Adem Yavuz Arslan / TR724
New York Güney Bölge Federal Mahkemesi’nde 9 gündür devam eden ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı M.Hakan Atilla’nın yargılandığı davanın dünkü oturumunda, eski CIA direktör yardımcısı David Cohen’i dinlerken ‘kör göze parmak sokmak’ deyimini hatırladım.
Malum olduğu üzere “Çok belli, göze batacak kadar ortada” anlamında kullanılan bir deyim ‘kör göze parmak’.
David Cohen’i dinlerken bu deyimi hatırlamamın nedeni İran ambargosunun delinmesine dair Türkiye ile Amerika arasında yaşanan trafiklere dair detayların tahmin edilenin çok ötesinde olmasındandı.
Dönemin ABD Hazine Bakanlığı müsteşar yardımcısı olan Cohen’in (2015-2017 arası CIA müsteşar yardımcısıydı) uzmanlık alanı ‘terörizm ve finansal istihbarat’. Reza Zarrab’ın bir hafta aralıksız süren tanıklığı sonrası savcılığın tanığı olarak kürsüye çıktı.
ABD YILLARDIR UYARIYORMUŞ
Cohen’i önce savcı sorguladı.
Burada öncelikli hedef jüriyi bilgilendirmek olduğu için savcı İran ambargosunun ne olduğu, nasıl uygulandığı, ne tür yaptırımları kapsadığına dair teknik sorular sordu. Ardından Türkiye ve özellikle de Halkbank’a dair sorular geldi.
İşte düşündürücü detaylarda burada ortaya çıktı.
Şöyle ki;
ABD Hazine Bakanlığı ile Halkbank arasında çok sayıda toplantı olmuş, çok sayıda telefon, e-mail ve mektup iletişimi yaşanmış. Hepsinin ortak noktası ise şu; ABD ambargoya dair detayları sürekli bilgilendirmiş. Gelişmelere ve değişikliklere dair bilgileri güncellemiş. Mealen ‘gözümüz üzerinizde, neler olduğunu görüyoruz’ demişler.
Cohen’in anlattıklarına göre Halkbank ile ABD’li muhatapları arasındaki yazışmalar oldukça uzun bir geçmişe sahip.
Cohen 2011 ile 2015 arasında Halkbank yetkilileri ile çok sayıda toplantı yaptıklarını anlattı. Savcı bu toplantıların yerlerini tarihlerini ve toplantı gündemlerini tek tek sordu.
Cohen’in anlatımına göre;
12 Mart 2012’de Washington DC’de bir başka toplantı yapılmış. O toplantının gündemi yine ambargo mevzuatı ve bağlantılı konular olmuş. Toplantıya Türkiye tarafından Halkbank yöneticileri katılmış.
4 Eylül 2012’de Türkiye’de Cohen’in başkanlığındaki ABD heyeti ile dönemin Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın başkanlığındaki Türkiye heyeti Halkbank Genel Müdürlüğü’nde toplantı yapmışlar. O toplantıya davanın tutuklu sanığı Hakan Atilla da katılmış. ABD’li yetkililer İran ambargosuna dair detayları anlatıp bilgilendirmelerde bulunmuşlar.
Bu toplantıyı takiben 7 Kasım 2012’de Cohen , Süleyman Aslan’ı arayıp Türkiye ile İran arasındaki altın ticaretine dair ‘kaygıları’ dile getirmiş. Bu esnada söz konusu telefon görüşmesinin kayıtları da yazılı olarak mahkemeye sunuldu. Süleyman Aslan’a ‘riskin arttığı’ uyarısı yapılmış.
Bu konuşmanın ardından 20 Aralık 2012’de ABD Hazine Bakanlığı’ndan Halkbankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’a hitaben bir mektup yazılıp ‘hatırlatmalarda’ bulunulmuş. Türkiye ile İran arasındaki altın ticareti burada da gündeme gelmiş. Cohen, “Başbakan yardımcısı, Türkiye’nin yaptırımlarımızı açıkça ihlal eden uygulamalara karıştığını açık açık ilan etmişti” dedi.
28 Şubat 2013 tarihinde ise bu kez Türkiye’de bir toplantı yapılmış. Bu toplantıya Süleyman Aslan ve Hakan Atilla başkanlığındaki Halkbank heyeti yanında Cohen başkanlığındaki ABD heyeti katılıyor. Savcı toplantıda ne konuşulduğunu sorduğunda Cohen ‘ambargoya dair endişeleri tekrar gündeme getirdiğini’ anlattı.
‘DAHA ÖZENLİ OLUN HATIRLATMASI’
Cohen ‘daha özenli olunması’ konusunda uyarılarda bulunduklarını hatırladığını söyledi.
Cohen’in; “Çok kaygılıydık ve bunu net bir şekilde ifade ettik” dedi.
1 Temmuz 2013’te ise Hakan Atilla, Cohen’e bir e-mail yollamış. 26 Eylül 2013’te ise Cohen ile Atilla arasında bir e-mail trafiği daha var.
Cohen 17 Aralık operasyonunun yapıldığı günlerde Türkiye’ye toplantıya gelmiş. Fakat “İstanbul’un korkunç trafiğinde 4 saat mahsur kaldık. Zaten operasyon yüzünden toplantı yapamadık” dedi. O seyahatte kimse ile konuşamamışlar.
10 Ekim 2014’te ise bu kez Washington DC’de yeni Halkban Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve Hakan Atilla’nın katılımıyla bir toplantı yapılmış. Gündem yine İran ambargosu.
Savcı ‘bütün bu toplantılarda Türk tarafından tatmin edici bir cevap alabildiniz mi ?’ diye sordu. Cohen ‘pek değil’ cevabını verdi. Cohen Halkbank yetkililerinin ABD Hazine Bakanlığı’nin kaygılarının farkında olduklarını ve kaygılara neden olan bilgilerden haberdar olduklarını anlattı.
Savcı Cohen’e ‘toplantılarda Zarrab gündeme geldi mi ?’ diye sorduğunda Cohen ‘2013 ilkbaharı itibariyle Zarrab gündemimizdeydi. O dönem itibariyle Sarraf hakkında ne bildiğimizi ‘kesin şekilde’ tarif edemem’ dedi. Yaptırımların uygulanması konusunda endişelenmesinin başka sebeplerinin de olduğunu söyleyen Cohen: “Bunları paylaşmaya hazır değilim.” Dedi.
ABD UYARIRKEN ASLAN-ZARRAB YENİ SİSTEM KURMUŞ
Cohen’in ifadelerinde dikkat çeken detaylardan birisi de şu: Cohen, İran ambargosuna dair güncelleme yapıldığını, bu güncellemelerin düzenli olarak Türkiye’ye bildirildiğini anlattı. Cohen, bu değişikliğe dair detayları hem toplantılarda hem de e-maillerde aktardığını söyledi.
Duruşmanın önceki bölümlerinde ise aynı döneme dair başka detaylar gündeme gelmişti. Şöyle ki, Zarrab ile Halkbankası Genel Müdürü Süleyman Aslan arasında geçen bir telefon tapesi dinletilmiş ve orada Aslan’ın ‘sistem değişiyor, artık gıda yapın’ dediği görülmüştü. Yani ABD’liler ile toplantılar yapılıp ‘güvence’ verilirken Türkiye’ye dönüp başka bir yöntemle ambargoyu delmeye devam etmişler.
Cohen’in bir günü aşan ifadesinden öğrendiğimize göre ABDliler İran ve Türkiye arasındaki para işlemlerini çok yakın takip etmişler. Ambargonun ‘paravan şirketler üzerinden delindiği’ defalarca gündeme gelmiş. Halkbank yöneticileri ise ‘güvence’ vermişler fakat aynı zamanda Zarrab ile ‘alternatif yöntemler -altın yerine hayali gıda ihracatı gibi- geliştirmişler. Bir başka ifadeyle ABD’den gelen tüm uyarılar kulak ardı edilmiş.
ATİLLA’NIN AVUKATLARI ‘TEMEL’DEN İTİRAZ EDİYOR
Öte yandan Cohen’in çapraz sorgusu ilginç diyaloglara neden oluyor. Hakan Atilla’nın avukatı Victor Rocco, Cohen’e daha çok ambargo mevzuatına ilişkin sorular sordu. Rocco, Cohen’in daha önce ‘ABD yaptırımlarının ABD sınırları dışında geçerli olmadığını söylediğini iddia edip buna dair eski açıklamalarını ekrana getirdi. Cohen, Rocco’nun ‘ABD’nin İran’a yaptırımlarının yabancı bankaların işlemlerini dahil edip etmediği’ yönündeki soruya ‘bu karışık bir konu’ diye cevap verdi. Atilla’nın avukatı Rocco, ‘davanın esası’na yönelik itirazlarını içeren çok sayıda soru sordu. Rocco ile Cohen ‘ikincil yaptırımlar’ ve ‘sınır dışında geçerli yaptırımlar’ üzerine uzun süre soru cevap yaptılar.
Cohen’in ifadesine Pazartesi günü devam edilecek.