ABD’nin Minneapolis şehrinde gözaltına alınırken polisin nefessiz kalana kadar dizini bastırıp öldürdüğü George Floyd’un hayatını kaybetmesinin ardından ülkede birçok eyalette protestolar sürüyor.
Göstericilerin uğrak noktalarından biri de Donald Trump’ın ülkedeki en önemli yatırımlarından biri olan Trump Otelleri oldu. Özellikle başkent Washington, New York ve Chicago'da bulunan otellerin önüne gelen yüzlerce protestocu otellerin önünde sloganlar attı.
TRUMP’A AİT OTELLERDE GÜVENLİK ÜST DÜZEYE ÇIKARILDI
Daha önce olayların çıktığı, çok sayıda yaralanma ve gözaltının olduğu otellerin önündeki polisler göstericileri otel binasına yaklaştırmadı. Alınan yoğun güvenlik önlemleri göze çarptı.
Otellerin çevresine barikatlarla geniş güvenlik şeridi çeken polisler güvelik güçlerinin sayısını da artırdı.Washington'daki göstericiler ABD Kongre Binasından Beyaz Saray'a yürürken Trump Otel'in önüne gelerek “Siyahilerin hayatı değerlidir”, “beni vurma” ve “nefes alamıyorum” sloganları attı. Göstericiler, “adalet yoksa huzur yok” sözlerini de sürekli tekrarladı.
Geçtiğimiz pazartesi günü hayatını kaybeden Floyd için düzenlenen protestolar, hayatını kaybettiği Minneapolis başta olmak üzere 40 şehirde devam ediyor.
DEMOKRATLARDAN SAYGI DURUŞU
Başkent Washington'da Demokrat parti senatörleri, polisin sert müdahalesiyle ölen George Floyd, Ahmaud Arbery ve Breonna Taylor için 8 dakika 46 saniye süren saygı duruşunda bulundu.
Senatörler, polis memuru Derek Chauvin'in diziyle George Floyd'un ensesine bastırma süresi olan 8 dakika 46 saniye boyunca saygı duruşunda bekledi.
Bazı Demokrat Parti senatörlerinin ise diz çöktüğü görüldü. George Floyd'un hayatını kaybettiği 8 dakika 46 saniye protestoların başladığı ABD'de simge haline geldi.
Breonna Taylor Mart ayında Kentuck eyaletinde uyarı yapılmaksızın polis tarafından başından vurularak öldürülen siyahi bir ABD vatandaşıydı. Ahmaud Arbery ise Georgia eyaletinde koşuya çıktığı sırada iki beyaz tarafından öldürülen siyahi ABD vatandaşıydı.
AMERİKALILARIN YÜZDE 64'Ü EYLEMLERİ DESTEKLİYOR
ABD'de yayınlanan son ankete göre, Amerikalıların yüzde 64'ü, ülke geneline yayılan Floyd protestolarına sempatiyle bakıyor.Yüzde 55'i ABD Başkanı Donald Trump'ın tavrını uygun bulmadığını aktarırken, sadece üçte biri Trump'ın yaklaşımını onayladıklarını belirtti.
“KORKARIM İÇ SAVAŞA GİDİYORUZ”
Kaliforniya Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Profesör William Robinson, Yunan Epohi gazetesine yaptığı açıklamada, “Bir Amerikalı olarak gerçek şu ki faşizmin uçurumuna hiç bu kadar yakın olmadık. Bir iç savaşa gitmekten korkuyorum. Bu kelimeyi hiç de kolaylıkla kullanmıyorum” ifadelerini kullandı.
Covid-19 krizinin ABD'de milyonlarca kişiyi politik kayıtsızlıktan uyandırdığını iddia eden Profesör Robinson, “İşçiler arasında radikalleşme var. Yeni bir dayanışma duygusu yaşanıyor. Adeta savaşın hatları çiziliyor. Toplumsal huzursuzluk belirginleşiyor” iddialarını ortaya attı.
ABD'nin patlamaya hazır bir krizle karşı karşıya olduğunu belirten Robinson, “George Floyd’un polisler tarafından soğukkanlılıkla öldürülmesi şu anda gerçekleşen protestoların katalizörü oldu. Tetikleyiciden başka bir şey değil. Ekonomik çöküş on milyonlarca insanı işsiz bıraktı. Acı çeken insan eşitsizlik seviyesinin farkına varıyor” şeklinde konuştu.
40 yıllık neoliberalizmin ardından halk sağlığı sistemlerinin çöktüğünü belirten Robinson, “Giderek daha yoğun sömürü seviyeleri, güvensizlik ve ölüm olayları. Bütün bunlar patlayıcı bir ortam oluşturdu” diye konuştu.
George Floyd'un ölümüne karışan dört polise karşı cinayet suçlaması oluşturulması ve bir duruşma olması durumunda anlık bir sakinleşme olabileceğini belirten Robinson, “İnsanlar hala biliyor ki bu duruşma olsa bile tüm koşullar devam ediyor olacak. Sosyal kriz, ekonomik ve politik durum sakinleşme anlamına gelmeyecek” dedi.
ABD'li sosyolog Robinson sözlerini, “Beş ay içinde her şey olabilir. Olağanüstü hal, sıkıyönetim ilan edilebilir. Başkan Trump'ın seçimleri iptal edip, erteleyebileceğinden korkuyoruz” diyerek tamamladı.