Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun '4 yanlış 1 doğru yapar mı' sözlerine atıf yaparak, "4 yanlıştan kastının ne olduğu esasen bizim meselemiz ve gündemimiz değildir. Başbakan unutmasın; 4 yanlış 1 doğruyu ancak imtihanlarda götürür. Fakat 4 hırsız bir ülkeyi ancak AKP ile götürür ve götürmüştür." diye konuştu.
Partisinin Düzce mitinginde konuşan Bahçeli, AK Parti'nin 12 yılda Düzce'ye hiçbir şey vermediğini ifade etti. Davutoğlu'nun Düzce'de yaptığı mitingi hatırlatan Bahçeli, "Başbakanın dün burada toplu konut sayısını 6 bin 377'ye çıkaracaklarını söylemesi desteksiz atıştır. Yeni terminal binasından bahsetmesi, Düzcelinin beklentilerine cevap vermekten uzaktır. İşsizlik Düzce'dedir. Yoksulluk Düzce'nin hanelerinde kökleşmiştir. Fındık para etmemiş, fındık üreticisi mağdur edilmiştir. Nisan ayında yaşanan don afetinden dolayı üreticilerimiz, geçimini fındıktan sağlayan kardeşlerimiz olumsuz etkilenmiştir. Tarım, hayvancılık ve ormancılık çıkmazdadır, devamlı tökezlemektedir. Türkiye dünya fındık üretiminin yüzde 75'ini karşılamaktadır. Fakat son yıllarda özellikle Gürcistan'da yaygınlaşan fındık ekimi üreticilerimizi doğal olarak tehdit ve tedirgin etmektedir. Düzce'nin sokakları işsiz, ümitsiz gençlerimizle doludur. Buna neden AKP'dir, bunun müsebbibi 17-25 Erdoğan ve Serok Ahmet'tir." diye konuştu.
Başbakan'ın Düzce'nin huzuruna çıkarak mesnetsiz konuştuğunu aktaran Bahçeli şunları kaydetti: "Hepiniz gördünüz veya duydunuz. Esti, gürledi, mesnetsiz konuştu, devamlı atıp tuttu. Davutoğlu'nun sözlerinden bir şey anladınız mı? Düzce için herkesin ittifakla benimseyip 'tamam' diyeceği bir vaat işittiniz mi? Düzce'ye AKP'den hayır yoktur, hizmet olmayacaktır. Yine dün demiş ki, 'Onlar Düzce'ye geldiklerinde böyle bir topluluğa hitap edemezler'.. Sayın Davutoğlu, gel de coşku gör, gel de meydan gör, gel de Düzce'nin dosta nasıl güven verdiğine, düşmana nasıl korku saldığına tanıklık et. Bizim mitinglerimize devletin araçları insan taşımıyor. Bizim mitinglerimize valiler, kaymakamlar ve diğer memurlar destek vermiyor. Bizim mitinglerimize kiralık alkışçılar getirilmiyor, bindirilmiş kıtalar yerleştirilmiyor. Bizim mitinglerimize zorla, tehditle ve hatta parayla insan da gelmiyor."
Davutoğlu'nun Düzce'de de bir iftirayı tekrarladığını söyleyen Bahçeli şöyle devam etti: "Ahlaksız bir iftirayı her gittiği yerde konuşmaktadır. Buna göre bir ihanet şebekesi varmış. Ve Davutoğlu bizi CHP-HDP ve sözde paralel yapılanmayla aynı karede göstermeye kalkarak bu şebekeye dahil olduğumuzu hayasızca söylemiştir. İhanet AKP'ye has bir rezilliktir. Şebeke kurmak, Kandil'e şebeklik yapmak, rüşvet ve ihanet kervanına katılmak, hatta başı çekmek AKP'nin ve Davutoğlu'nun uzmanlık alanlarıdır. Başbakan'ın sanıyorum ateşi yüksektir. Zira tehlikeli hayaller görmeye başlamıştır. Demiştir ki; birileri, 4 yanlış 1 doğruyu, yani AKP'yi götürmesi için planlar yapmıştır. Davutoğlu'nun birileri dediklerinin kimliği, 4 yanlıştan kastının ne olduğu esasen bizim meselemiz ve gündemimiz değildir. Başbakan unutmasın; 4 yanlış 1 doğruyu ancak imtihanlarda götürür. Fakat 4 hırsız bir ülkeyi ancak AKP ile götürür ve götürmüştür. Davutoğlu ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilmekten acizdir. Ve kendisi acınacak haldedir. Niyazım o dur ki, Allah hiçbir kulunu Ahmet Davutoğlu'nun durumuna düşürmesin. AKP-PKK-HDP-İmralı dörtlüsü Davutoğlu'nun kafasını allak bullak etmiş, hararetini yükseltmiştir. Bizim HDP'yle aynı çizgiye geldiğimizi iddia eden Serok Ahmet, asıl ipleri Kandil'de olan terör elçileriyle hangi tezgah ve tuzakları kurduklarını açıklamalıdır. Adana ve Mersin'deki bombalamaların altında kimler vardır? Hangi siyasi hedefler gözetilmiştir? Saray ve Davutoğlu'nun yönettiği devlet içindeki bazı mahfiller bu suikast teşebbüsünün neresinde, HDP ve PKK hangi roldedir? 7 Haziran'a 19 gün kala sokak temelli kan ve ölüm yatırımı yapan karanlık ellerin, kanlı emellerin ardında kimler vardır? Davutoğlu, MHP'yle HDP'yi aynı çizgide gösterecek kadar küçülüyorsa, doğruları söyleyecek ve meselenin içyüzünü aydınlatacak kadar büyümeyi denemelidir. Kandan geçinen esasen bellidir. Ölümden geçinen de ortadadır. Felaketlerden siyasi rant uman vicdansızlık da Erdoğan ve Davutoğlu'na has bir kepazeliktir."
Düzce'nin 12 Kasım 1999'da bir yıkım yaşadığını hatırlatan Bahçeli, "O devirde 57. Koalisyon Hükümetinde siyasi sorumluluk üstlenmiştik. Ve depremin yaralarını sarmak için her fedakarlığı yapmıştık. Şimdi Erdoğan ve Davutoğlu kalkmış, 16 yıl önceki acılarımızı siyaset ve başkanlık propagandasına alet etmektedir. Ve yalan üstüne yalan konuşmaktadırlar. Erdoğan 18 Mayıs'ta Samsun'da; Düzce depremi diyeceği yerde, Düzce mitinginin altında kaldığımızı yüzü kızarmadan iddia etmiştir. Allah, Erdoğan'ın dilini dolandırmış, bu haksızlığı, bu gıybeti ve bu iftirayı ağzına tıkamıştır. Deprem, birden 'miting' olmuştur. Tıpkı geçtiğimiz yıl Eskişehir'de; 'evlatlarıma helal lokma yedirmedim' demesi gibi, bu isabetli bir itiraf da olsa, yine de pot üstüne pot kırmıştır." açıklamasında bulundu. CİHAN