AB raporlarında Türk yargısı: Bağımsızlığı yok edildi, liyakat bitti

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Mart 17 2022
Sınır Aşan Hukukçular Derneği (Cross Border Jurists-CBJ) üyesi KHK’lı Cumhuriyet Savcısı Mustafa Doğan, Türk yargısının yaşadığı ‘yozlaşmayı’ Avrupa Birliği’nin Türkiye hakkında düzenlediği raporlar ışığında gözler önüne serdi. İnsan hakları savunucusu Mustafa Doğan, 2016-2021 yılları arasındaki raporları inceleyerek, yargı ile ilgili bölümleri derledi. Doğan’ın hazırladığı rapor CJB tarafından yayınlandı. Raporda çok önemli tespit ve değerlendirmeler var.
CBJ’den yapılan açıklamada, “Yapılan bu derleme, Türk yargısının mevcut durumunu anlamaya çalışanlara ışık tutacak ve gelecekte düşünülen iyileştirme gayretlerine destek olacaktır.” denildi.

Derlemenin ‘önsöz’ kısmında, “Avrupa Komisyonu tarafından 1998 itibaren her yıl düzenli olarak, Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığı sürecindeki durumunu tüm yönleri ile ele alan bir rapor yayınlanmaktadır. (…) Avrupa Komisyonu’nun bu raporları Türkiye’deki hukukun üstünlüğünü ve genel durumunu anlama adına büyük önem arz etmektedirler. Raporlar, bir hastanın röntgeninin çekilmesi, kan değerlerinin ölçülmesi gibi Türkiye’nin sorunlu alanlarını gözler önüne sermektedir. Çalışmamızda incelenen raporlarda ortaya konulan tespit ve değerlendirmeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde Türkiye ile ilgili söylenecek şey Türkiye’nin çok hasta olduğu ve yıldan yıla durumunun gittikçe daha da kötüleştiğidir.” deniliyor.

AB Raporlarında Türk Yargısının Durumu’ derlemesinde ardından şu tespitlere yer veriliyor:

1- Türkiye 2016 Raporu

Raporda, yargının genel durumu şu şekilde özetlenmiştir: “Özellikle yargı bağımsızlığı konusunda geçen yıl gerileme olmuştur. Yüksek Mahkemelerin yapısı ve kuruluşuna ilişkin yapılmış olan önemli değişiklikler ciddi endişe kaynağı olup söz konusu değişiklikler Avrupa standartları ile uyumlu değildir. Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları iddialarına dayanılarak, hâkim ve savcılar mesleklerinden alınmaya devam edilmiş ve bazı durumlarda tutuklanmışlardır. Bu durum, Temmuz’daki darbe girişiminin ardından daha da kötüleşmiş, hâkim ve savcıların beşte biri ihraç edilmiş ve mal varlıkları dondurulmuştur.

Rapor döneminde, hâkim ve savcılar üzerindeki güçlü siyasi baskı devam etmiştir. Yürütme ve yasama erki temsilcileri, diğerlerinin arasında, Anayasa Mahkemesi tarafından alınan kararları da tartışmaya açmak suretiyle, sürmekte olan davalar ile ilgili yorumlarda bulunmayı alışkanlık haline getirmişlerdir.”

17-25 Aralık 2013 ve sonrasında haklarında soruşturma açıla

Bu haberler de ilginizi çekebilir