Albanese, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarıyla anlaşmanın insan haklarına ilişkin hükümlerini ihlal ettiğine vurgu yaptı.
"İsrail her zamanki gibi ticaret yapmaya devam etmek için siyasi, mali ve ekonomik araçlara sahip. Davranışlarını değiştirmesi için hiçbir yaptırım yok." şeklinde konuşan Filistin Özel Raportörü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa İsrail'in başlıca ticaret ortağı ve İsrail'in toplam ticaretinin yüzde 30'unu oluşturuyor. Dolayısıyla büyük bir güce sahip ve bu gücü kullanmalı. Nihayetinde bu bir seçenek değil, bir zorunluluk çünkü ortaklık anlaşmasının 2. Maddesi insan hakları ihlalleri durumunda anlaşmanın askıya alınmasını öngörüyor."
İrlanda ve İspanya liderlerinin Avrupa Komisyonu'nu AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nı askıya almaya çağıran son girişimi, bloğun İsrail ile dayanışması yanlısı diğer üyeleri tarafından dirençle karşılandı.
Anlaşmanın askıya alınması için AB'ye üye ülkelerin tamamının oy birliği gerekiyor. Ancak blok liderleri, İsrail ve Gazze'ye ilişkin ortak bir tutum oluşturmada sorun yaşadı.
Albanese, AB'nin İsrail'den hesap sormak için elindeki tedbirleri kullanma konusundaki isteksizliğinin İsrail'i cezasız bıraktığını ve Avrupa'nın siyasi liderleri ile Gazze için ısrarla ateşkes çağrısında bulunan Avrupa toplumu arasındaki "kopukluğu" gözler önüne serdiğini ifade etti.
BM Raportörü ayrıca, AB liderlerinin İsrail'e karşı diplomatik olarak tanınmasının iptali ve hükümet yetkililerine yönelik yaptırımlar da dahil olmak üzere, daha somut karşı tedbirler alması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Ticari ilişkilerin resmi olarak askıya alınmasının "AB üye devletlerinin ulusal yargı yetkileri altında kayıtlı özel şirketleri" de kapsaması gerektiğini belirtti.
Albanese, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nın askıya alınması için gerekli koşulların 7 Ekim'den önce zaten mevcut olduğunu ve İsrail'in yerleşim yerleri kurma konusundaki uzun geçmişi ve "işgal altındaki Filistin topraklarının sürekli olarak ilhakı" göz önüne alındığında, Gazze'de savaşın tetiklenmesinin halihazırda bir savaş suçu olduğunu söyledi.
Albanese'in İsrail'i soykırıma yasal kılıf uydurmak için "canlı kalkan" ve "ikincil zarar" gibi kavramlarla uluslararası hukuk dilini altüst etmekle de suçlayan raporu, İsrail tarafından şiddetle reddedilmişti.
İsrailli askeri şirketlere sağlanan AB fonlarının incelenmesi çağrısı
Avrupa Parlamentosu'nda Albanese ile birlikte konuşan ve Parlamento'nun Filistin ile ilişkilerden sorumlu delegasyonuna başkanlık eden sol gruptan İspanyol Parlamenter Manu Pineda ise AB'yi, İsrail ordusunun operasyonlarını yürütmesine olanak sağlayan askeri girişimleri finanse ettiği iddiasıyla eleştirdi.
İsrail ordusuna teknoloji sağlayan insansız hava aracı üreticilerinin AB'nin Horizon Europe projesinden fon aldığını, bu iddianın kısa süre önce iki bağımsız gözlemci Statewatch ve Informationsstelle Militarisierung (IMI) tarafından yapılan bir analizde de doğrulandığını söyledi.
Gözlemciler mart ayında yaptıkları analizde, "AB'nin askeri ve savunma projelerine fon sağlamasının yasak olmasına rağmen, İsrailli askeri şirketler ve kurumlar, son yıllarda insansız hava araçlarının geliştirilmesi için milyonlarca euro aldı." ifadelerini kullanmıştı.
AP üyesi Pineda'ya göre, fonlarının İsrail'in saldırılarına katkıda bulunmasını önleyemediği için "AB'nin elleri kana bulandı."
Pineda, "AB'nin hâlâ İsrail'e, savaşta kullanılan ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinli çocukların başlarına düşen silahları alıp satması utanç verici." dedi.