Johansson, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Yunanistan Devlet Bakanı Georgios Gerapetritis, Vatandaşı Koruma Bakanı Takis Theodorikakos ve Denizcilik Bakanı Giannis Plakiotakis ile görüştüğünü duyurdu.
Bakanlarla dış sınırların yönetimi, göç ve temel haklar konularını ele aldıklarını belirten Johansson, Yunan bakanların kendisine temel haklarla ilgili yeni bir tekliften söz ettiğini, 1 Eylül itibarıyla bunun yürürlüğe gireceğini bildirdiklerini duyurdu.
Komisyon üyesi, "AB içişleri fonları, temel hakların doğru şekilde uygulanmasına bağlı." değerlendirmesinde bulundu.
Yunanistan'a yönelik eleştiriler neler?
Haberler üzerine AB Komisyonu, Yunanistan'dan iddiaları araştırmasını istediklerini ve Johansson'un Yunan bakanlarla görüşeceğini açıklamıştı.
Yunanistan makamları, geri itmelerle ilgili uluslararası insan hakları örgütleri, uluslararası basın, siyasetçiler ve birçok kurumun iddialarına bugüne kadar karşı çıktı.
AB’yi yasa dışı göçle mücadelede kendisine yeteri kadar destek vermediği eleştirisi getiren Atina, Ankara’yı kendi sınırlarına doğru yasa dışı göçü teşvik etmekle suçluyor.
"Yaklaşık bin göçmen geri itildi"
Şubat ayında Yunan sınır birlikleri tarafından geri itilmiş 22 göçmenden 12'sinin donarak ölmesi uluslararası insan hakları derneklerinin sert tepkisine yol açmıştı.
Yunan makamlarının “geri itmelerine” göz yummakla suçlanan Frontex Şefi Fabrice Leggeri son dönemde yaşanan skandalların ardından istifa etmek zorunda kalırken, Avrupa Parlamentosu, AB’nin yolsuzlukla Mücadele Ofisi’nden (OLAF) gelecek rapora kadar Frontex bütçesine onay vermeme kararı aldı.
Yunan polisinin "köleleri"
Çalışmaya göre Yunan polisinin "acemiler" olarak adlandırdığı bu kişiler, birkaç yıl önce mültecilerin yolunu kesen çiftçi ve balıkçıların yerini aldı.
Konuyla ilgili görüşüne başvurulan emekli bir Yunan polisi, göçmen akışını engelleyen bu işbirlikçileri "gizli tutulmalarından dolayı görmediklerini" söylüyor.
Yardımcısı ise "Polis karakolunun konteynırlarında yaşıyorlar ve gelip gidebiliyorlar. Onlarla nehirde, çalıştıkları yerde ya da akşam karanlığında alışverişe gittiklerinde karşılaşıyorsunuz" diyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Josoor adlı sivil toplum kuruluşuna göre bu eğilim, 2020 yılından bu yana yasa dışı şekilde geri gönderilen (pushback) göçmenlerin ifadelerinde yer buluyor.
Yunan güçleri, Ankara'nın yüz binlerce göçmeni Avrupa'ya göndermekle tehdit ettiği Mart 2020'de bu uygulamayı yoğunlaştırmış. Sınırda görevli üç polis memuru bunu doğruladı.
Bir kıdemli memur, "Göçmenlerin bu şekilde zorla çalıştırılması siyasi destek görüyor. Hiçbir polis memuru tek başına hareket etmez" diyor.
Atina yönetimi şu ana kadar sığınmacıların geri itildiği konusundaki iddiaları kesin bir dille reddetti.
Araştırmacı gazetecilerin Yunanistan Sivil Savunma Bakanlığı'na bu iddialarla ilgili yönelttiği sorular yanıtsız kaldı.
"Günde 70 ila 100 mülteciyi geri götürdük"
Konuyla ilgili görüşüne başvurulan emekli bir Yunan polisi, göçmen akışını engelleyen bu işbirlikçileri "gizli tutulmalarından dolayı görmediklerini" söylüyor.
Yardımcısı ise "Polis karakolunun konteynırlarında yaşıyorlar ve gelip gidebiliyorlar. Onlarla nehirde, çalıştıkları yerde ya da akşam karanlığında alışverişe gittiklerinde karşılaşıyorsunuz" diyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Josoor adlı sivil toplum kuruluşuna göre bu eğilim, 2020 yılından bu yana yasa dışı şekilde geri gönderilen (pushback) göçmenlerin ifadelerinde yer buluyor.
Yunan güçleri, Ankara'nın yüz binlerce göçmeni Avrupa'ya göndermekle tehdit ettiği Mart 2020'de bu uygulamayı yoğunlaştırmış. Sınırda görevli üç polis memuru bunu doğruladı.
Bir kıdemli memur, "Göçmenlerin bu şekilde zorla çalıştırılması siyasi destek görüyor. Hiçbir polis memuru tek başına hareket etmez" diyor.
Atina yönetimi şu ana kadar sığınmacıların geri itildiği konusundaki iddiaları kesin bir dille reddetti.
Araştırmacı gazetecilerin Yunanistan Sivil Savunma Bakanlığı'na bu iddialarla ilgili yönelttiği sorular yanıtsız kaldı.
"Günde 70 ila 100 mülteciyi geri götürdük"
"Maşa" ya da "köle" olarak Yunan polisinin kullandığı göçmenlere ulaşan gazeteciler sığınmacıların Türkiye'ye gönderilirken nasıl bir yöntem izlendiğini de ortaya çıkardı.
Yunanistan'a ulaşan sığınmacıların öncelikle saatlerce ya da birkaç gün sınır karakollarında tutulduğu ardından da kamyonlarla Meriç nehrine götürüldüğünü söyleyen "işbirlikçi mülteciler", orada kimsenin fark etmeyeceği şekilde beklediklerini ifade ediyor.
"Polis, tanınmamam için yüzü örten bere takmamı söyledi" diyen Saber adlı mülteci, göçmenleri lastik botlarla Türkiye'ye geri götürdüklerini belirtiyor.
Kendisi gibi mültecileri Türkiye'ye sınır dışı etmek zorunda kalacağını öğrenen Suriyeli Farhad ise bu yasa dışı trafiği organize eden İstanbul'daki kaçakçı ile işbirliği yapanları işe aldığını ve 5 bin euro karşılığında Yunanistan'da kalmalarına yardımcı olacağını söylediğini belirtiyor.
"Anlaşmaya göre bir hafta boyunca karakolda kalacak ve daha sonra Atina'ya doğru yola devam edecektik" diyen Farhad, "Bana sınır dışı etme işlemlerini gerçekleştirmem gerektiği söylendiğinde, botu nasıl kullanacağımı bilmediğimi söyledim. Mike bunu kabul etmezsem tüm paramı kaybedeceğimi ve İstanbul'a döndüğümde ortadan kaybolacağımı söyledi" diyor.
Mike adlı göçmen kaçakçısıyla çalışan 26 yaşındaki Suriyeli Hüsam ise Yunan güçlerinin kendilerinden "memnun" kalabilmesi için Mike'ın kendilerini dövdüğünü ve onlardan da aynısını yapmasını istediğini söyledi.
Saber, Hüsam ve Farhad günde 70 ila 100 kişiyi Türkiye'ye geri götürdüklerini ve bu yolda kazalara tanıklık ettiklerini söylüyor.
Bu "kölelik" işi sayesinde 45 gün sonra Hüsam'ın Yunanistan'dan oturum izni aldığı araştırmacı gazeteciler tarafından tespit edildi.
Normal şartlarda Yunanistan'da kalmasını sağlayan bu belge ile Hüsam başka bir Avrupa ülkesine yolculuk yapabildi.
Gazeteciler, bu kişilerin bahsettiği Mike adlı yasa dışı göçmen kaçakçısının Neo Cheimonio polis karakolu yakınında asker kıyafetli fotoğraflarını ele geçirdi.
Neo Cheimonio köyü Meriç'e 10 dakika mesafede bulunuyor.
Yunanistan'a ulaşan sığınmacıların öncelikle saatlerce ya da birkaç gün sınır karakollarında tutulduğu ardından da kamyonlarla Meriç nehrine götürüldüğünü söyleyen "işbirlikçi mülteciler", orada kimsenin fark etmeyeceği şekilde beklediklerini ifade ediyor.
"Polis, tanınmamam için yüzü örten bere takmamı söyledi" diyen Saber adlı mülteci, göçmenleri lastik botlarla Türkiye'ye geri götürdüklerini belirtiyor.
Kendisi gibi mültecileri Türkiye'ye sınır dışı etmek zorunda kalacağını öğrenen Suriyeli Farhad ise bu yasa dışı trafiği organize eden İstanbul'daki kaçakçı ile işbirliği yapanları işe aldığını ve 5 bin euro karşılığında Yunanistan'da kalmalarına yardımcı olacağını söylediğini belirtiyor.
"Anlaşmaya göre bir hafta boyunca karakolda kalacak ve daha sonra Atina'ya doğru yola devam edecektik" diyen Farhad, "Bana sınır dışı etme işlemlerini gerçekleştirmem gerektiği söylendiğinde, botu nasıl kullanacağımı bilmediğimi söyledim. Mike bunu kabul etmezsem tüm paramı kaybedeceğimi ve İstanbul'a döndüğümde ortadan kaybolacağımı söyledi" diyor.
Mike adlı göçmen kaçakçısıyla çalışan 26 yaşındaki Suriyeli Hüsam ise Yunan güçlerinin kendilerinden "memnun" kalabilmesi için Mike'ın kendilerini dövdüğünü ve onlardan da aynısını yapmasını istediğini söyledi.
Saber, Hüsam ve Farhad günde 70 ila 100 kişiyi Türkiye'ye geri götürdüklerini ve bu yolda kazalara tanıklık ettiklerini söylüyor.
Bu "kölelik" işi sayesinde 45 gün sonra Hüsam'ın Yunanistan'dan oturum izni aldığı araştırmacı gazeteciler tarafından tespit edildi.
Normal şartlarda Yunanistan'da kalmasını sağlayan bu belge ile Hüsam başka bir Avrupa ülkesine yolculuk yapabildi.
Gazeteciler, bu kişilerin bahsettiği Mike adlı yasa dışı göçmen kaçakçısının Neo Cheimonio polis karakolu yakınında asker kıyafetli fotoğraflarını ele geçirdi.
Neo Cheimonio köyü Meriç'e 10 dakika mesafede bulunuyor.