KILIÇDAROĞLU'NUN DOSYASI WIKILEAKS BELGESİ GİBİ


CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu günlerdir tanıtımı yapılan yolsuzluk dosyasını Meclis genel kurulunda açıkladı. Açık söylemek gerekirse Kılıçdaroğlu; tabir yerindeyse fena halde faka bastırıldı. Olaya komplocu yaklaşan biri; bu yolsuzluk dosyasını Kılıçdaroğlu’nun eline Baykal ya da Sav ekibinden birilerinin onu kurultay öncesi zor durumda bırakmak için verdiğini düşünebilir. CHP genelbaşkanı elindeki dosyanın önünü arkasını tam araştırmadan kürsüye çıkınca kendi kalesine gol yedi. Kılıçdaroğlu Kayseri Büyükşehir Belediyesiyle ilgili büyük yolsuzlukların kapağını açtığını iddia etti ve devamını Başbakan bulup çıkarsın dedi. Ortaya bir isim attı. Bu ismi referans alıp bir yolsuzluktan bahsetti. Sonra durup dururken oradan başka bir isme atladı. O isimden başka bir isim daha türetti. Ve en son ilk başta ortaya attığı ismin akıbetini kinayeli bir şekilde Başbakan’dan sordu. Ortadaki isimlerin hepsi doğru; birebir olan kişiler. Fakat Kılıçdaroğlu’na bu dosyayı verenler olaylar arasındaki bağlantıların nasıl geliştiğini ona anlatmadıklarından Kemal Bey zor durumda kaldı. Kayseri olayının yolsuzluk boyutu ayrı bir konu, Kılıçdaroğlu’nun olayın başıyla sonunu birbirine karıştırdığı “bu adam nerede” diye sorarak aslında Silivri’yi işaret ettiği Ergenekon boyutu ayrı bir konu. Kemal Bey’in aslında ortaya koymaya çalıştığı kurgu “Ak Parti’ye dokunan Silivri’yi boylar” şeklindeydi. Oysa işin aslı çok farklı. İşte Kemal Bey’in yanıltıldığı olayın perde arkasındaki bağlantılar ve Kayseri’de başlayıp Silivri’de biten serüven. Önce Kılıçdaroğlu’nun verdiği isimlere bakalım. Bir; Kemal Bey’in Kayseri’deki yolsuzluğu ortaya çıkardığını iddia ettiği Hacı Ali Hamurcu. İki; avukat Yakup Erikel. Kılıçdaroğlu belediye çalışanı Hacı Ali Hamurcu’nun yolsuzluğu ortaya çıkardığını iddia etti, Başbakan ise Kayseri Belediye Başkanının aslında Hamurcu’nun yolsuzluk yaptığını tespit ettiğini ve kendisi hakkında şikayette bulunduğu cevabını verdi. Ve Başbakan; Hacı Ali Hamurcu’nun 6 yıl ceza aldığını şu anda da cezaevinde olduğunu söyledi. Hamurcu Önce Kayseri yarı açık cezaevindeydi şimdi Silivri’de yatıyor. Gelin arayı dolduralım. Hacı Ali Hamurcu, Kayseri’de cezaevinde yatarken Mart 2010’da bir hafta ev izni alıyor. Ve bu sürede İstanbul Beyoğlu’ndaki Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın yakınında elinde ekmek bıçağıyla yakalanıyor. Hamurcu sorgusunda Mason Locasının başkanına suikast yapacağını itiraf ediyor. Peki Kayseri’de yolsuzluktan tutuklanan bir mahkumun İstanbul’daki mason Locasının önünde suikast hazırlığında ne işi var ? Hamurcu yakalandıktan sonraki ifadesinde her şeyi bir bir anlatıyor. Üstelik bunlar Ergenekon soruşturması kapsamında 8 sanığa ilişkin hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede yer alıyor. Bu iddianamenin sanıklarından biri de Yusuf Erikel. Hakkındaki iddiaysa “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs” suçu. Ve belki de fotoğrafın şekillenmesindeki en önemli bilgi şu ki; Yusuf Erikel’in kardeşi Yakup Erikel, Hacı Ali Hamurcu’nun avukatı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun referansı olan Hacı Ali Hamurcu’nun, Ergenekon iddianamesindeki ifadeleri çok çarpıcı. Hamurcu; 22 Ocak 2010’da İstanbul polisine; Ergenekon sanıklarının da avukatlığını yapan Yusuf Erikel’in 7 kişilik bir şebekeyle Kayseri Büyükşehir Belediyesine giderek 10 trilyonluk bir çeki tahsil edeceklerini ve parayı Ergenekon’a aktaracaklarını ihbar ediyor. İddianameye göre ayrıca Hamurcu’nun; Erikel ve ekibinin emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile ilişkisi olduğunu ifade ettiği belirtiliyor. Hacı Ali Hamurcu; avukatı Yakup Erikel’in ofisine gittiğinde orada Yusuf Erikel’i gördüğünü ve ondan etkilendiğini kendisini onun kurtarabileceğini düşündüğünü ifade ediyor. Ve Hamurcu’nun yolu Yusuf Erikel ile tanıştığında aynı zamanda Ergenekonla da birleşiyor. İddianamedeki ifadelerden Ergenekon’un, Hamurcuyla Kayseri cezaevinde yatarken irtibata geçtiği anlaşılıyor. Hacı Ali Hamurcu iddianamedeki ifadesinde; Yusuf Erikel’in kendisini hapisteyken ziyarete geldiğini ve 10 trilyonluk çekin tahsil edilmesi için Mason Locasını hedef gösterdiğini anlatıyor. Hamurcu 16 Mart 2010 günü ekmek bıçağıyla Mason Locasının önünde keşif yaparken yakalanıyor. Bir iddiaya göre Hamurcu’nun mason üstadlarına suikast yapacağı Kayseri Cezaevinden ihbar edildi. Ancak Hamurcu son anda suikastten vazgeçtiğini, polisi arayarak kendi eşkalini tarif ederek kendini ele verdiğini anlatıyor. Hamurcu’nun ifadelerinden yola çıkarak yapılan operasyonda mevzu bahis 10 trilyonluk senedin aslının Yusuf Erikel’in evinde bulunduğu iddia ediliyor. Hacı Ali Hamurcu örgütle bağlantısı sebebiyle şu anda Yusuf Erikel gibi Silivri’de. Kılıçdaroğlu Hamurcu’nun neden Silivri’de olduğunu soruyor ama olayın bu boyutundan hiç bahsetmiyor. Hatta masonlara suikast iddiası o dönem yöntemdeki benzerlikler sebebiyle 2001'de mezarlıkta bıçaklanarak öldürülen işadamı Üzeyir Garih suikastini de akıllara getirmişti. Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği ve “Bülent Arınç’a sorun” dediği, Hacı Ali Hamurcu’nun Kayseri’deki yolsuzluk olayında avukatlığını yapan Yakup Erikel’in olayların bu boyutuyla hiçbir ilgisi yok. Yakup Erikel’in ne Ergenekon ile ne de yasadışı başka bir işle bugüne kadar herhangi bir ilişkisi olmuş biri değil. Bülent Arınç da zaten Yakup Erikel’i tanıdığını ve bazı davalarına baktığını açıkladı. İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine verilen yanlış ve eksik bilgiler sonucu her şeyi birbirine karıştırdığı ve olayların işine gelen yerini cımbızladığı konunun perde arkası bu. Kılıçdaroğlu ya Ergenekon tutuklusu Yusuf Erikel ile kardeşi Yakup Erikel’i karıştıracak kadar savunduğu olaydan habersiz. Ya da iki ismin kardeş olduğunu bilerek hükümete bel altı yükleniyor. Eğer öyleyse Ak Partililer de çıkıp “hangi partinin genelbaşkan yardımcısının kardeşi uyuşturucu ticaretinden cezaevine girdi” diye sorsa yakışık alır mı ? Kurultay’a giderken zaten Baykal ve Sav karşısında sıkıntılı günler geçiren Kılıçdaroğlu, Başbakan’a karşı da Meclis Genel kurulunda, üstelik bütün Türkiye’nin önünde canlı yayında zor durumda kaldı. Kısacası Kılıçdaroğlu’nun kırmızı kapaklı yolsuzluk dosyası, Wikileaks belgelerini aratmadı. [email protected]
<< Önceki Haber KILIÇDAROĞLU'NUN DOSYASI WIKILEAKS BELGESİ GİBİ Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER