Ulusal güvenlik danışmanı John Bolton, Salı günü İran nükleer anlaşmasını ağır bir şekilde eleştiren bir grup tarafından düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada "Yaptırımlarımızın Avrupa veya başka bir kişi tarafından ihlal edilmesine izin vermeye niyetli değiliz" dedi.
Bolton, ABD’nin nükleer anlaşma kapsamında kaldırdığı diğer yaptırımları yeniden yürürlüğe koyacağı tarih olan 4 Kasım'dan sonra, İran ile iş yapmaya devam eden herkes için “kötü sonuçlar” olacağını söyledi.
Aralarında İngiltere, Fransa ve Almanya’nın da bulunduğu çok sayıda Avrupa ülkesi, İran'la iş yapmaya devam etme niyetlerinin olduğunu açıklamıştı. Avrupa Birliği, Avrupalı şirketlerin Amerikan yaptırımlarına uymalarını yasaklayan bir yasa çıkarmıştı.
Aynı forumda, Dışişleri Bakanı Pompeo Trump yönetiminin, Pazartesi gecesi İngiltere, Fransa, Almanya ve İran nükleer anlaşmasına bağlı kalan diğer ülkeler tarafından açıklanan ve Amerikan yaptırımlarından korunmayı sağlayacak ekonomik kanalların açılmasını içeren plandan "rahatsız olduğunu ve derin bir hayal kırıklığı uğradığını" belirtti.
Pompeo, “Bu, bölgesel ve küresel barış ve güvenlik için akla gelebilecek en zararlı önlemlerden birisi” dedi ve ekledi “Rejime gelir sağlayarak, 1 numaralı terörizmin devlet sponsoru olan İran’ın makamını güçlendiriyorsunuz.”
Pazartesi günü, İran'la yapılan nükleer anlaşma için ABD’ye katılan dünya güçleri, İran ve diğer ülkeler arasındaki finansal işlemleri Amerikan yaptırımlarından korumak için kanal görevi yapacak bir “özel amaçlı kurumun” kurulması anlaşmasını açıklamıştı.
Avrupa, ulusal güvenliği için çok önemli gördüğünden nükleer anlaşmaya derinden bağlı. Başkan Trump’ın Mayıs’taki anlaşmadan çekilme kararının ardından Avrupalı liderler, İran’ın nükleer programındaki kısıtlamalara uymaya devam edeceği umuduyla anlaşmayı kurtarma yollarını aramaya başladı.
Vardıkları sonuç, bunu yapmanın tek yolunun İran'a bazı ekonomik faydalar sağlamak olduğu ve bu Amerikan yaptırımlarına karşı çıkılması demek.
Nükleer denetçilerine göre, İran şimdiye kadar anlaşmaya uydu.
Salı gününe kadar, Trump yönetimi yetkilileri çoğunlukla anlaşma konusunda Avrupa ile yaşanan ayrılıkları, bir aile kavgasının biraz daha fazlası olarak nitelendirerek önemsemiyordu. Böyle bir yatıştırıcı konuşma artık bitmiş görünüyor.
Bolton ve Pompeo, nükleer anlaşmanın çok önemli bir eleştirmeni olan Nükleer İran’a Karşı Birliktelik’in yıllık toplantısında konuştu. Bir zamanlar grubun yönetim kurulunda görev alan Bolton, İran ve Avrupa'ya karşı birbiri ardına gelen sert sözler söyledikçe tekrar tekrar alkışlandı.
Bir noktada “Avrupa Birliği’nin retorik konusunda güçlü, ancak bir işin sonunu getirmede ise zayıf olduğunu biliyorsunuz” dedi.
Bolton, genellikle SWIFT olarak bilinen ve Belçika merkezli bir finansal mesajlaşma hizmeti olan Dünya Bankalar Arası Finansal İletişim Topluluğu’na özel önem verdi. SWIFT, bankaları birbirine bağlıyor ve finans kurumlarının dünya çapında para kazanması için güvenli bir yol sağlıyor.
Trump yönetimi SWIFT'in, merkez bankası da dahil olmak üzere İran bankalarını sistemden çıkarmasını istiyor. Avrupalılar, böyle yapılarak küresel finans sisteminin zayıflatılacağı ve finans sistemini siber saldırılara ve Çin ile Rusya tarafından oluşturulan alternatif mesajlaşma hizmetlerine karşı hassas hale getirileceği şeklinde cevap verdi.
Bolton SWIFT’e “Bu girişim, dünyanın önde gelen terörizmin devlet sponsorunun şeytani hareketlerini kolaylaştırmayı nasıl meşrulaştırır?” diye sordu.
İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve İran'ın dışişleri bakanları Pazartesi günü, Avrupalı liderlerin aylarca konuştukları “özel amaçlı kurumun” kurulmasını onaylayan ortak bir bildiri yayınladılar.
Avrupa Birliği'nin dışişleri bakanı olan ve Trump yönetiminin üst düzey yetkilileri tarafından nefret edilen Federica Mogherini, finansal varlığı Avrupalı şirketlerin İran'la iş yapmaya devam etmesini sağlayacak bir araç olarak nitelendirdi.
Total ve Volkswagen de dahil olmak üzere birçok büyük Avrupalı şirket, beklenen Amerikan yaptırımlarının bir sonucu olarak İran’dan zaten çekiliyor. Nihai yaptırımlar yürürlüğe girmeden önce bile, İran'ın ham petrol ihracatı, uluslararası petrol şirketlerinin Tahran'la yaptıkları anlaşmalardan vazgeçmesinden dolayı düşüyor.
Yine Salı günü, Trump ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na yaptıkları konuşmalarda, birbirlerini ciddiye almadılar.
Trump, “İran’ın liderleri kaos, ölüm ve yıkım yayıyor” dedi.
Rouhani, dolaylı olarak, Trump'ın “akıl zayıflığı” ve “karmaşık ve birbirine bağlı bir dünyayı anlama yetersizliği” yaşadığını ileri sürerek yanıt verdi.