CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Adli Tıp Kurumu’nun gerçekleştirdiği adli muayeneleri raporlaştırdı. 2018 yılında meydana gelen cinsel saldırı olaylarında bir önceki yıla göre yüzde 37 artış yaşandığını ifade eden İlgzedi’nin ‘Cinsel Şiddet’in Bilançosu’ başlıklı rapora göre son 6 yılda mağdur sayısı 7 bini geçti.
İlgezdi’nin hazırladığı rapora göre Adli Tıp Kurumu tarafından 2013-2018 yılları arasında cinsel şiddete maruz kalan 7 bin 347 kişiye adli muayene yapıldı. Bu yıllar arasında mağdur olan kişi sayısı ise 7 bini geçerken mağdurların bin 779’u 18 yaşından küçüktü.
Veriler ortalama günde 3, haftada 26 kişinin cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya koydu. Buna göre en fazla cinsel şiddet vakasının 2018 yılında yaşanırken, en az cinsel şiddet vakası ise 2015 yılında meydana geldi. 2015 yılında yapılan adli muayene sayısı 772 olarak kayıtlara geçti.
2018’DE BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE YÜZDE 37 ARTIŞ
2013 yılında bin 535 olarak kayıtlara geçen cinsel şiddet vakası sayısı 2018 yılında yüzde 6 aratarak, bin 624’e çıktı. 2017 yılında Adli Tıp Kurumu’na intikal eden vaka sayısı bin 186’ydı. 2018 yılında meydana gelen cinsel şiddet olaylarında ise bir önceki yıla göre yüzde 37 artış yaşandı ve bin 684 vaka kayıtlara geçti.
MUAYENEDEN GEÇENLERİN YÜZDE 24’Ü ÇOCUK!
Son altı yılda cinsel saldırı şüphesiyle adli muayeneden geçirilen 7 bin 347 kişinin bin 779’u yani yüzde 24’ü 18 yaşından küçüktü. 2013 yılında cinsel şiddet kurbanı olan çocuk sayısı 52 iken, 2018 yılına gelindiğinde bu sayı yüzde bin 21 artışla 583 oldu. Bu rakam son altı yılda cinsel saldırıya maruz kalan çocuk sayısının 11 kat arttığı anlamına geliyor.
İLGEZDİ: ÇOCUK KORKTUĞU, ADALET KOLLADIĞI İÇİN SUSUYOR
Adli Tıp Kurumu tarafından 2013-2018 yılları arasında gerçekleştirilen cinsel dokunulmazlığın ihlaline ilişkin adli muayeneleri değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gamze Akkuş İlgezdi, artan cinsel saldırı vakalarına karşın adalet mekanizmasının cezasızlık prensibinde direndiğinde dikkat çekti.
“Cinsel saldırı, kişi özgürlüğüne ve beden bütünlüğüne yapılmış, cinayetten sonra en ağır saldırıdır. Bu suç; cinsel tacizden, istismara, ensestten tecavüze kadar, birkimsenin vücut dokunulmazlığının ihlaliyle son bulan geniş bir yelpazeyi kapsar” diyen İlgezdi’nin açıklaması şu şekilde:
CİDDİYE ALINMAYAN BİNLERCE KADIN VAR: Adli Tıp Kurumu’nun verileri Türkiye’de giderek artan cinsel şiddetin önlem alınmadığı takdirde bizleri nasıl bir felaketin beklediğinin en açık göstergesi. Zira bu veriler mağdurların şikâyeti üzerine açılmış adli dosyaları gösteriyor. Oysa şikâyet etmekten korkan, çocuk olduğu için susan, çevre ne der diyerek çekinen ve adli kolluk tarafından ciddiye alınmayan yüzlerce hatta binlerce kadın ve çocuk olduğunu biliyoruz. Cinsel şiddete uğrayan kadın ve çocuklar korkuyorlar çünkü adalet mekanizmasının nasıl işlediğini gazetelerden okuyor, televizyonda izliyorlar. “İdam” ve “hadım” tartışmaları arasında saldırganların “iyi hal indiriminden”, “saygın tutum maddesinden”, “eksik teşebbüs bendinden” yararlandıklarına şahit oluyorlar.
CİNSEL ŞİDDET YAYGINLAŞIYOR: Ne yazık ki çocuklar korktukları için adalet ise kolladığı için susuyor. Her cinsel şiddet olayında “rıza” arayan ve bir şekilde “eksik teşebbüs” yaratan yargı eliyle cezasızlık kutsanıyor. Başka bir ifadeyle cinsel şiddet bir şekilde her gün yeniden üretiliyor ve yaygınlaşıyor. Daha tehlikelisi ise cinsel şiddeti meşrulaştıran sosyolojik olgular araştırılmadığı ve aksine tabulaştırılarak derinlere gömüldüğü için cinsel şiddet vakaları “idam” ve “hadım” arasında “sıradanlaştırılıyor”
CİNSEL SALDIRI MERKEZLERİ HAYATA GEÇİRİLMELİ: Oysa cinsel saldırı mağdurunun, yargı ve kolluk eliyle tekrar tekrar mağdur edilmesini önlememiz gerekiyor. Bu bakımdan yasa yapmak yetmez. Yasayı yapanların da, uygulayanların da cinsel şiddete karşı sıfır tolerans prensibiyle hareket etmesi lazım. Bu bakımdan öncelikle mağdurun travmasını ortadan kaldıracak, bünyesinde adli tıp uzmanı da barındıran aynı zamanda cinsel saldırılara karşı önleyici ve destekleyici hizmetlerin de verilebileceği “cinsel saldırı merkezleri” acilen hayata geçirilmelidir. Cinsel saldırı ile ilgili çalışmaların yapılması, demografik verilerin sunulması, aksaklıkların tespit edilmesi gerekli tedbirlerin alınması açısından değerlidir.