arabasını, tabağını alan üzerine doldurduğu malzemeleri satmak için pazaryerinin yolunu tutmuş. Ancak malzemeler inanılmaz pahalı. 1 doların 600 sefa olduğu ülkede domatesin kilosu 7, 8 lira, patlıcan 6, 7 lira. En ucuz patates ve soğan ise 4, 5 liraya denk geliyor. Fiyatların pahalı olmasının sebebi su olmadığı için tarım yapılamaması deniliyor. Pazarda 1 Hindistan cevizi 200 Nijer Sefası, 1 pet şişe su ise 600 sefa. Yani 3 Hindistan cevizine bir pet şişe su ancak alabiliyorsunuz." diyerek Afrika için suyun ne kadar önemli oluğunu vurguladı.
Diversity Derneği Yönetim Kurulu Üyesi sosyolog Rıdvan Erdal ise Afrikalıların hem mazlum hem de mağdur bir halk olduğunu ifade etti. Afrikalılar için "Son derece kanaatkâr, yarın endişesi taşımayan insanlar. Tevekkülleri çok sağlam. Küçücük manevi dünyaları olan bu halkın en çok ihtiyaç duydukları şey onurlarının incitilmemesi ve insani olarak kıymet verildiğini hissetmeleri. Manevi ve gönül dünyalarını tamir edecek, kardeşlik ruhunu aşılayacak ve onlara küçük dokunuşlarda bulunacak bir duruşu olanların yardımına ihtiyaçları var." ifadesini kullanan Erdal, 2016 yılı içinde 'Ab-ı Hayat Su Kuyusu Projesi' kapsamında daha fazla su kuyusu açtırarak daha çok Afrikalı kadınının yüzünü güldürmeyi hedeflediklerini söyledi. CİHAN