Esper ve Milley, Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komisyonu’nda Savunma Bakanlığı bütçesi konulu oturumda Kongre üyelerinin sorularını yanıtladı.
Bir Kongre üyesinin “Bize sunduğunuz yeni bütçeye göre, ülkemizin Suriye’deki iç savaşa yeniden müdahil olması yönünde bir beklenti var mı?” sorusuna Esper, böyle bir tartışma olmadığı yanıtını verdi ve ileriye dönük en iyi çözümün BM sürecinden geçtiği yönündeki Amerika’nın duruşunu yineledi.
Bu sürecin aktif biçimde sürdürülmesi gerektiğini, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın da bu yönde çaba gösterdiğini bildiğini ifade eden Esper, İdlib’de durumun çok sayıda aktörün de varlığıyla şimdi çok daha karmaşık hale geldiğini kaydetti.
Esper, Amerikan güçlerinin Türkiye’nin Barış Pınarı harekatı öncesinde çekildiği Türkiye-Suriye sınırına yeniden konuşlandırılması ihtimaline ilişkin bir soruyu yanıtlarken de, şu anki misyonlarının, Suriye Demokratik Güçleri’yle de birlikte çalışarak, Suriye’nin doğu kesiminde IŞİD’i ortadan kaldırma sürecinin devamını sağlamak olduğunu vurguladı. Esper, “Şu an itibariyle, sınırda tekrar varlık göstereceğimiz yönünde herhangi bir ihtimal görmüyorum” diye konuştu.
Genelkurmay Başkanı Milley de, öncelikli görevlerinin Suriye’nin doğu kesimlerinde IŞİD’le mücadele olduğunu vurgulayarak, “Benim bildiğim kadarıyla, Suriye iç savaşına yeniden müdahil olma ya da Suriye-Türkiye sınırında tekrar asker konuşlandırma yönünde ne bir niyet ne de plan var” dedi.
ABD’nin Türkiye’nin harekatı öncesinde bölgeden asker çekme kararını savunan Milley, o zamanda sınır ötesi operasyona hazırlanan 15 bin Türk askerine karşı az sayıda bir Amerikan askerinin orada olduğuna dikkati çekerek, “Askerlerimizi saldırı bölgelerinden çekmek dışında pek seçeneğimiz yoktu. Aksi takdirde, hayatlarını bir hiç uğruna gereksiz yere tehlikeye atmış olurduk” ifadesini kullandı.
Milley, IŞİD’in sözde hilafetinin ortadan kaldırıldığını ancak terör örgütünün küçük gruplara bölünerek saldırılarını devam ettirdiğini söyledi, “Ancak bir yıl öncesinde olduğu kadar artık tehdit değiller” dedi.
