Sözcü'de yer alan habere göre ABD’nin Ukrayna’ya yönelik 800 milyon dolarlık askeri yardım paketinde bulunan misket bombası, sivil toplum kuruluşlarının yoğun eleştirisine sebep oldu.

ABD Başkanı Joe Biden’ın onayıyla Ukrayna’ya gönderilecek 800 milyon dolarlık son savunma yardımı paketinde misket bombalarının bulunduğu açıklanmış ve Biden, Ukrayna’nın cephanesinin bitmekte olduğunu vurgulayıp “zor bir karar” verdiğini belirtmişti.

Dünyada misket bombası ve mayınların yol açtığı can kaybını ve yaralanmaları önlemek için çalışan sivil toplum kuruluşlarından oluşan Misket Bombası Koalisyonu (CMC), ABD’nin yasaklı misket bombalarını Ukrayna’ya nakletme planları karşısında dehşete düştüğünü ifade etti. CMC, misket bombalarının naklinin 2008 Misket Bombalarına İlişkin Sözleşme kapsamında yasaklandığını belirtti.

CMC, Misket Bombalarına İlişkin Sözleşmeye taraf devletlere çağrı yaparak “Taraf devletler, silahın her türlü transferine ve kullanımına karşı çıkmalı, Rusya ile Ukrayna’yı, sivillere öngörülebilir zararları nedeniyle misket bombası kullanmamaya teşvik etmelidir” dedi.

SİVİL ÖLÜMLERE YOL AÇAN SİLAH

“Bomba içinde bomba” olarak bilinen misket bombaları, hedeflenenden daha geniş bir alana çok fazla küçük bomba bırakıyor ve bu küçük bombaların bazıları patlamadan bekliyor. Bu küçük bombalar, çatışma sonrasında veya herhangi bir zamanda patlayarak sivillere büyük zarar verebiliyor.

Yerinin tespit edilmesi oldukça zor ve maliyetli olan misket bombalarının patlamama oranı yüzde 2 ila 40 arasında değişiyor.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, misket bombası kararıyla gelen eleştiriler üzerine dünkü basın açıklamasında, Rusya’nın da misket bombası kullandığını belirterek “Misket bombalarının patlamamış mühimmat nedeniyle sivillere zarar verme riski oluşturduğunun farkındayız” dedi.

Birleşmiş Milletler öncülüğündeki Misket Bombalarına İlişkin Sözleşme, 30 Mayıs 2008 tarihinde İrlanda’nın başkenti Dublin’de 108 ülke tarafından imzalanmıştı. Sözleşmeyle misket bombalarının taşınması, üretilmesi ve stoklanması yasaklanıyor.

İmzacı ülkeler arasında Kanada, Avustralya, Danimarka, Almanya, Fransa ve İngiltere de bulunuyor.