Acaba Allah (cc) kalplerinden şefkati, merhameti silip aldı da farkında mı değiller?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Temmuz 31 2018
''Denizlerde, ırmaklarda masum yavruların annelerine sarılarak boğulmaları, cesetlerini dalgaların kenara atmaları karşısında, zâlimlerin ve onlara destek verenlerin vicdanları sızlamıyor mu?''
Mehmet Ali Şengül / samanyoluhaber.com
‘İnanıyorsanız, Üstünsünüz’

Yol uzun, dünyâ kısa vâdeli bir misafirhâne.. Mü’minlerin omuzlarında, Allah’ın peygamberlere, husûsiyle Efendimiz’e (sav) yüklediği  tebliğ ve temsil yükü ve sorumluluğu var. Bu sorumluluğu sırtında taşıyan fertler, âileleler, cemaatler ve milletler, sürekli Allah’a karşı bir tecdit hareketi içinde olmaları gerekmektedir.
     
Efendimiz (sav),  “Îmânınızı; ‘Lâ ilâhe illallah’ ile  tecdit ediniz, yenileyiniz’ buyurmaktadır.  Âhiret yolcusu, hayat gemisini sürekli yenilemeli, bakımını iyi yapmalıdır. Çünkü, geçmişte ve bugün olduğu gibi, gelecekte de aşılması zor deryâlar, tepeler âhiret yocusunun karşısına çıkabilir.

Efendimiz (sav) Ebu Zer hazretlerinin (ra) şahsında bütün ümmet-i Muhammed’e; 
  “-Gemini bir kere daha elden geçirerek yenile, çünkü deniz çok derin.
   -Azığını tastamam al, şüphesiz yolculuk pek uzun. 
   -Sırtındaki yükünü hafif tut, çünkü tırmanacağın yokuş sarp mı sarp. 
   -Amelinde ihlâslı ol, zirâ herşeyi görüp gözeten ve hakkıyla değerlendiren Rabbin senin yapıp ettiklerinden haberdârdır.”
tavsiyesinde  bulunmuştur. (İbn-i Hacer)
    
İnsan husûsiyle  ehl-i îman, bu deryâları geçebilmek için hayat yolculuğunda, haram ve günah denizinde batıp boğulmayacak şekilde yüzmeyi iyi öğrenmeli, dağ ve tepeleri aşacak şekilde tâlimde bulunmalı, hayâtını da Allah ve Resûlüllah’ın emirleri doğrultusunda  tanzim etmelidir. 
    
Îmanı yenileme meselesi, devamlılık isteyen bir husustur. Bu yenilenme, mü’minin tabiatının bir yanı, fıtratının bir parçası hâline gelmelidir ki; o devamlı sûrette îmanı derinleştirsin ve nihâyet tahkîki îmana erişsin.
   

Bu haberler de ilginizi çekebilir