İSTANBUL (CİHAN)- Adliye dışında eski genelkurmay başkanını görüntüleyip haber yapmak isterken güvenlik görevlilerince sert müdahale ile engellenen gazeteciye 'direnme suçu'ndan dava açıldı. Olayın yaşandığı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, "Benim böyle bir yönlendirmem olmadı. Talimatı ben vermedim." şeklinde açıklama yapmıştı.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un İstanbul Adalet Sarayı'na girişini görüntüleyip haberleştirmek isteyen Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabiri Osman Arslan'ı güvenlik görevlileri fiziki müdahalede bulunarak engellemişti. Diğer ajans ve gazete muhabirleri ise fazla müdahaleye maruz kalmadan görüntülerini çekmiş ve haberlerini yapmıştı. Arslan ise engelleme nedeniyle Başbuğ'un görüntüsünü çekememiş ve haberini yapamamıştı. Arslan ile güvenlikçiler arasında yaşanan tartışma sonucunda taraflar birbirlerinden şikayetçi oldu.
Şikayet üzerine soruşturma başlatıldı. Soruşturmayı yürüten savcı Osman Çakır tarafından iddianame düzenlendi. İddianamede taraflar müşteki şüpheli olarak gösterildi. Güvenlik görevlilerine, iş ve çalışma hürriyetini ihlal suçlaması yöneltildi. Güvenlikçilerin kamu görevlisi sayıldığını belirten savcılık, Arslan'a ise hakaret ve görevliye direnme suçlamalarını yükledi. Arslan'ın adliye dışında görüntü alıp haber yapmak isterken güvenlik görevlilerinin kendisine sarılarak engellemesi üzerine bu müdahaleden kurtulmaya çalışması cebir ve tehdit ile görevliye direnme suçu olarak gösterildi.
İddianamede, Arslan'ın hakaret suçu ve 'kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır' maddeleri uyarınca 1 yıl 8 aydan 5 yıl 4 aya kadar hapsi istendi.
Güvenlik görevlileri Kürşat Yıldırım ve Azim Güner'in ise 'cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının birden fazla kişi tarafından birlikte, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır' maddeleri uyarınca 1 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Savcılığın, Arslan'ın ifadesini almadan düzenlediği iddianame 26. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme iddianameyi kabul etti ve dava açıldı.
Olayın basına yansıması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu'nun Basın Konseyi'ni aradığı ve 'Benim böyle bir yönlendirmem olmadı. Talimatı ben vermedim. Benim dönemim boyunca böyle bir talimatın verilmesi asla söz konusu olmayacaktır. Basın özgürlüğü konusunda 35 yıldır hassas biri olarak 1 saat önce daha hassas olmaları yönünde talimatı bizzat verdim.' dediği belirtildi.
29 Aralık 2014 günü İstanbul Adalet Sarayı'na gelen İlker Başbuğ, A kapısından adliyeye gireceği bilgisi üzerine adliyedeki basın mensupları Başbuğ'u görüntülemek için buraya gitti. Güvenlik görevlileri kapı çıkışında basın mensuplarını durdurarak engel olmaya çalıştı. Gazetecilerin adliyenin dışında görüntü çekeceklerini belirtmelerine rağmen güvenlikçiler amirlerine konuyu bildireceklerini söyledi. Ancak bu sırada Başbuğ'un aracı adliye önüne geldi. Bunun üzerine basın mensupları adliyeden dışarı çıkarak Başbuğ'u görüntülemek istedi. Güvenlik görevlileri de müdahalede bulundu. Diğer ajans ve gazete muhabirlerine fazla müdahalede bulunmayan güvenlikçiler Cihan muhabirine ise sert müdahalede ile görnütü alıp haber yapmasını engelledi.
CİHAN