ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ve ABD'nin Türkiye Büyükelçisi David Satterfield telekonferans yoluyla düzenledikleri ortak basın toplantısında, aralarında DW Türkçe'nin de yer aldığı uluslararası medya kuruluşlarından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Türkiye'de istikrarsızlık riski”
Türkiye'nin İdlib kaynaklı güvenlik endişelerini NATO müttefikleriyle görüşmek, AB yetkilileriyle de İdlib'e yapılması hedeflenen insani yardımları ele almak üzere Brüksel'de temaslarda bulunduklarını anlatan Jeffrey, "Şu an öncelikle yaşanan insani felakete odaklanıyoruz” dedi.
Yaklaşık 3 milyon 500 bin yerinden edilmiş kişinin İdlib vilayetinin yarısı kadarlık bir bölgede sıkıştırıldığına, çoğunluğunun Türkiye sınırı yakınında olduğuna dikkat çeken Jeffrey, "Ateşkes korunamazsa, sınırı geçerek Türkiye'de istikrarsızlığa yol açmaları, Avrupa'ya da yönelmeleri riski mevcut” diye konuştu.
Patriot desteği verilecek mi?
Jeffrey, Türkiye'nin Suriye kaynaklı tehditlere karşı hava savunmasının güçlendirilmesi talebini görüşmek üzere NATO'da görüşmeler yürüttüklerini aktardı. ABD'li Jeffrey, "Türkiye'nin Patriot talebi karşılanacak mı?” sorusuna, Avrupa'daki diğer ittifak üyelerinin yardımcı olması gerektiğine işaret ederek şunları kaydetti:
"Diğer müttefiklerimizle ne tür seçeneklerimiz olduğunu değerlendiriyoruz. İspanya'nın Patriot bataryaları Türkiye'de. NATO'nun neler yapabileceğine bakıyoruz, her şey masada. Diğer müttefiklerimizin neleri masaya koymaya hazır olduklarını göreceğiz. Bunun akabinde de ABD'nin bunları nasıl destekleyebileceğine bakacağız.”
Güvenli bölge için kalıcı ateşkes şart
ABD'nin iki büyükelçisi, Türkiye'nin İdlib'de güvenli bölge oluşturulması talebi konusunda da değerlendirmelerini aktardılar.ABD'nin Türkiye Büyükelçisi David Satterfield, 5 Mart'ta Moskova'da sağlanan ateşkese kalıcı nitelik kazandırılması gerektiğine işaret ederek, "Idlib'de kalıcı bir ateşkes sağlanmadığı müddetçe, ne bir güvenli bölge ne de güvenlikli bir bölge oluşturulabilir” dedi.
Suriye'de özellikle son iki yılda sağlanan Rusya garantili ateşkeslerin kalıcı olmadığının altını çizen ABD büyükelçisi, bu tür ateşkeslerin Rusya'yı yeniden taaruza geçmekten alıkoymadığını söyledi.
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey ise daha ayrıntılı bilgiler aktardı. Güvenli bölge için, kalıcı bir ateşkes ve İdilb'deki insanların bulundukları yerde kalmayı sürdürebilmeleri için güvenli bir bölgenin şart olduğuna vurgu yapan James Jeffrey sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güvenli bir bölge için Suriye rejimi, Rusya'nın ve İran'ın oluşturduğu askeri tehdidin analizinin yapılması gerekmekte. İkinci olarak da Türkiye'nin yetenekleri, üçüncü olarak da NATO üyelerinin tek başlarına ya da belki ittifak olarak neler yapılabileceğine bakılacak. İttifakın Türkiye'nin korunmasına destek için askeri konuşlandırmaya ilişkin kararlara bakacağız. ABD'nin de tek başına atabileceği adımlar var. Türkiye ile ciddi oranda silah anlaşmalarımız var. Bu bakımdan nasıl yardımcı olabileceğimize bakıyoruz.”
"Kasti Rus kampanyası”
Bu arada ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Satterfield'in konuşmasında İdlib'de yaşananlardan "kasti bir taarruz” başlatan Rusya'nın sorumlu olduğuna, Rusya ve Esad rejiminin İdlib'de kalıcı bir ateşkes istemediğine vurgu yapması da dikkat çekti.
Bu taarruz ile, çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu sivillerin Türkiye sınırına hareket etmeye zorlandıklarını söyleyen Satterfield, bunun gerisinde Rusya'nın "Türkiye'yi kendi siyasi hedefleri lehine kararlar almaya zorlama hesabının yattığını” kaydetti. "Özellikle Rusya'nın saldırganlığının altını çiziyorum. Çünkü Suriye rejimi tek başına bu kampanyayı yürütemezdi” sözlerini kaydeden ABD büyükelçisi, "Bunlar, Rusya'nın hava ve karadan, özellikle de havadan sağladığı desteği ile yapıldı” dedi.
Büyükelçi Satterfield, "Rejim, İdlib'deki sivil halkı, diğerlerine yaptığı gibi ülkeden kalıcı olarak çıkartmaya çabalıyor. Mültecilerin Suriye'ye dönme olasılığı yok… Rejim, Suriye halkına çok net bir şekilde ‘istenmiyorsunuz, evinize dönmeyin' mesajını verdi zaten” diye konuştu.
Rusya ve Esad'a uyarı
James Jeffrey de Rusya ve Esad rejiminin İdlib'de kalıcı bir ateşkes istediğine inanmadıklarını, "Onlar tüm Suriye için bir askeri galibiyet peşindeler. Bizim hedefimiz ise bunu başarmalarını zora sokmak ve bunu diplomatik, askeri ve diğer bazı faaliyetlerimizle zorlaştırmaya çabalıyoruz” dedi.
Jeffrey, ateşkesin korunmaması halinde atmaya hazırlandıkları adımları ise şu sözlerle aktardı:
"Eğer uyarılarımızı, hazırlıklarımızı dikkate almazlarsa o zaman mümkün olan en hızlı şekilde karşılık veririz. Avrupalı ve NATO müttefiklerimizle istişare ederek yaptırım gibi diğer tepkilerin ne olacağını belirleyeceğiz.”
"Rus-Türk balayı sona mı erdi?”
Bu arada ABD Büyükelçisi Satterfiled'e, "Türkiye ile Rusya arasındaki balayı sona mı erdi?” sorusu da yöneltildi.
"Asla bir balayı söz konusu olmadı” diyen Satterfield, Türkiye'nin NATO ittifakının, Avrupa'nın ve Batı’nın parçası olduğuna vurgu yaptı. ABD büyükelçisi, "Rusya'nın gerçek hedefleri ile ilgili soğuk gerçekler, verdikleri sözler ile tuttukları sözler arasındaki derin tezat, hem Türk hem sürece müdahil diğer hükümetler açısından, daha açık bir şekilde ortaya konulamazdı” dedi.
S-400 resti
ABD büyükelçisi ayrıca Erdoğan'ın Nisan ayında aktive edileceğini duyurduğu Rus yapımı S-400 hava savunma sistemi ile ilgili de Washington Yönetimi'nin uyarılarını yineledi.
Türkiye ile ekonomi ve güvenlik alanında güçlü ilişkiler arzu ettiklerini vurgulayan Satterfield, "güvenlik ilişkisinde ilerleme kaydedilmesi için S-400 mevzunun çözüme kavuşturulması gerekiyor” dedi.
"Bu konudaki tutumumuzda çok açık ve tutarlı olduk” diyen Büyükelçi Satterfield, Türkiye'nin mevcut tüm kanallar aracılığıyla S-400'lerin yol açabileceği sonuçlar konusunda bilgilendirildiğini söyledi. Büyükelçi, bunun NATO müttefikliği ile uyumlu olmadığını ve kısaca CAATSA olarak adlandırılan Amerika'nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası bağlamında da ciddi sonuçlar doğuracağını Türk Hükümeti'ne ilettiklerinin söyleyerek, "Bu alımın yol açtığı tüm konuların çözüme kavuşturulması, için S-400'ler konusuna bir çözüm bulunmak zorunda” dedi.
İran uyarısı
Bu arada basın toplantısında İran'ın Suriye'de artan nüfuzu da gündeme geldi. Türkiye'nin son haftalardaki askeri saldırılarının Esad güçlerinin "ağır bir darbe” almasına yol açtığını kaydeden ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, bu süreçte İran'ın İdlib'deki çatışmalara doğrudan müdahil olduğunu gözlemlediklerini de söyledi.
ABD'nin Suriye özel temsilcisi, "İran sadece Esad rejimini desteklemekle yetinmiyor, aynı zamanda Suriye'de tek başına hareket ederek, kendi hegonomik nüfuzunu artırmaya çabalıyor ve bu ABD'nin kesinkes karşı olduğu bir durum” sözlerini kaydetti.