Anayasa Mahkemesi üyesi yargıçların ideolojik duruşlarıyla doğru orantılı olarak 6’ya 3 oyla reddedilen dava, göçmenlik konusunda katı politikalarıyla bilinen Başkan Trump için görev süresinin sonunda bir zafer olarak değerlendiriliyor. Anayasa Mahkemesi’nin 6 muhafazakar üyesi dava aleyhine, 3 liberal üyesiyse dava lehine oy kullandı.
Anayasa Mahkemesi yargıçları Trump’ın ekibinin henüz olgunlaşmayan nüfus sayımı önerisini tamamlaması durumunda açılacak yeni davaların yolunu ise açık bıraktı.
Kararda ‘‘Bu tartışmanın yargısal çözümü henüz olgunlaşmamıştır, bunun nedeni kısmen yönetimin bu konuda ne yapmayı planladığının belirgin olmamasıdır’’ sözleri kullanıldı.
Sonuçlar gecikirse Trump’ın planı rafa kalkabilir
Mahkemenin kararı konuyla ilgili nihai karar değil, ancak karar Başkan Trump’ın henüz ayrıntıları belli olmayan planını ilerletmesine izin veriyor.
Nüfus Sayım Bürosu’nun bu yıl yapılan nihai sayım sonuçlarını gelecek ay görevden ayrılmadan önce Trump’a iletip iletemeyeceğiise belli değil.
Eğer nüfus sayımı sonuçları 3 Kasım seçimlerinin galibi Joe Biden’ın görevi devralacağı 20 Ocak tarihine kadar Trump’ın eline geçmemiş olursa Trump planını hayata geçirememiş olacak.
Planın yürürlüğe girmesi halinde Biden yönetimin kararı tersine çevirecek adımlar atması da mümkün.
‘‘Amaç California gibi eyaletlerin siyasi etkisini azaltmak’’
New York eyaleti ve Amerikan Medeni Özgürlükler Birliği, Trump’ın önerisinin eyaletlerin nüfusunu olduğundan az göstererek ve Temsilciler Meclisi’ndeki koltuk sayılarını azaltarak özellikle yüksek sayıda yasa dışı göçmenin yaşadığı California gibi eyaletlerin siyasi etkisini azaltacağı görüşüyle mahkemeye başvurmuştu.
Amerikan Medeni Özgürlükler Birliği avukatı Dale Ho, Trump yönetiminin politikasını uygulamaya koymaya çalışması durumunda yeniden dava açacaklarını ve kazanacaklarını belirtti.
Yönetim, nüfus sayımının dışında bırakacağı kişileri hangi yöntemle hesaplayacağını ya da hangi grup göçmenlerin hedef alınacağını açıklamadı.
Başsavcı Vekili Jeffrey Wall, 30 Kasım’da mahkemeye yasal argümanlarını sunarken yönetimin Başkan Trump’a nihai nüfus bilgilerinin ve nüfus sayımından çıkartılacak göçmenlerin sayısının da yer alacağı raporu sunmakta geç kalabileceği değerlendirmesinde bulundu
Wall, Anayasa Mahkemesi’ndeki yargıçlara yönetimin ülkedeki bütün göçmenleri nüfus sayımının dışında bırakmak gibi yasadışı bir veri toplamada bulunmasının olası görünmediğini, ancak bazı grupları nüfus sayımından çıkartabileceğini; bunlar arasında da 100 binden az sayıdaki federal tutuklunun olabileceğini belirtti. Wall, bu durumda nüfus sayımından çıkartılacak kişilerin toplam sayının eyaletlerin Kongre’deki koltuk dağılımını etkileyecek kadar büyük olmayabileceğini kaydetti.
Liberal Anayasa Mahkemesi Yargıcı Stephen Breyer ise yazdığı görüş yazısında yönetimin milyonlarca bireyi nüfus sayımından çıkartabileceğini, bunlar arasında; göçmen gözaltı merkezlerinde bulunanlar, sınır dışı süreci devam edenler ve ‘‘Dreamers’’ olarak adlandırılan çocuk yaşta yasa dışı yollarla göçmen olarak Amerika’ya gelen yaklaşık 700 bin kadar kişinin olabileceğini belirtti.
ABD’de 11 milyon göçmenin yaşadığı sanılıyor. Muhalifleri Trump’ın politikasının hem Anayasa’ya hem de Nüfus Sayımı Federal Yasası’na aykırı olduğunu söylüyor.
Anayasa, Temsilciler Meclisi koltuk dağılımının bir eyalette yaşayan kişilerin toplam sayısına göre belirlenmesini öngörüyor. Bugüne kadar ABD yönetiminin yaklaşımı vatandaşlık koşulu aramaksızın ya da göçmenlik statüsü ne olursa olsun herkesin nüfus sayımına dahil edilmesi şeklindeydi.
Başkan her yıl Ocak ayının başında Kongre’ye eyaletlerin nüfus sayımını ve nüfusa göre Temsilciler Meclisi koltuk dağılımını gösteren bir raporu sunmakla yükümlü.
Muhalifleri Trump’ın planının milyonlarca kişinin sayılmamasına ve California, Teksas ve New Jersey gibi eyaletlerin Temsilciler Meclisi koltuklarını kaybetmelerine neden olabileceğini söylüyor.
Daha önce Eylül ayında New York’ta üç üyeli yargıç heyeti, yönetime karşı karar almıştı.
Anayasa Mahkemesi 2019 yılında Trump’ın nüfus sayımına vatandaşlık maddesini ekleme çabalarını reddetmişti.
Kararı eleştirenler bu sorunun nüfus sayım formuna eklenme nedeninin göçmenleri korkutarak nüfus sayımında yer almaktan kaçınmalarına, böylece ağırlıklı olarak Demokrat nüfusa sahip bölgelerde nüfus rakamlarının yapay olarak azalmasına neden olmak olduğu görüşünde.