Abdullah Aymaz: 'Mahpus'

Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz, Türkiye'nin en önemli kalp ve aort cerrahlarından biri olan, Türkiye'den ayrıldıktan sonra Yananistan'daki başarılarıyla da adından söz ettiren Prof. Dr. Mehmet Ateş ve onun kaleme aldığı Mahpus kitabını köşesine taşıdı. Mahpus, Süreyya Yayınları'ndan yayınlandı.

SHABER3.COM

Bundan yaklaşık otuz yıl evvel Altunizade’de Hocaefendi’nin yanında tanıdığım bir doktor kardeşimdi Dr. Mehmet Ateş. O yıllarda İstanbul’da kalp cerrahisi asistanlığına başlamış ve Hocaefendi’nin de kalp sağlığı ile ilgilenen heyette olduğunu öğrenmiştim. Farklı zamanlarda karşılaştığım kardeşlerimden biri oldu hep. Hocaefendi’nin Amerika yıllarında da yollarımız kampta fazlaca kesişti. Yıllar sonra İzmir Şifa üniversitesini ziyaret ettiğimde rektörlük vazifesinin başında görmüştüm Dr. Ateş’i.

“Kardeşim  ne ara profesör oldun da rektör oldun” dediğimi hatırlıyorum.

Kırklı yaşlarında bir rektör kardeşimi vazifesi başında görünce çok memnun olmuştum. O günden beri “Bizim Dr. Ateş” derim o da buna çok memnun olur. Şifa Üniversitesini ziyaretimden sonra Zaman Gazetesi’ndeki köşemde gördüklerimi yazmaya çalışmıştım.

Aradan yıllar geçti, Şifa Üniversitesi Rektörü iken, 15 Temmuz öncesi hapse girdiğini duyup dua ettiğimi de hatırlıyorum. Hapisten sonra eşine böbreğini verdiğini ardından da mecburi hicrete çıktığını duydum. Yunanistan’da doktorluğa devam ettiğini ve Yunancayı C-2 seviyesinde anadili gibi öğrendiğini arkadaşlarım söylediler, bu gelişmelerden memnun oldum. Telefon görüşmelerimizde ve Çağlayan toplantılarımızda tebrik de ettim. Toplantıların her hafta nüktedan müdavimi olarak zihnimde durur Dr. Ateş.

Bugünlerde bir program vesilesi ile Almanya’da karşılaştık, bir konuşmamdan sonra kürsüye yaklaştı ve imzalı bir kitap uzattı. Kapağında “Mahpus” yazıyor. Bu nedir Doktor Bey dedim.

O da; “Hapishanede kalemle yazdığım biyografik bir roman, sizin  için imzaladım, kabul ederseniz memnun olurum” dedi.

Kitabı aldım, kürsüde hızlıca göz attım, ilk defa haberim oldu. Odama gittim, ilgimi çekti bir bakayım dedim. Elimden bırakamadan 3-4 saatte kitabı bitirdim. Okurken bazı şeylere şaşırdığımı söylemeliyim. Roman baştan sona ayet ve hadislerle örgülenmiş, hadiseler ayet ve hadislere bağlanmış. Kuran ve Hadis bilgisi dikkatimi çekti, kendisine sormadım doktor beyi tanıyan arkadaşlarından öğrendim. Meğerse “Sofya İlahiyat Akademisi”nde ilahiyat eğitimi almış ve mezun olmuş. Ayrıca bu konuda kendisini de tebrik ettim. Üstadımızın buyurduğu din ilimleri ile fen ilimlerini cem etmiş güzel bir örnek Doktor Bey.

Kitabı hızlıca okudum demiştim, Romanın adı: “Mahpus” Hapishane hatıratını anlatmış, Aslında sadece hapishane hatıratı da değil, yeri geldiğinde bizleri 20-30 sene öncesine götürüyor, yaşadığı olayları günümüze güzel bağlamış.

“Mahpus” romanı, yalnızca bir hapishane hatıratı olmanın ötesinde, okuyucusunu derin düşüncelere sevk eden bir eser. Romanın içeriğinde yer alan ayet ve hadislerle bezeli anlatım, okuyucunun hem kalbine hem de zihnine hitap ediyor. Yaşanan olayların Kur'an ve hadislerle bağdaştırılması, eserin manevi yönünü güçlendirirken, Dr. Ateş'in bu konulardaki derin bilgisi de dikkatlerden kaçmıyor. Bu yönüyle, “Mahpus” sadece bir roman değil, aynı zamanda bir rehber niteliği taşıyor.

Mesleki başarılarını da romanın satır aralarında görüyorsunuz, Türkiye’nin en önemli kalp ve aort cerrahlarından birisi. Kendi soyadı ile teknikleri var. Hala Yunanistan’da ameliyatlarına devam ediyor olması beni ayrıca memnun etti.

Tıbbi bilgi ve dini bilgiyi harmanlıyor

Kardeşimiz mesleki başarısının yanı sıra, insanî yönüyle de örnek biri. Yaptığı çalışmalarla hem tıp dünyasında hem de dini ilimlerde derinlemesine bilgi sahibi olduğunu görmek beni memnun etti. Sofya İlahiyat Akademisinde aldığı eğitim, onun dini bilgilere olan hakimiyetini ve bu bilgileri hayatının her alanına nasıl entegre ettiğini gözler önüne seriyor. Dr. Ateş, tıbbi bilgi ve dini bilgiyi harmanlayarak, ilimlerin birbiriyle ne kadar uyumlu olabileceğini romanında bize gösteriyor.

Romanı okuduktan sonra kendisi ile tekrar görüştüm ve yazmaya devam etmesi gerektiğini tavsiye ettim. Zaten Çağlayan ve Nevbahar dergilerinde yazıları ile karşılaşıyorum. Kuran kavramları ile ilgili yazılarını ben de okumuştum. Hatırat serisinin devam etmesi gerektiğini de tavsiye edeyim derken kendisi;

“Hocam gaybubet dönemini ‘Kaçak’, Yunanistan’a gelişimi ‘Yolcu’ ve Yunanistan’da kalma sürecini de ‘Hancı’ ismi ile yazdım” dedi. Buna da çok memnun oldum. 2. ve 3. romanı tamamlamış 4. romana devam ediyormuş. Yayınevinin kararına göre basım süreci değerlendirilecekmiş. Ben de iftihar ettim ve sevindim, bana verdiği bir müjde ile de bu yazımı sonlandırayım;

Mahpus romanını kendisi Yunancaya çeviriyormuş buna da şaşırmadım diyemem, sonradan öğrendim ki iki yılda C-2 seviyesinde Yunanca öğrenmiş. Kendi çevirebilecek kadar Yunanca müktesebatı olmuş. Sonrasında kendi Yunanca ders aldığı Profesör kontrol edecekmiş. Yunanistan’ın en köklü yayınevlerinden birisi hikayeyi beğenmiş ve basmak istemiş. Kasım ayında Yunancası basılacakmış.

Dr. Ateş’in Yunanca öğrenme serüveni ve romanını bu dilde de kaleme alması, onun öğrenmeye ve kendini geliştirmeye olan adanmışlığını gösteriyor. Yunanca romanının Kasım ayında yayımlanacak olması, Dr. Ateş’in çalışmalarının ne denli takdir gördüğünü gösteren bir delil. Bu vesileyle, Dr. Ateş'e başarılarının devamını diliyor ve onun kaleme aldığı eserlerin, daha geniş kitlelere ulaşmasını temenni ediyorum.

Allah doktor beyin yolunu açık etsin, akademisyen olarak ilahiyat ile tıbbı cem eden güzel bir örnek. Sizlere de bu romanı tavsiye ederim, bazen hüzünlenip bazen de tebessüm edeceğiniz bir tıp profesörünün kaleme aldığı bir kitap.

Teşekkürler Dr. Ateş Teşekkürler Süreyya Yayınları…


<< Önceki Haber Abdullah Aymaz: 'Mahpus' Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER