Kıbrıs Rum kesimi adına
lobi yapmak için
Washington'a gelen
Rumlar tarafından bu yıl 17'incisi düzenlenen Uluslararası Kıbrıs Konferansı'nda konuşan Fried, “
Türkiye, Trans-
Atlantik ailenin
kilit bir üyesidir. AB'ye üyelik yoluyla
Avrupa'ya sağlam bir şekilde
demir atmış bir Türkiye, ABD'nin ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin de çıkarınadır. Bu ortak amacı elde etmek için Türkiye, Kıbrıs bandıralı gemi ve uçaklara limanlarını açarak, AB ile
Gümrük Birliği
anlaşmasını, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni de kapsayacak şekilde genişletme yükümlülüğünü yerine getirmelidir” dedi.
Bunun, Türkiye'nin özgür iradesiyle, AB çerçevesinde üzerine aldığı bir yükümlülük olduğunu belirten Fried, şunları kaydetti:
“Eğer
Ankara AB üyelik sürecini yolunda tutacaksa bu yükümlülüğü yerine getirmelidir. Türkiye'nin bu yükümlülüğü yerine getirmesi hepimizin çıkarınadır. Bunun için yaratıcılığın kullanılması gerekiyor ve bu tür fikirler üzerinde şu sırada
Lefkoşa, Washington,
Brüksel ve bütün Avrupa'da, Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm isteyen diplomatlar tarafından çalışılıyor.”
“BU KAYBEDİLİRSE"
Fried, adada bir uzlaşma olacaksa Kıbrıslılar,
Yunanlılar ve Türklerin, iki toplumun çoğunluğunun kabul edip destekleyebileceği bir anlaşma için “zor seçimler yapmaları ve kararlar vermeleri gerekeceğini” söyledi. BM ve ikili görüşmeler aracılığıyla ABD'nin çözüm çabalarında taraflara
yardım etmeyi sürdüreceğini belirten Fried, Kıbrıs
Rum Kesimi'nin, çözüm fırsatını kaçırmaması gerektiği uyarısında bulundu.
Bulunduğu pozisyon itibariyle Yukarı Karabağ,
Abhazya,
Güney Osetya gibi sorunlarla meşgul olduğunu hatırlatan ve bu bölgelerin hep ”ayrı bir mevcudiyet” arayışında olduğunu belirten Fried, Kıbrıs'ta ise durumun farklı olduğunu söyledi.
Kıbrıslı Türklerin, ülkenin yeniden birleşmesi arayışında olduğunu ifade ettiğini belirten Fried, “Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıslı Türkler aynı amaca sahip: Tek bir ülkede Kıbrıslılar olarak, ortak bir kimlik ve geleceğe sahip olmak. Bu fırsatın kaçmasına izin vermemeliyiz. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin önünde bir fırsat var şimdi. Bu kaybedilirse bir daha ortaya çıkmayabilir” diye konuştu.
Fried, “Kıbrıs Cumhuriyeti'nin, Kıbrıslı Türkler ve BM Genel Sekreteri'nin temsilcisiyle çalışarak
teknik görüşmelere başlamasını destekliyor ve cesaretlendiriyoruz” dedi. Bir sonraki adımın,
müzakereler için
gündem belirlemek olduğunu ifade eden Fried, “her iki tarafı da teknik görüşmelere nasıl başlayacakları konusuna yaratıcı bir şekilde bakmaya çağırıyoruz” dedi ve iki toplumun liderlerinin, temmuz ayında Kayıplar Komisyonu'na üçüncü üyenin yerleştirilmesi için bir araya gelmesini umduklarını kaydetti.
“İKİ TOPLUMLU TEK ÜLKELİ ÇÖZÜM”
“Kıbrıs'ın bölünmesi, basitçe ortaya koymak gerekirse çok ileri gitti. Tarihi, dinamik Lefkoşa'nın, şimdi Berlin'den bile uzun süre Avrupa'nın bölünmüş son kenti olarak kaldığına inanmak güç” diyen Fried, ABD'nin Kıbrıs konusundaki politikasının, “adadaki iki toplumu tek bir ülkede birleştirecek iki toplumlu iki bölgeli bir federasyona dayalı çözüm” olduğunu yineledi.
Fried, “Kıbrıs adasında, Kıbrıs Cumhuriyeti'nden başka herhangi bir hükümeti tanımıyoruz ve tanımayacağız. Bu konuda çok açığız. Politikalarımızın hiçbiri başka bir siyasi varlığı adım adım tanımayı hedeflemiyor veya ima bile etmiyor. Kıbrıs tek bir ülkedir. Bizim tek bir büyükelçiliğimiz, tek bir büyükelçimiz var ve öyle de kalacak” dedi.