ABD ve Avrupa Birliği (AB), geçen hafta sonunda İsrail’e saldırıda bulunan İran’a karşı yeni yaptırımları devreye sokmaya hazırlanıyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Washington’un yaptırımlarının İran’ın füze ve insansız hava aracı (İHA) programını, İran Devrim Muhafızları’nı ve İran Savunma Bakanlığı’nı hedef alacağını duyurdu. Sullivan, “Yeni yaptırımlar ve diğer önlemler, İran’ın askeri kapasitesini ve etkinliğini zayıflatmak ve sorunlu davranışlarının tamamına engel olmak için aralıksız baskıyı devam ettirecek” dedi. ABD’nin müttefikleri ve ortaklarının da benzer önlemler alacağını düşündüğünü dile getirdi.
Brüksel’in yaptırımları İran’ın silah ihracatınına yönelik AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de İran’a yönelik yaptırımları genişletmek için çalışmalara başladıklarını kamuoyu ile paylaştı. Hazırlanan yeni yaptırım paketinin, İran’ın Rusya’ya insansız hava aracı tedariğini de kapsayan silah ihracatına yönelik olacağı bildirildi. Bu adımlar, İran’ın askeri kapasitesini sınırlamayı ve sorunlu davranışlarını engellemeyi amaçlamaktadır.
Kendine bağlı yetkili kurumları, yeni yaptırımlarla ilgili çalışmalara başlamaları için görevlendireceğini ifade eden Josep Borrell, AB'ye üye ülkelerin İran'ın saldırısını bir kez daha kınadığını ve İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediğini vurgulayarak, "Uçurumun kenarından uzaklaşmalıyız" dedi.
İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz da, X hesabından paylaştığı mesajında, AB içindeki "İran'a yaptırım uygulamaya yönelik olumlu eğilimden" mutluluk duyduğunu belirtti.
AB'ye üye ülkelerin hükümet ve devlet başkanlarının Çarşamba ve Perşembe günü bir araya geleceği iki günlük buluşmada, Birliğin İran'a yönelik yaptırımlarını genişletme konusunun da karar bağlanması bekleniyor.
İran, geçen hafta sonunda tarihinde ilk kez İsrail'e doğrudan saldırıda bulunmuş, İsrail ise topraklarını hedef alan yaklaşık 300 füzeler ve İHA'nın neredeyse tamamının havada imha edildiğini bildirmişti. Söz konusu saldırı, uluslararası kamuoyunda, Ortadoğu'daki çatışma ortamının daha da yayılacağı endişesine neden olmuştu.