ABD'nin IŞİD'le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk IŞİD ve El Kaide'nin Suriye kolu El Nusra konusunda dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
"TÜRKİYE'NİN YANIBAŞINDA EL KAİDE BÖLGESİ"
Washington'da düzenlenen bir panelde konuşan McGurk, El Nusra'nın İdlib'i ele geçirmesinin yarattığı tehlikeye dikkat çekti ve üstü kapalı olarak Türkiye'yi eleştirdi:
“İdlib bölgesi 11 Eylül saldırılarından bu yana El Kaide’nin en büyük barınma alanı haline geldi. Bu çok ciddi bir sorun, bir süredir devam eden bir sorun. Buradaki El Kaide varlığına çok odaklanmış durumdayız, İdlib’e giden El Kaide liderleri çoğu zaman oradan çıkamıyor. Ama şu soruyu sormamız gerekiyor? El Kaide lideri Ayman el Zevahiri’nin yardımcısı İdlib’e niçin ve nasıl gidebiliyor? Bu neden oluyor? Oraya nasıl ulaşabiliyorlar? Paraşütçü askerler değiller. Dolayısıyla, Amerika’nın bu konuyla başa çıkmak için Suriye’nin bazı bölgelerinde ne yaptığından söz etmeyeceğim, ama bazı ortaklarımızın on binlerce silah gönderme ve yabancı savaşçılar bu bölgeye girerken yüzlerini başka tarafa çevirme yaklaşımı en iyi yaklaşım olmayabilir ve El Kaide bundan çok yararlandı. Şu anda orası Türkiye sınırının yanı başında bir El Kaide barınma alanı. Dolayısıyla bu konuyu elbette Türkler’le çok yakından görüşeceğiz. Bazı IŞİD bölgelerinde sınırı nasıl kapattıysak ve kimsenin geçmemesini sağladıysak, bunu İdlib’de de yapmayı düşünebiliriz. Çünkü bu IŞİD’den farklı bir sorun ama büyük bir sorun ve terörle mücadele hedefinde çok odaklanmamız gereken bir mesele.”
McGurk’e panelin ardından bir gazeteci, Türkiye’ye imalı eleştiri algısı uyandıran sözlerle “İdlib’deki El Kaide varlığından Türkiye’yi mi suçluyorsunuz?” sorusunu yöneltti. McGurk, “Bu Türkiye için, Amerika için, hepimiz için bir sorun. Bu sorunla mücadelede Türkiye’yle birlikte çok yakın çalışmalıyız” dedi.
"RAKKA'NIN YÜZDE 40'I GERİ ALINDI"
McGurk, IŞİD’e karşı savaşa dair çarpıcı istatistikler de verdi:
“2013-2016 yılları arasında 40 bin yabancı savaşçı Suriye’ye gitti. Bu eşi görülmemiş ve felaket verici bir durumdu. Şu anda Suriye’ye giremiyorlar. Girmiş olanlar da Irak ve Suriye’de ölecek. Buna çok kararlıyız. IŞİD’e karşı operasyonlarda yerel güçlerle birlikte çalışarak 2014’den bu yana toplam 70 bin kilometrekarelik bir alanı IŞİD’den temizledik. IŞİD’in kontrolu altında yaşayan 5 milyon kişi bugün artık özgür. En önemlisi de, IŞİD’den temizlenen bölgelerin hiç birine IŞİD geri gelemedi. Bunun nedeni, bir bölgede askeri operasyona başlamadan önce aylarca istikrarlaştırma planları yapıyoruz. Irak’ta 2 milyon kişi bir zamanlar IŞİD’in kontrolu altındaki evlerine geri döndü. Bu, çatışma sonrası bir ortamda sivil nüfusun eve dönüşü konusunda eşi görülmemiş bir rakam. Koalisyon olarak 100 bin Iraklı güvenlik gücünü eğittik ve bu güçlerin bugüne kadar hiç bir çatışmayı kaybetmediğini söylemekten onur duyuyoruz. Suriye’de de Suriye Demokratik Güçleri’ne Sünni Araplar’ın katılımı giderek artıyor. Şu anda 25 bin civarında Sünni Arap, 25 bin civarında da Kürt savaşçıdan oluşuyorlar. Rakka operasyonunun yüzde 40 civarı tamamlandı. Operasyon uzun sürecek, çok zahmetli bir süreç, sadece sokak sokak değil oda oda çalışılıyor. Evlerinden olanların neredeyse yüzde 100’ü şimdi Suriye Demokratik Güçleri’nin hakimiyetindeki bölgelere akıyor. Bu nüfusa yardımların ulaştırılması için elimizden geleni yapıyoruz.”
IŞİD STRATEJİSİNDE 4 KİLİT DEĞİŞİKLİK
McGurk, Rusya’yla çatışmasızlık kanallarının iyi işlediğini de bildirdi. Ayrıca Amerika, Rusya ve Ürdün’ün arabuluculuğunda Suriye’nin güneybatısında ilan edilen ateşkes sayesinde de bölgede çatışmaların durduğunu, hatta halkın evlerine geri dönmeye başladığını söyledi. McGurk, IŞİD’le mücadele stratejisinde Başkan Trump döneminde eski başkan Barack Obama dönemine göre 4 kilit değişiklik yapıldığını da belirtti:
“Birincisi, Başkan Trump daha yönetiminin ilk haftasında taktiksel yetkiyi ordu içindeki alt kademelere devretti. Bu, Rakka operasyonu gibi büyük kapsamlı stratejik karar yetkisini devretmek anlamına gelmez. Bu yetki devri, sahada hızlı karar alma ve fark yaratmada önemli etkide bulundu. İkincisi, yok etme kampanyası ve bir askeri operasyon öncesinde siyasi istikrar ve insani yardım çalışmasının yapılması, Irak ve Suriye’deki hiçbir yabancı savaşçının buralardan çıkabilmesini istemiyoruz, bunun için uğraşıyoruz. Üçüncüsü, koalisyon içerisinde daha eşit bir yük paylaşımının yapılması. Dördüncüsü de, IŞİD’in Irak ve Suriye’deki çekirdek yapılanmasıyla dünya genelindeki ağları arasında bağlantıların koparılması çabası. Bence bu doğru model, farklı, işe yarıyor ve kalıcı. Düşmanı perişan ediyoruz. IŞİD’i her yerden temizleyene kadar durmayacağız, baskıyı devam ettireceğiz.” (Voice of America)