11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, teknolojiye dair konuşurken yapay zeka konusuna değindi ve “Devletleri yönetenler, geleceği, problemleri görerek tedbir alması gerekir. Büyük istihdam problemleri ortaya çıkacak, büyük işsizlik çıkacak” dedi. Gül, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen ‘21. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin ‘Cumhurbaşkanları Oturumu’nda konuştu. Konuş- masında, işsizlik uyarısı yapan Gül şunları söyledi; “Teknoloji… Öyle bir ortam oluştu ki özellikle enformasyon teknolojisi IT dediğimiz şey her şeyi şeffaf yaptı. Hiç kimse artık kafasını kuma gömmüş olamaz. Herkes her şeyi takip edebilir hale geldi. Dolayısıyla dünyanın her köşesinden başka köşesini takip ediyorlar. Böyle olunca fakirler zenginliği, zenginler fakirliği görüyor, her gün acı çekenleri görüyor ve bunun neticesinde ortaya güzel şeyler, örnekler, güzellikleri örnek alan davranışlar çıkarken, bir taraftan da öfke, hınç, radikal akımlar da ortaya çıkıyor.
İşsizliğe karşı tedbir alınmalı
İkinci bir şey, teknoloji ilk ortaya çıkıp da makinelerin uygulanmaya başlaması, emek yoğundan makine yoğuna geçince zaten büyük işsizlikler o zaman oldu ama onlar kaçınılmazdı. Makineden robota, robottan bilgisayarlara oradan şimdi yapay zekanın yönettiği fabrikalara geçilmeye başlanırsa o zaman ortaya iki şey çıkacak; biri işsizlik. Bu istihdam meselesi müthiş bir şey. Devletleri yönetenler, geleceği, problemleri görerek tedbir alması gerekir. Büyük istihdam problemleri ortaya çıkacak, büyük işsizlik çıkacak.”
“Ülkeler iyi yönetilmeli”
Gelir dağılımındaki eşitsizliğin büyük bir mesele olarak ortaya çıktığını vurgulayan Gül, teknolojinin reel ekonomiden ziyade para piyasasına kazandırdığı hızın, ülkeler arasındaki gelir dağılımındaki eşitsizliği bozarken, ülkelerin kendi içerisinde gelir dağılımında adaletsizliğe sebep olduğunu anlattı. Gül, söz konusu sıkıntıların sonucunda popülizm, ırkçı, sağcı, aşırı dinci, siyasi, radikal oluşumların tehdit olarak ortaya çıktığını ve bunları hazırlayan nedenlerin de işsizlik, adaletsizlik ve bunlarda katkısı olan teknoloji olarak gö- rüldüğünü kaydetti. Sorunlara karşı tedbir almanın kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Gül, şöyle konuştu: “Gelecekte nüfusu, yeni nesilleri mutlu yapmak ve refah içinde tutmak için sorumluluk taşıyanlar devletleri yönetenlerdir. Geleceği yönlendirmek, gelecekle ilgili konuşmak, realist, gerçekçi; retorikten, hamasetten uzak, gerçekleri görüp buna karşı enerji yoğun bir şekilde buraya fokus etmek ve bu konuda bilinci uyandırmak gerekiyor. Yoksa biz bunlarla karşı karşıya kaldığımızda ne yapacağımızı bilemeyiz. Bu açıdan ülkelerin iyi yönetilmesi gerekiyor.
Hukukun üstünlüğüne dayalı rejimler başarılı olur
İyi yönetişim olarak tarif ettiğimiz şekilde yönetilirse ülkeler, bütün bu tedbirler aracılığıyla problemlerle iyi başa çıkılabilir. Katılımcı ve temsili özelliklerinin en iyi şekilde yansıyacağı güçlü demokrasiler, hukukun üstünlüğüne dayalı rejimler, kuvvetler ayrılığının ülkelerde gerçekleştirilmesi, bütün temel insan haklarının, inanç, fikir, özgürlüklerinin en yüksek standartlarda geçerli olması, yönetimlerin açık, şeffaf, hesap verebilir özelliklerinin gayet yüksek standartlarda olması ve liyakata dayalı görevlendirmelerin yapılması muhakkak ki o ülkeleri bütün bu problemlerle başa çıkmakta çok daha güçlü yapacaktır. Tabii ki diğer problemlerde de böyle olacaktır. Bunları yapmayan ülkeler veya bunlarda gerileyen ülkeler enerjilerini boşa harcarlar, zamanları boşa geçer, ülkeler arasında duvarlar örülmeye başlar. Bu duvarlar örülmeye başlayınca da retorik, hamaset, ülkeler ve bölgeler arasında huzursuzluklar, kavgalar alır başını gider.”
Trol merkezleri kuruldu
Abdullah Gül, ‘trol’lere de konuşmasında yer verdi; “Trol merkezlerinin kurulduğunu, binlerce insanın buralarda nasıl çalıştığını ve nasıl mesajlarla bütün dünyayı boğduğunu, seçimlere nasıl müdahale edildiğini, radikal akımların nasıl desteklenip, ülkelerin nasıl zayıflatıldığını yaşıyoruz. Pozitif gündemde mi negatif gündemde mi ülkeler ilerleyecek?”