Seçimden önceki son Cuma öncesi ilginç bir durum yaşandı. Anadolu Ajansı bugünkü Cuma Hutbesini, Cuma'dan önce servis etti.
Mercedes makam aracıyla son dönem siyasetin odağı haline gelen Diyanet İşleri bugünkü hutbesi ile yine tartışmaların şimdiden odağı oldu.
Bu haftaki hutbede "ırkçılık" konusunun işlenmesi ve hutbenin alışık olunmadık şekilde Anadolu Ajansı'nca servis edilmesi tepkiye sebep oldu. Hutbe ile "MHP ve HDP" gibi milliyetçi partilere 'oy vermeyin' mesajının verilmek istendiği iddia edildi.
Diyanet'in seçim öncesi son cuma hutbesinde "ırkçılık" konusunun ele alınması, bunun ise Anadolu Ajansı tarafından haberleştirilerek abonelere sunulması dikkat çekti. Bu hutbe seçimi iktidarın, Türk milliyetçiliğine vurgu yapan MHP ile Kürt milliyetçiliğine vurgu yapan HDP'ye "oy vermeyin" telkini mi sorusunu akıllara getirdi.
Devletin Ajansı AA tarafından servis edilen hutbede şu cümle dikkat çekti:
“Bugün de Müslümanlar arasında mezhebini, meşrebini, ırkını, ideolojisini rahmet dini İslam’ın önüne geçirme tuğyanına kapılanların sayısı hiç de az değildir.”
DİYANET 30 MART SEÇİMLERİ ÖNCESİ DE "GEMİYİ DELDİRMEYİN" DEMİŞTİ
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 30 Mart yerel seçimler öncesi verdiği Hutbe de çok tartışılmıştı. Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının altında girilen seçimler öncesi Diyanet verdiği Cuma Hutbesinde Cami Cemaatine "Gemiyi Deldirmeyin" demişti.
İşte Diyanet'in bugünkü Cuma Hutbesi;
Camilerde bugün okunacak cuma hutbesinde, ırkçılığın, esasında hem insanlığa karşı işlenen bir suç hem de Allah’a karşı bir saygısızlık olduğu vurgulanarak İslam’ın, bağnazlık, asabiyet ve ırkçılığı tüm unsurlarıyla reddettiği hatırlatılacak.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan hutbede, “ırkçılık” konusu işlendi. “Yüce dinimiz İslam’ın en önemli özelliklerinden biri, bir ırkın başka bir ırka, bir grubun veya topluluğun bir başka grup veya topluluğa üstünlük taslamasını ortadan kaldırmış olmasıdır” vurgusu yapılan hutbede, Hazreti Adem ile Hazreti Havva’nın çocukları olmakta eşitlenen insanların, soy ve soplarını, etnik kökenlerini esas alarak birbirlerine karşı üstünlük iddiasınd bulunmalarına İslam’ın asla cevaz vermediği belirtildi.
Hak ve hakikat, şeref ve üstünlüğün, mensup olunan ırka, soy ve sopa göre değil, Yüce Yaradan’ın gönderdiği dine, kitaba, ahlak, fazilet ve erdeme göre şekilleneceği dile getirilen hutbede, “İnsanı, Allah katında üstün ve değerli kılan ve ahiret saadetine ulaştıracak olan husus ait olduğu ırk, mensup olduğu soy, sahip olduğu ten rengi, konuştuğu dil değildir. Kişinin üstünlüğü, her daim Allah’a karşı kulluk ve sorumluluk bilinci taşımasında ve bu bilinci hayat süreçlerine dahil etmesindedir” mesajı verildi.
İnsanların Allah’ın huzuruna geldiklerinde kendi ameliyle baş başa kalacağı, soy sopun hiçbir öneminin olmayacağı hatırlatılan hutbede, şunlar kaydedildi: “Irkçılık, esasında hem insanlığa karşı işlenen bir suç hem de Allah’a karşı bir saygısızlıktır. Bu nedenledir ki dinimiz İslam, bağnazlık, asabiyet ve ırkçılığı tüm unsurlarıyla reddetmiştir. Hal böyleyken, bu cahiliye anlayışı sebebiyle tarih boyunca İslam coğrafyasında düşmanlık ve husumet, kin ve nefret, kan ve gözyaşı hiç eksik olmamıştır. Üzülerek ifade edelim ki bugün de aynı dine, aynı kitaba, aynı peygambere iman eden Müslümanlar arasında mezhebini, meşrebini, ırkını, ideolojisini rahmet dini İslam’ın önüne geçirme tuğyanına kapılanların sayısı hiç de az değildir. Oysa Peygamberimiz, ırkçılık duygularıyla hareket ederek İslam toplumundan ayrılan, asabiyet duygusuyla savaşan ve bu dava uğrunda mücadele ederken ölen kimsenin bu ölümünü ‘Cahiliye ölümü’ olarak nitelendirmiştir. O halde gelin, zihin ve gönül dünyamızı İslam’ın yüce hakikatleriyle tezyin edelim. Kendimizi dinimizin onay vermediği bağnazlık, asabiyet ve ırkçılığa asla mahkum etmeyelim.”