Türkiye’deki demokratik gerileme ve ciddi insan hakları ihlallerine sessiz kalmakla eleştirilen Avrupa Birliği (AB) altı gün gecikmeyle Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın tahliye edilmemelerine tepki gösterdi.
AB, bir soruya verdiği cevapta Alpay ve Altan’ın Anayasa Mahkemesi’ne rağmen serbest bırakılmamaları için ‘varolan ciddi endişelerimiz artmıştır’ ifadesini kullandı.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Basın Özgürlüğü Temsilcisi Harlem Desir de, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na bir mektup göndererek, Alpay ve Altan’ın derhal tahliye edilmelerini talep etti.
Alpay ve Altan kararının uygulanmasını yakından takip edeceğini vurgulayan AB, Nisan’da yayınlanacak İlerleme Raporu’nda aday ülke Türkiye ile ilgili bütün değerlendirmeleri kamuoyu ile paylaşacağını vurguladı.
AB Komisyonu, geçen yıl aldığı kararla ilerleme raporlarının açıklanmasını Kasım’dan Nisan’a almıştı. Ahval’a konuşan AB yetkilileri, Nisan raporunun son derece ağır eleştirilerle dolu olacağını belirtiyor.
Ancak, Türkiye ilerleme raporlarının anlamını yitirdiğini belirtenler de var. AB Komisyonu sözcüleri tarafından yapılan açıklamada Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin standartlarına uymaya ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarına saygı göstermeye davet ediliyor.
Kısa açıklamada ‘Mahalli mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’nin Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın temel haklarının ihlaline ilişkin aldığı hükmü uygulamama kararı, AB’nin yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü ilkelerine yönelik varolan ciddi endişelerini arttırmıştır’ denildi.
AB, 18 Mart 2016’ta imzalanan mülteci anlaşmasından bu yana Türk hükümetini sert ifadelerle eleştirmemeye özen gösteriyor. Diplomatik dilde en sert ifadeler olan ‘kınama, teessüf etme’ gibi kelimeler uzun süredir Türkiye açıklamalarında yer almıyor.
İnsan hakları örgütleri, Brüksel’i Türkiye hızla AB standartlarından uzaklaşırken sessiz kalmakla suçluyor.
Bu arada, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Basın Hürriyeti Temsilcisi Harlem Desir, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na bir mektup göndererek AYM’nin kararının uygulanmasını ve iki gazetecinin hemen serbest bırakılmasını talep etti.
AYM kararının uygulanmamasını ‘son derece vahim’ bulduğunu ifade eden Desir, söz konusu kararı gazetecilerin hak ve özgürlüklerinin korunması açısından ‘köşetaşı’ olarak değerlendirdiğini vurguladı.