AB'nin Türkiye'ye karşı tek kozu ekonomik, Gümrük Birliği önemli

Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi, bu hafta içinde Brüksel'deki toplantısında Türkiye raporunu onayladı.

AB'nin Türkiye'ye karşı tek kozu ekonomik, Gümrük Birliği önemli

Raporda, 16 Nisan'da referanduma götürülen ve başkanlık sisteminin getirilmesini öngören anayasa değişikliklerinin planlandığı gibi 2019 yılında yürürlüğe girmesi halinde Avrupa Birliği (AB) katılım müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yinelendi.

Rapor, 3'e karşı 51 oyla kabul edilirken, 14 üye de çekimser kaldı. Parlamento Genel Kurulu'nda ise Temmuz ayındaki oturumlar sırasında raporun oylanması bekleniyor.


Hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü ve yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda geriye gidiş olduğunun savunulduğu raporun bir diğer dikkat çekici önerisi de Gümrük Birliği'nin güncellenmesine yönelik görüşmelere siyasi kriterlerin de eklenmesi oldu

Türkiye ile AB arasında 1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesini öngören görüşmelerin kısa süre içerisinde başlaması bekleniyor.
Avrupa Komisyonu, görüşmelere başlamak için AB Konseyi'nden yetki talep etti. Ancak bu yetki henüz verilebilmiş değil. AB kaynakları, Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ı tanımaması ve siyasi kriter getirilmesi konusunda yaşanan uzlaşmazlıklar nedeniyle yetkilendirmede gecikme yaşandığını söylüyor. Yetkinin verilmesi halinde müzakerelerin bu yıl sonunda ya da önümüzdeki yılın başında başlaması öngörülüyor.
Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Raportörü Kati Piri, Brüksel'de Gümrük Birliği görüşmeleri ve katılım sürecinin bugünü ile geleceğine dair BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı:

AB Konseyi'nin herhangi yeni bir başlık açmama kararını koruması ve şu aşamada müzakereleri askıya alma yönünde bir karar almaması bekleniyor. Neden müzakerelerin askıya alınmasında ısrarcı davranıyorsunuz?
Biz müzakereler hemen, yarın durdurulsun demiyoruz. Müzakerelerin referandumda kabul edilen anayasa değişikliklerinin 2019'daki seçimlerle birlikte yürürlüğe girmesi halinde müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye ediyoruz.
Bizim değerlendirmelerimize göre, değiştirilen bu anayasa Kopenhag Kriterleri'ne aykırılık teşkil ediyor. Ayrıca ülkenin yarısı da bu değişikliklere karşı olduğunu söyledi. Hükümetin bunlara uygulamaya sokmadan önce tüm bunları çok ciddi bir şekilde değerlendirmesini bekliyorum.

AP, Türkiye'nin müzakere süreciyle ilgili her zaman daha hevesli ve destekleyici davranırken, tereddütlü hareket eden AB Konseyi olmuştur. Geçen yıla kadar müzakerelerde 22'nci ve 24'üncü fasılların açılması çağrısı yapıyorduk.
Ancak şu anda Türkiye'de temel insan hakları ve hukukun üstünlüğünün sürekli olarak ihlal edildiği bir süreçten geçiyoruz. Müzakerelerin askıya alınması Türkiye ile iş birliği sona erecek, diyalog bitirilecek anlamına gelmiyor. Ancak bu şartlar altında AB üyeliği hakkında konuşmak mümkün değil.
<< Önceki Haber AB'nin Türkiye'ye karşı tek kozu ekonomik, Gümrük Birliği... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER