Gazeteci Hidayet Karaca ve tutuklu polis müdürlerinin, haklarında verilen tahliye kararına rağmen serbest bırakılmamasına tepkiler giderek artıyor. Avrupa Birliği'nden sonra ABD'den de konuya ilişkin sert eleştiriler geldi.
Söz konusu gelişmenin demokratik bir ülkede yaşanamayacağını belirten Amerikalı senatör ve milletvekilleri, insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda kaygı duyduklarını dile getirdi.
New York Eyalet Milletvekili Joe Borelli söz konusu gelişmeyi, "Hükümetin kararı beğenmemesi sebebiyle bir savcının yargı gücünü bozması absürd hadise." şeklinde değerlendirdi. Borelli, "Bunun ABD veya herhangi bir demokratik ülkede yaşanabileceğini sanmıyorum." diye konuştu.
Kuzey Carolina eyaleti Federal Senatörü Thom Tillis ise insan hakları ve ifade özgürlüğünün önemine vurgu yaptı. Temel insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda son günlerde yaşananların kendilerine kaygı verdiğini söyleyen Tillis, Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerin on yılları bulduğunu ve bu ilişkilerin güçlü bir şekilde devam etmesini umduğunu belirtti. Tillis, "Türkiye'de insan hakları ve özgürlüklere saygı duyulduğundan emin olmalıyız." dedi.
'DESPOTİK KİBRİN ZİRVESİ'
Teksas Sivil Hakları Projesi (TCRP) Direktörü Prof. Dr. James Harrington, söz konusu gelişmeyi "despotik kibrin zirvesi" şeklinde değerlendirdi. Hükümetin tek hakim olduğunu iddia etmesi durumunda orada demokrasiden söz edilemeyeceğini vurgulayan Harrington, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Fransa halkını kendisine boyun eğmeye ve itaate zorlayan Fransa Kralı 14. Louis'e benzetti. 14. Louis'in 'Devlet demek ben demek' seklinde bir sözü olduğunu hatırlatan Harrington, "Erdoğan Devlet demek ben demek mentalitesinin Türkçe versiyonunu yapıyor." dedi.
Harrington, "Devlet insanlara hizmet verir başka birşey değil. Erdoğan tarihten ders almalı. Kibri Türk halkının büyük acılar çekmesine sebep olacak ve demokratik gelişimi engelleyecek." şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği Komisyonu da kısa süre önce yaptığı açıklamada, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve çok sayıda polisin tahliyesinin reddedilmesine tepki göstermişti. Komisyondan yapılan açıklamada davanın şeffaf ve Türkiye anayasasına uygun olarak ele alınması çağrısı yapılmıştı. CİHAN