17 Ağustos 1999 Marmara depreminin yıldönümünde, yüzde 98'i deprem bölgesi olan Türkiye'de, adı "zorunlu" olsa da kendi zorunlu olmayan Zorunlu Deprem Sigortası yaptırma oranı, yalnızca yüzde 40,5. Yaşar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Banu Özgürel, buna rağmen Marmara ve üç yıl önceki Van depremlerinde 10 binlerce insanını kaybeden, toplam 300 binin üzerinde konut ve işyeri yıkılan ya da hasar gören Türkiye'de, sigortalılık bilincinin istenen düzeyde olmadığını söyledi. Özgürel, "Zorunlu Deprem Sigortası yaptırma oranı çok düşük. Elektrik ve su aboneliğinde, konut alım satımlarında zorunlu hale getirilmesine karşın oran hala yüzde 50'yi bile bulabilmiş değil. Bu oran, tamamı 1. derece deprem bölgesi olan Hakkari ve Şırnak'ta yüzde 10'u bile bulmuyor. Oysa risk bölgelerine göre deprem gibi doğal afetlere karşı taşınmazlarımızı güvence altına alan DASK yaptırmanın, 100 metrekare bir ev için aylık en fazla maliyeti, iki paket sigara parası olan 14 TL." dedi.
Yrd. Doç. Dr. Özgürel, depremin ülke ekonomisine verdiği zararı ortadan kaldırmanın en güzel yolunun sigortalı yaşamak olduğunu belirterek, "İstanbul'da olması beklenen depremin tahmini ekonomik kaybı, Türkiye'nin yıllık GSMH'sinin yüzde 28'i. Bu büyüklükte bir doğal afetin olmasını, ekonomimiz ne derecede kaldırabilir tartışılır. Felaketlerde hayatın kaldığı yerden devam edebilmesini sağlamak için tek güvence sigorta. Acaba biz ve devletimiz buna hazır mıyız? Sigorta yalnızca bireylerin değil, devletin de afetlerden sonra taşıdığı yükü hafifleten bir unsur. Bu nedenle riskin sigorta yardımıyla dağıtılması gerekiyor." dedi.
DASK 15 YILDIR VAR
Deprem gibi doğal afetlerde sigorta yaptırmanın, risklere karşı malları güvenceye almanın en kolay, güvenilir ve az maliyetli yöntem olduğunu kaydeden Özgürel, "Türkiye'de sigortalılık oranı şu anda, geçen yılın mart ayına göre yüzde 4,3'lük artışla yüzde 40,5. DASK sistemi 15 yıl önce kurulmasına karşın sigortalılık oranı istenen düzeye ulaşamadı. Yaşanan bunca can ve mal kaybına karşın Türkiye'de risk bilincinin hala düşük seviyelerde olması ve 'bir şey olmaz' anlayışı, risklere karşı önlem alınmasını ve halkın bilinçlenmesini geciktiriyor. O nedenle sigortalanma oranının artması içen DASK'ın sadece elektrik ve su bağlatmak, tapu almak için kullanılan bir zorunluluk olarak algılanmasından daha farklı bir amacı olduğunu iyi anlatmamız gerekiyor." diye konuştu.
KANUN DEĞİŞTİ SİGORTALI KONUT SAYISI 2 MİLYON ARTTI
DASK sistemi 2000 yılında kurulmasına rağmen poliçe sayısındaki asıl artış, 2012 Ağustos ayında çıkan kanundan sonra yaşandı. Yürürlüğe giren Yeni Afet Sigortaları Kanunu uygulanmaya başlayınca, Zorunlu Deprem Sigortası yaptırmayanlar, tapunun ardından elektrik ve su aboneliğini de yaptıramadı. Sigorta yaptırmayan ayrıca devletin deprem konutu yardımı ve kredisinden de yararlanamıyor. Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 3 milyon 950 bin olan Zorunlu Deprem sigortalı konut sayısı, 7 milyon 152 bin 581'e ulaştı. 15 yıl önce DASK kurulduğunda, yalnızca 500 bin konut depreme karşı sigortalıydı.
RİSK AZALDIKÇA PRİM MİKTARI DA AZALIYOR
Birinci derece deprem bölgesinde bulunan, 100 metrekare betonarme bir konutun Zorunlu Deprem Sigortası primi, ayda yaklaşık 13,66 TL'ye geliyor. Poliçe, bu büyüklük ve özellikteki bir konuta, depremde hasar görmesi durumunda 70 bin TL güvence sağlıyor. Prim, illerin deprem riskine göre belirleniyor. Buna göre İstanbul gibi birinci derece deprem bölgesinde bulunan iller, en yüksek primi ödüyor. Türkiye'de en pahalı deprem sigortası İstanbul'da yapılıyor. İstanbul'u İzmit, İzmir, Muğla gibi yine birinci derece deprem bölgesinde bulunan 34 il izliyor. Bu illerdekiler, 100 metrekarelik evini sigortalatmak için 164 lira yıllık prim vermek zorunda. Rakam, risk azaldıkça azalıyor. Türkiye'nin deprem riski açısından en düşük illeri olan Karaman ve Aksaray'da, bunun üçte biri fiyatına deprem sigortası yaptırılabiliyor.
TÜRKİYE'NİN DEPREM SİGORTASI DURUMU
DASK rakamlarına göre 17 milyon 661 bin 690 konutun bulunduğu Türkiye'de, depreme karşı en çok sigortalı konut yüzde 50,5 oranla Marmara Bölgesi'nde. En düşük oran ise yüzde 26 ile Güney Doğu Anadolu Bölgesi'ne ait. Sigortalılık oranlarının en düşük olduğu iller yüzde 9,10 ile Hakkari ve yüzde 8,50 ile Şırnak. En yüksek sigortalılık oranı ise yüzde 66.4 ile Bolu, yüzde 67,3 ile Yalova'ya ait. Üç büyük şehirde ise en yüksek orana İstanbul sahip. İstanbul'da yüzde 51,8,Ankara'da yüzde 48,5, İzmir'de ise yüzde 39,4 oranında deprem sigortalı konut bulunuyor. Van'da ise 2011 yılında meydana gelen depremler sırasında ildeki sigortalılık oranı, yüzde 9 gibi oldukça düşük bir seviyede bulunuyordu. Buna rağmen DASK, hasar gören sigortalı ev sahiplerine toplam 120 milyon TL ödeme yaptı. Aradan geçen sürede Van'da sigortalılık oranı üç katından fazla artarak, yüzde 27,7'a ulaştı. Birinci derece deprem bölgelerinde yer alan konutların ise yüzde 45,1'i sigortalı.
EGE BÖLGESİ'NDE DURUM
Ege Bölgesi'nde Zorunlu Deprem Sigortası oranı, yüzde 39,4 ile Türkiye ortalamasının altında. Bölgede en az sigortalılık yüzde 22,5 ile Afyonkarahisar, en yüksek ise yüzde 49,1 ile Muğla'da. Ege, oranlara göre Marmara ve İç Anadolu bölgelerinin ardından üçüncü sırada yer alıyor.
DASK VE ZORUNLU DEPREM SİGORTASI NEDİR?
Zorunlu Deprem Sigortası uygulaması, 17 Ağustos 1999 tarihindeki Marmara depreminin ardından hayata geçirildi. Depremlerin meskenlerde sebep olduğu maddi zararları teminat altına alıyor. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) ise 2000 yılında, Zorunlu Deprem Sigortası teminatı vermek üzere kuruldu. Kamu ve özel sektör işbirliğiyle kurulan DASK, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş. Konutlar, DASK tarafından teminat altına alınıp herhangi bir hasar durumunda tazminat ödeniyor. DASK'ın şu anda bir depremde toplam hasar ödeme gücü reasürans koruması, afet bonosu ve öz kaynaklarıyla birlikte 2014 yılı rakamlarına göre 11 milyar TL'yi aşmış durumda. CİHAN